Bu sütunların aşinası olan değerli okurlarım bilirler ki; yıllardır başıboş sokak köpeklerinin yarattığı sorunlar konusunda defalarca yazılar kaleme aldım. 

Yazılarımda öncelikle halkın can ve mal güvenliğini dikkate aldım.

Öncelikle, herhangi bir cana en küçük bir zarar gelmemesini, çocuklarımızın, yetişkinlerimizin sokaklarda gece ya da gündüz gezebilmelerini dolaşabilmelerini savundum.

Gerek ıssız sokaklar olsun, gerek kalabalık caddeler olsun, madem kentte yaşayan insanlarsak şehirlerde rahatça gezebilmeliydik.

Başıboş köpekler asla insanlarımıza korku salmamalıydı.

Ancak bir taraftan bunu yaparken diğer taraftan da bu masum canları savundum ve onların da biz insanlara yakışır biçimde muamele görmelerini, kısırlaştırılmalarını, toplanmalarını ve modern bakımevlerinde hayatlarının sonuna kadar yaşamaları gerektiğini savundum. 

Bunun için yapılması gerekenleri hem belediye yetkilileri hem de hayvan hakları savunucularıyla birlikte defalarca konuştum, görüşlerini aktardım.

Hayvan hakları savunucuları sürekli olarak belediyelerin görevlerini eksik yaptıklarını ve yeterli bakımevi ile kısırlaştırma merkezi açmadıklarını savunuyorlar, belediyeleri suçluyorlardı. 

Bu arada bir çok vatandaşımız ise hayvanseverleri, insan canını hiçe sayarak sokak köpeklerinin çoğalmasını sağlamak ve belediyelerin bu sokak köpeklerini bir şekilde bertaraf etmelerini önlemekle suçluyorlardı. 

Elbette hiçbir cana kastedilmesi düşünülemez ve savunulamaz.

Elbette ki çözüm, sokak köpeklerinin öldürülmesi değil kontrol ve denetim altına alınmasıdır.

Fakat sonuçlara bakın işte.

İmamoğlu’nda bir kadın yurttaşımız feci biçimde sokak köpekleri tarafından parçalanarak öldürüldü. 

Bu anlaşılır ve kabul edilebilir bir durum değildir. Eğer bir şehirde, sokak köpekleri bir vatandaşımıza saldırıyorsa orada mutlaka görevini yapmayan birileri vardır ve bu sorgulanmalıdır. 

Bu bugün İmamoğlu’nda yaşanır, yarın Seyhan’da Çukurova’da yaşanır. 

Zaten Seyhan ve Çukurova’da da bir çok mahallede geceleri sokağa çıkamıyor insanlar, bu köpekler yüzünden. 

Ben bile kaç defa sokak köpeklerinin vatandaşlara saldırışa tanık oldum.

Hatta bir defasında da arabamı köpeklerin üzerine sürerek bir vatandaşımızın saldırıdan kurtarılmasını sağladım.

Bunu şunun için yazıyorum, bu uzaktaki bir sorun değil. 

Yanıbaşımızda ve bununla iç içeyiz.

HAYKONFED (Hayvanları Koruma Derneği ) Başkanı Nesrin Çıtırık, konuyla ilgili açıklamasında şöyle diyor: 

2004 yılında, ana hükmü belediyelerin KISIRLAŞTIRMA yapması olan Hayvanları Koruma Kanunu'nuna rağmen Adana'da da hiç bir ilçe belediyesi BAKIMEVİ kurmadı, KISIRLAŞTIRMA yapmadı. Büyükşehirin tek başına yaptığı kısırlaştırma ise üremeyi kontrol altına alamadı. 

İmamoğlu Belediyesi nüfusu 28.000 olduğu için yasaya göre bu yıl 2024 yılı sonuna kadar bakımevini kurmuş olması gerekirken hala hiç bir çalışması YOK. Şimdiye kadar da yasal toplama ekibi kurup İmamoğlu'ndaki HAYVANLARI KISIRLAŞTIRMAK üzere Büyükşehir Belediye Barınağına da getirmedi. İmamoğlu Belediyesi, diğer ilçeler gibi hayvanlar çoğaldıkça başka ilçelere köylere kırsala attı, başka ilçeler de getirip ona attılar, hayvanlar hızla üremeye devam etti. 

Bu kanun tanımaz belediyeler kısırlaştırma yapmıyor, hayvanlar çoğalıp aç sefil yaşam savaşı verirken, bizim savunmasız VATANDAŞLARIMIZ da böyle saldırılara maruz kalıyor, musdarip ve şikayetçi durumda. Bu elim olay neticesinde kaybettiğimiz bu vatandaşımızın suçlusu ve sorumlusu belediye başkanlarıdır ve hasap sormayan üst kurumlardır. Bu acı insan kayıpları ne belediyelerin umurunda ne de diğer yetkili kurumların umurunda. 

En son 2019 yılında sayın valimiz Mahmut Demirtaş, bütün başkanlara BAKIMEVİ KURMA ve KISIRLAŞTIRMA yapma talimatını vermişti. Hiç bir belediye bunu yapmadı.

Şimdi muhterem valimiz Yavuz Selim Köşger, bütün başkanlara bakımevi kurma ve kısırlaştırma yapma talimatı vermiş bulunuyor. Bu belediyeler de çeşitli kılıflar ile geçen defa olduğu gibi bakımevi kurmayacak ve kısırlaştırma yapmayacaklar. 
Basın olarak desteğinizi bekliyoruz.”

Nesrin Çıtırık hanımefendinin bu sözleri elbette doğru ama eksik.

Acaba hayvanseverler, bu sorunların giderilmesi konusunda ellerini gerektiği gibi taşın altına koyuyorlar mı?

Bazen, hayvanlara yapılan kötü muameleye haklı olarak tepki gösteren bazı hayvanseverler  bir insanın sokak köpekleri tarafından saldırıya uğraması karşısında sus pus oluyor.

Özetle, Nesrin Çıtırık hanımın doğru tespitleriyle belediyeler hatta Valilik bu işe el koymalı.

Belediyeler yıllardır bu işi çözemediklerine göre olay, bir vatandaşlık hakkı sorunu olmuştur. 

Adana Valiliği bu konuda belediyelere talimat vererek sokak köpeklerinin toplanmasını ve kısırlaştırılmalarını, barınak sayısının artırılmasını sağlanmalı.

Köpekler, barınaklarda karınları doyarak, veteriner kontrolü altında yaşasınlar. 

Sokaklarda sahipsiz başıboş köpek istemiyoruz. 

O kadar!...