Olay, 15 Ağustos 2020 ile 10 Temmuz 2022 tarihleri arasında Kayseri'de meydana geldi. Baba C.Y. (39), oğlu R.Y.'nin (6) 15 Ağustos 2020'de ranzadan düşerek ölmesi sonrası kızı B.Y.'nin ve eşinin davranışlarından şüphelenerek eve ses kayıt cihazı koydu.
Ses kayıt cihazında Fatma Y.'nin, üvey kızı B.Y.'ye farklı tarihlerde hakarette bulunup, eziyet ettiği ve insan dışkısı yedirdiği ortaya çıktı.
CY.’nin şikayeti üzerine eşi Fatma Y. hakkında 'eziyet' suçundan dava açıldı.
5 YIL HAPİS CEZASI ALDI
Kayseri 16'ncı Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın karar duruşmasında tutuksuz sanık Fatma Y. ile mağdur B.Y. ve babası C.Y.'nin avukatı Mustafa Avşar hazır bulundu. Mahkeme hakimi, sanık Fatma Y.'yi, 'çocuğa karşı eziyet' suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırdı. Hakim, sanığın daha önce mahkumiyetinin bulunması, suç konusunun önem ve değeri nazara alınarak sanığın etkin pişmanlık gösterip, yeniden suç işlemeyeceğine dair olumlu kanaat oluşmadığından sanık hakkında 'iyi hal' indirimi yapmadı.
B.Y.'nin avukatı Mustafa Avşar'ın sanığın en üst sınırdan ceza alması gerektiği gerekçesiyle karara itiraz edip, dosyayı Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi'ne taşıdığı öğrenildi. Diğer yandan B.Y.'nin babası ile Fatma Y.'nin boşanma aşamasında olduğu, davalarının sürdüğü belirtildi.
'MAĞDUR SÜREKLİ İÇİNİ ÇEKEREK AĞLIYOR'
Mahkeme, sanık Fatma Y.'ye verilen 5 yıl hapis cezası kararının gerekçesini açıkladı. Fatma Y.'nin mağdur B.Y.'e karşı söylediği ve davaya konu ses kaydı üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesine de yer verilen kararda, "Hadi 'baba' diye ağlasana. Ağlasana kız. Ağla, hadi. Dön sırtını, geberteyim seni. Sesini duymayacağım. Ağzını kapat, nefes alma. Nefes alma. Gebertirim seni. Kes sesini. Seni görmeyeceğim. Senin kafanı kopartırım. Seni geberteyim mi? Nefes alma lan. Alma nefes. Sesini kes git, kapının orada bekle. Sus, sus sus" şeklinde bir çok tehdit ve hakaret içerikli sözleri olduğuna vurgu yapıldı.
Yine söz konusu bilirkişi incelemesinde Fatma Y.'nin mağdur B.Y.'ye vurduğunun anlaşıldığı görüşünde bulunularak, "Sanığın mağdurun canını yaktığı, mağdurun canının yandığının anlaşıldığı, mağdurun sürekli olarak ağladığı ve içini çekerek ağladığının anlaşıldığı söz konusu ses kaydına ilişkin raporun değerlendirme ve sonuç kısmında Fatma Y.'nin kız çocuğuna bağırarak eziyet ettiği, birçok defa vurduğunun duyulduğu, hakaret ve tehdit içerikli söylemlerinin olduğuna" değinildi.
MAHKEME: ÖZ ÇOCUKLARINA ŞİDDET UYGULAMADI
Mağdur B.Y.'nin sürekli iç çekerek ağladığına dair ses kaydına da vurgu yapan mahkeme, "Mağdurun sürekli içini çekerek ve bağırarak ağladığının anlaşıldığı, evin içinde mağdur çocuktan başka bir kız çocuğu ve erkek çocuğunun da daha olduğu ancak sanığın bu diğer kız çocuğu ve erkek çocuğuna yönelik suç teşkil eden bir eyleminin olmadığı, bu çocukların şüphelinin önceki evliliğinden olan ve dosya kapsamında bilgisine başvurulan çocukları olduğu anlaşılmıştır" denildi.
'BABANIZA BİR ŞEY SÖYLERSENİZ DÖVERİM'
Mağdur B.Y.'nin sanık Fatma Y.'nin kendisine sürekli kötü davrandığı yönündeki ifadelerine de değinilen kararda, "Mağdurun aşamalarındaki ifadesinde sanık Fatma'nın elini sıktığını, canını yaktığını, 'salak, öküz, gerizekalı' dediğini, 'babanıza bir şey derseniz, sizi döverim' dediğini, bu nedenle babasına bir şey söyleyemediğini, Fatma'nın sürekli olarak oklava ile dizlerine vurduğunu, ağzına acı biber sürdüğünü beyan etmiştir" ifadelerine yer verildi.
'İNSAN ONURUNA YAKIŞMAYAN SİSTEMATİK FİİLLERİ VAR'
Sanığın üvey çocuğu olan mağdur B.Y.'nin 15 Ağustos 2020-10 Temmuz 2022 tarihleri arasında hakaret içerikli sözler söylediğine de vurgu yapılarak, "İnsan dışkısı yedirdiği, süreç içerisinde insan onuruna yakışmayan birden çok eylemde bulunduğu anlaşılmakla her ne kadar sanık hakkında tehdit ve hakaret suçları yönünden kamu davası açılmış olsa da eylemler değerlendirildiğinde, B.Y.'ye yönelik insan onuru ile bağdaşmayan, acı çekmesine ve aşağılanmasına yol açan sistematik süreklilik arz eden fiilleri gerçekleştirdiği, eyleminin bir bütün halinde eziyet suçu kapsamında kaldığı, çocuğa karşı işlediği de göz önünde bulundurularak alt sınırdan uzaklaşılarak hüküm kurulduğu" görüşünde bulunuldu.