Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde, 28 Kasım 2015 tarihinde katledilen eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi cinayeti davasının duruşması yapıldı.
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi'nin, basın açıklaması yaptığı sırada vurularak öldürülmesiyle ilgili süren davada tutuksuz sanık olarak yargılanan polisler, S.T., F.T. ve M.S., için savcı, sanıkların beraatı yönünde mütalaa verdi.
"NEREDEN GELDİĞİ TEPİT EDİLEMEYEN KURŞUN"
Cumhuriyet savcının mahkemeye sunduğu mütalaasında, şöyle dendi:
“Olay yerinde görevli polis memuru sanıklar S.T, F.T. ve M.S. ile adı geçen teröristler arasında gerçekleşen silahlı çatışma anında nereden geldiği yapılan tüm araştırmalara rağmen tespit edilemeyen kurşun ile maktulün hayatını kaybettiği kanaatine varılmıştır.
Sonuç olarak sanıklar S.T, F.T. ve M.S'nin maktule yönelik olarak atılı 'bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçunu işlediklerine dair mahkumiyetlerine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilememesi karşısında, amacı maddi gerçeğin ortaya çıkarılması olan ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden birisi olan 'şüpheden sanık yararlanır' ilkesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6/2 maddesi ile garanti altına alınan masumiyet karinesi uyarınca, müsnet suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle sanıkların Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 223/2 (e) maddesi gereğince ayrı ayrı beraatine karar verilmesi kamu adına talep ve mütalaa olunur."
"O KARANLIK GÜN BİR GÜN MUHAKKAK AYDINLANACAK"
Avukatların taleplerini reddeden mahkeme davayı 12 Haziran'a erteledi.
Savcının beraat talebine tepki gösteren Diyarbakır Barosu Başkanı Nahit Eren X hesabından yaptığı paylaşımda "Onlarca kamera önünde katledilen Baro Başkanımız Av. Tahir Elçi dosyasında 8 yılın sonunda Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı sanıkların beraatı yönünde mütalaa verdi. O karanlık gün bir gün muhakkak aydınlanacaktır." ifadelerine yer verdi.
"SON DERECE İSTEKSİZ BİR YARGILAMA YAPILIYOR"
Duruşmayı takip eden CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Diyarbakır Barosu Başkanımız Tahir Elçi’nin siyasal bir suikasta kurban edilişinin üzerinden yaklaşık 9 yıla yakın bir zaman geçti. Bugün duruşma yapıldı ve biraz önce duruşma da sonlandı, 12 Haziran tarihine ertelendi.
Önceki oturumda mahkeme esas hakkındaki görüşünü hazırlaması için dosyayı savcılık makamına tevdi etmişti ancak savcılık makamı mütalaasını hazırlayamadı. Dosyanın karmaşık ve kapsamlı olmasını gerekçe gösterdi. Bu nedenle duruşma 12 Haziran'a ertelendi.
Türkan Elçi, Diyarbakır Barosu davaya müdahiller, Tahir Elçi'nin yakınları davaya müdahiller. Avukatlar talepte bulundular, Diyarbakır Barosu Başkanımız talepte bulundu ve bugüne kadar tevsi tahkikat taleplerinin mahkemece yerine getirilmemesini eleştirdiler. Olay yerinde keşif yapılmadı.
Mahkeme keşif talebinden vazgeçti. Yine olay yerini gören kameranın kayıtlarının silinmiş olması sebebiyle bunun yeniden incelenmesi için talepte bulundular fakat mahkeme bu talepleri kabul etmedi.
Olay yerinde eğer bir keşif yapılmayacaksa, gerçeğe nasıl ulaşılacak? Mahkeme keşif yapılamamasının gerekçesini, 'olay yerinin değiştiğini' ifade ederek reddetmişti. Dört Ayaklı Minare de orada duruyor, sokak ta aynı sokak, dolayısıyla çok rahatlıkla herkesin konumunun ne olacağını gösteren bir keşif.
Olayı gören, tanık olan gazetecilerin ve diğerlerinin dinlenmesiyle yapılabilirdi. Mahkemenin tek başına keşif kararı vermemesi ve bunu reddetmesi bile aslında bu davada adalete ulaşmak istenmediğinin de bir göstergesi.
Son derece isteksiz, yasak savma ile bir yargılama yapılıyor maalesef. 12 Haziran'da yine burada olacağız ve gerçek failler ortaya çıkana kadar da bu olayın, bu siyasal suikastın takipçisi olacağız."