Tuzla Piyade Eğitim Komutanlığı’nda, 10 Kasım Atatürk’ü anma töreninde bir teğmenin Atatürk’ün fotoğrafını yakasına takmaması ile başlayan gerilim, üç gün sonra odasının kapısına asılan Atatürk fotoğrafının indirilmesiyle arbedeye dönmüştü. Dövüldüğünü öne süren teğmen, hastaneden darp raporu almak istedi. Ancak doktor “Darp izi yok” raporu verdi. Bunun üzerine teğmen C. Savcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Bu konu büyüdükçe büyüdü...

Şimdi, sanırsınız yüzlerce asker birbirine giriyor, her gün kavga-dövüş var. Bir teğmenin olayı koca bir eğitim merkezini sarstı. Televizyonların önemli tartışma konusu olduğu gibi TBMM’de soru önergelerine, konuşmalara da konu ediliyor. Başından beri gelişmeleri izleyen bir gazeteciyim. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, olayı öğrendiğinde idari soruşturma başlatmış. Bunun yanı sıra, teğmenin savcılığa yaptığı suç duyurusu var. Kaç kişinin ilişiği kesilecek ya da kesilmeyecek bunlar belli değil. Ama gelişen olayda tehdit, hakaret, hedef gösterme gibi bazı iddialar bulunuyor.

AYNI KEFEDE DEĞİL

Yapılan yorumlar, gelişmeler Milli Savunma Bakanlığı’nda üzüntüyle izleniyor. Teğmenlerle ilgili nasıl karar verileceğini bilemedikleri için rahat da konuşamıyorlar. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan yazılı açıklamada da son derece dikkatli, sağa-sola çekilmeyecek dil kullanılmış. Ama ne yazarlarsa, ne söylerlerse bu iş daha uzun süre konuşulur.

Gelişmelerden görevi gereği haberdar olan bir komutana son durumu sordum. Şunları anlattı:

“Atatürk’ün fotoğrafını takmayanla, buna tepki göstereni aynı kefeye koymuyoruz, öyle bir şey yok. Eğer bu olay orada kalsaydı o gün o teğmen Atatürk fotoğrafını takmadı diye diğer teğmenlerin değil de bölük komutanının müdahalesiyle takılsaydı orada bu iş biterdi. Ama bunun arkası var ve biz bunları açıklayamıyoruz. Çünkü başlayan bir adli süreç var. Hazırlık soruşturmaları gizli yapılır. Oradan ne çıkacağı bilinmiyor. O bakımdan biz şu anda çok rahat konuşamıyoruz.

OLAY DİSİPLİNSİZLİK

‘Atatürkçü teğmenler atılıyor, diğerleriyle aynı kefeye konuluyor’ diye bir şey yok. Olay disiplinsizlik, kendilerine göre cezayı kendilerinin kesmeye çalışmış olması. Oranın amiri var, memuru var, disiplinin tesisinden sorumlu insanlar var. Siz onlara, bir teğmenin yakasına Atatürk fotoğrafı takmadığını anlatmışsınız. ‘İğne yok’ demiş. Bölük komutanı da iğne getirtip fotoğrafı taktırmış. Daha sonra muhtemel disiplin süreci başlatacak. Ama siz onu beklemiyor, ‘Bunun cezasını kendim keseceğim’ diyorsunuz. Olayların üç gün sonra çıkmasının sebebi de bu.

Atatürkçü subaylara sadece Atatürkçü oldukları için bu olaya tepki gösterdikleri için bir şey yapabilir miyiz? Böyle bir şey olabilir mi? Bunun disiplinsizlik olarak çok boyutu var. Biz, devlet kurumu hassasiyetiyle bunun adli sürecine saygı duyarak bekliyoruz. Bizim asıl meselemiz disiplin. Disiplini bozan kim olursa olsun mutlaka gereği yapılır, şu an da yapılıyor. Ona da saygı duymak, sonucu beklemek lazım. 

GÜLER’İN ATATÜRKÇÜLÜĞÜ

Herkes bir tarafından tutup çekmeye çalışıyor. Olay, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Atatürkçülüğüne kadar geldi. Yaşar Güler’i herkes tanıyor, ne olduğunu biliyor. Bu konularda en çok mücadele eden insanlardan birisi... Atatürkçülüğünü sorgulamak açıkçası kimsenin haddi de değil.

‘TSK bu duruma mı geldi?’ diye insanlar endişe duymakta haklılar. Eğer bir tarikat varsa, bu teğmenlerin bir bağı varsa yapılacak işlem şu: Amirinize gideceksiniz, bunların böyle şeyler yaptıklarını bildireceksiniz. Amiriniz gereğini yapmazsa ona da gereği yapılır. Hiçbir şey gizli kalmıyor. Gereği yapılmıyorsa zaten duyuluyor, herkes tepki gösterir. Bu konuda herkese hassas olmaları konusunda telkinlerde bulunuyoruz. Emirler veriliyor.

Türk Silahlı Kuvvetleri’nin görevi belli. Birlik ve beraberlik en büyük silahımızdır. Bunu bozacak, etkileyecek, akamete uğratacak gelişmelere fırsat vermeyiz. Silah arkadaşlığında birlik, beraberlik çok önemli. Ayrılıkları körükleyecek tavır, davranışa girmenin kimseye faydası yok. Her farklı düşüncede insanlar olabilir ama orada olma sebepleri o değil. Problem yaratacak bir durum varsa da bunu çözecekler zaten. Kimse kendi cezasını kendi kesmeye kalkmasın. Silahlı Kuvvetleri yıpratmamak lazım. 

85 BİN ASKER OPERASYONDA

Türk Silahlı Kuvvetlerinde yaklaşık 85 bin asker her gün operasyonda. Morallerinin bozulmaması için uğraşıyoruz, anlatmaya çalışıyoruz ama bilip bilmeden bazı şeyler yazılıyor, televizyonlarda konuşuluyor. Bırakın, kurumlar işlerini bir yapsın. Sonuç çıksın, ona göre eleştiren eleştirsin. Şu anda süreç devam ediyor.

Yüksek Disiplin Kurulu nasıl bir karar verecek bilmiyoruz. Olaya karışanların belki bir kısmı atılacak, bir kısmı atılmayacak. Adli soruşturma sonucu belki takipsizlik kararı çıkacak, belki iddianame hazırlanacak. Ama bir şey densin, sonra tartışılsın. Bizim hassasiyetimiz belli. Türk Silahlı Kuvvetleri gerçekten bu işe disiplin açısından bakıyor ve disiplinsizliğe kim olursa olsun asla müsamaha göstermeyecek.”

Bu TSK’da sembol bir karar olacak. Bunun ilk adımı Piyade Okul Komutanı generalin değiştirilmesiyle atıldı.