Ankara 32'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nce Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'nde görülen duruşmaya Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş ve yakınları, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır, milletvekilleri, sanıklar ve taraf avukatları katıldı.
SANIKLARIN SON SÖZLERİ
Tutuklu sanık Eray Özyağci, "Tasarlayarak kimseyi öldürmedim. Yaralamak için geldim. Spontane bir şekilde oldu. Keşke bu şekilde olmasaydı. Kendi özgür hür irademle yaptığım şeyi değerlendirmenizi istiyorum. Bana verilecek her türlü cezayı hak ediyorum. Keşke ölmeseydi. Öldü zaten başımıza bir sürü iş geldi." dedi.
Tutuklu sanık Vedat Balkaya da Ankara'ya geliş kastının alacak verecek meselesine yardım etmek olduğunu öne sürerek, "Bir insanın öleceğini bilsem buraya gelmezdim. Eray'ın orada yapmış olduğu eylemin benimle hiçbir alakası yok. Ben alacak verecek meselesi diye geldim, kendisi çok farklı eylem gerçekleştirdi. İstemeden de olsa bu olaya yardım etmiş oldum. Vereceğiniz karara razıyım ama tahliyemi talep ediyorum." diye konuştu.
Tutuklu sanık Doğukan Çep ise kimseden emir almadığını iddia ederek, "Olay benim şahsi meselemdir. Verilecek karara razıyım." ifadesini kullandı.
Tutuklu sanık Tolgahan Demirbaş, "Olay olup bittikten sonra, olayla hiçbir alakası olmayan bir camiayı bu olayla ilişkilendirilmek için kumpas kuruldu. Ben de rehin alınmış bir ülkücüyüm. Bu kirli masayı temiz bir bezle silmenizi istirham ediyorum. Bir ülkücü olarak Türk mahkemelerine güveniyorum." savunmasını yaptı.
Tutuksuz sanık Zekeriya Asarkaya ise "Beni bu olayın içindeymişim gibi göstermek istiyorlar. Üzerimdeki bu algının kalkmasını istiyorum. Beraatimi talep ediyorum." savunmasını yaptı.
Diğer sanıklar da savunmalarında suçsuz olduklarını öne sürerek, beraat ve tahliye talebinde bulundu.
10 SANIĞA HAPİS CEZASI
Mahkeme heyeti diğer sanıkların da savunmalarının alınması ardından kararını açıkladı. Tetikçi Eray Özyağcı, motosiklet sürücüsü Vedat Balkaya ve cinayet mahallinde keşif yapan Suat Kurt'a 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, müşteki Selman Bozkurt'a yönelik 'kasten öldürmeye teşebbüs' suçundan ise 13'er yıl hapis cezası verildi. Özyağcı'ya ayrıca 'ruhsatsız tabanca bulundurmak ve taşımak' suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi. Doğukan Çep ve Tolgahan Demirbaş da 'tasarlayarak kasten öldürmeye azmettirme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırıldı.
Sanıklar Aşkın Mert Gelenbey, Murat Can Çolak ve Emre Yüksel'e 'tasarlayarak öldürmeye yardım' suçundan 18'er yıl, sanık Mustafa Uzunlar ise 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Sanık Alper Atay'a 'suçluyu kayırma' suçundan 2 yıl hapis cezası verilerek, hükmün açıklanması geri bırakıldı. Sanıklar Zekeriya Asarkaya, Hakan Saraç, Ufuk Köktürk, Mehmet Yüce, Osman Bayraktar, Caner Günay, Umut Ersoy, Çağlar Zorlu, Aytaç Ataç ve Erdem Karadeniz'in üzerlerine atılı suçlardan beraatlerine karar verildi. Beraat kararı verilen sanık Caner Günay hakkında 'suçluyu kayırma' suçundan Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı'na ihbarda bulunulmasına hükmedildi.
2 SANIĞIN DOSYASI AYRILDI
Sanıklar avukat Serdar Öktem ve dönemin Ankara Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal hakkında 'tasarlayarak kasten öldürmeye yardım', Aykal hakkında ayrıca 'kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek ve yaymak' suçundan açılan dava dosyasının ayrılmasına karar verildi. Buna gerekçe olarak, sanıkların telefon şifrelerini vermekten imtina etmeleri ve cep telefonlarının incelenebilmesi için ABD'ye yazı yazılarak telefon şifrelerinin istenmesi gösterildi. Mahkeme, ayrıca sanık Öktem'in cezaevinde bulunduğu süre göz önünde bulundurularak tahliyesine karar verirken, Aykal'ın tutukluluk halinin devamına hükmedildi.
DURUŞMA ARASINDA GERGİNLİK
Karar açıklanmadan önce duruşmaya verilen arada sanık yakınlarından M.K., Sinan Ateş'in ablası Selma Ateş Kazanç'a saldırıda bulundu.
Şüpheli M.K., polis tarafından gözaltına alınırken Sinan Ateş'in yakınları olaya tepki gösterdi. Sinan Ateş'in eşi Ayşe Ateş, "Sinan'ı öldürdüğünüz yetmedi sıra bize mi geldi? Savunmasız insanlara saldırmak hangi kitapta yazar? Yeter artık, buramıza geldi. Herkes kendine gelsin, bu hiçbir kitapta yazmaz. Ne adamlıkta ne insanlıkta yeri var bunun. Hem suçlusunuz hem güçlü, hepimizi öldürün rahatlayın. Sinan'ı öldürdünüz, bizi de öldürün, siz de kurtulun, biz de kurtulalım artık. Kahrolsun böyle düzen" diyerek tepkisini dile getirdi.
Selma Ateş Kazanç da şüphelinin ortada hiçbir şey yokken 'Ne diyorsun sen' diyerek, kendisine ve yanındaki eşine saldırdığını ileri sürerek, "Bu kadar aleni bir saldırının bu kadar polisin içinde yapılması ve kararın verileceği bir anda yapılması gerçekten, 'Adalet nerede' sorusunu bize tekrar tekrar sordurtuyor. Eğer ki o adam orada beni öldürseydi ne olacaktı? 'Ne dedin sen' dedi sadece. Öyle saldırdı bir anda. Biz anlamadık. Çünkü insanlar sürekli yanımıza yaklaşıp işte 'Başınız sağ olsun, yanınızdayız' gibi cümleler kurduğu için ve yanımızda bir genel başkan var, konuştuğumuz bir şey de yok. Davaya yönelik konuşuyoruz, sessiz kalıyoruz" ifadelerini kullandı.