Aşağıda okuyacağınız yazı, 1993 yılının karlı 24 Ocak sabahı, Ankara’da, evinin önündeki özel aracına yerleştirilen patlayıcılarla şehit edilen büyük araştırmacı gazeteci dostum Uğur Mumcu tarafından, 16 Nisan 1981’de Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde yayımlandı.

Aradan gecen 43 yılda onun “ülkemizde en yaygın, en uzun süre ayakta kalmış, en tehlikeli ve en yoğun siyasal destekli gizli örgüt” olarak tanımladığı “mafya” yok edilemediği gibi, giderek uluslararası bir boyut kazandı. Türkiye yabancı mafya babalarının, uyuşturucu ve fuhuş baronlarının hesaplaşma arenasına dönüştü. 

İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyük kentlerimizle tatil cenneti yörelerimizde, polisiye filmlere konu olabilecek, kara paraların paylaşımı kaynaklı korkunç cinayetler işlendi.

İçişleri Bakanlığı değişikliğinden sonra aralıksız yapılan operasyonlardan anlıyoruz ki dünyada kırmızı bültenle aranan ne kadar suç örgütü liderleri varsa kapağı Türkiye’ye atmış.

Ülkemiz dünyanın azılı kriminalleri için adeta genel kurul toplantısı yapabilecekleri korunaklı bir alan olmuş!..

★★★

Şehit edilişinin 31. yıldönümünde sevgi, saygı, özlem ve rahmetle andığımız Mumcu’nun 43 yıl önce bugünleri anlattığı ve mafyanın siyasi bağlantılarına dikkat çektiği o yazısı:

“Önceki gece televizyonda Uğur Dündar’ın “Günlerin Getirdiği” adlı programını herhalde izlemişsinizdir. Dündar, bu programda gerek Gaziantep’teki kaçakçılığı, gerekse İskenderun’da “Soğukoluk” adı verilen fuhuş ve eğlence örgütünü gözler önüne serdi. Bu program nedeniyle TRT yönetimi ile Uğur Dündar’ı yürekten kutlarız.

★★★

İzlediğimiz program genel olarak “mafya” olarak andığımız yeraltı dünyasının, yoksul genç kızları ne gibi yollarla ağlarına düşürüp, bu kara yazgılı insanları nasıl kullandıklarını unutulmaz görüntülerle ortaya koydu.

★★★

Kabul edelim ki Türkiye’de yıllarca, yasa ve devlet tanımayan yeraltı dünyasının kuralları egemen oldu. Uyuşturucu madde, silah, sigara ve yedek parça kaçakçılığından başlayıp, eğlence ve fuhuş ticaretine kadar uzanan suç örgütleri, siyaset dünyası ile içlidışlı ilişkilerle ayakta kalmayı becerdi. Silah kaçakçılarından gazino patronlarına kadar uzanan bir kirli çizgi, Türk mafyasının parmak izlerini yansıtmaktadır.

★★★

Uğur Dündar’ın programında izledik. Gazino patronlarının “acenta” dedikleri bir “fuhuş örgütü” çeşitli yollarla genç kızları aldatıp kaçırıyor. Ve bu genç kızlar bu örgüt tarafından uyuşturucu haplarla bayıltılıp, Soğukoluk’taki  fuhuş ve eğlence merkezine getiriliyor. Artık buradan kaçıp kurtulmak olanaksızdır. Gizli dehlizler, mağaralar yapılmış, muhafızlar ve eşkıya kiralanmıştır.

12-13 yaşlarındaki kız çocukları, esir pazarlarında satılırcasına, 50 bin liraya, 60 bin liraya, bu fuhuş ticaretine teslim ediliyor. Ve bu kirli, bu iğrenç çark yıllarca böyle döndürülüyor.

★★★

Bu arada memnuniyetle öğreniyoruz ki, Adana Sıkıyönetim Komutanlığı bu fuhuş yuvasına baskın düzenleyerek sorumluları gözaltına almıştır. Bu fuhuş tacirlerinin yargılanması, hiç şüphesiz bu fuhuş yuvasının bugüne kadar kimlerin desteği ya da göz yumuşları ile açık tutulduğunu da ortaya çıkarabilecektir. Ve belki bu yargılama “mafya” adı ile bildiğimiz yeraltı dünyasının bir bölümünü, siyasal destekleri ve ilişkileriyle birlikte, gözler önüne sermeye yetecektir.

★★★

Uğur Dündar’ın programını gördükten sonra, şu gözlemimizi bir kez daha yineleyelim: Ülkemizde en yaygın, en uzun süre ayakta kalmış, en tehlikeli ve en yoğun SİYASAL DESTEKLİ  gizli örgüt “mafya”dır...”