Sevgili Ebru Baki’yle 2013 yılından bu yana sabahları aynı programda buluşuruz.

2013 yılından 2018 yoluna kadar CNN Türk’te Parametre programındaydık.

2019’dan itibaren Haber Türk’te Paragündem oldu.

2023’te de Sözcü TV’de Parapolitika programında buluştuk.

10 yıl, dile kolay.

Binlerce kritik haberi verip üzerinde kritik yorumlar yaptık.

Acı haberlerde hüzünlendik üzüldük, neşeli haberlerde gülüp eğlendik.

Zaman zaman iktidarın şimşeklerini üzerimize çektik, trollerin hedefi olduk.

Ancak hiçbir zaman bir davanın ya da bir cezanın muhatabı olmadık.

★★★

Ebru dünkü programın ikinci yarısında “bir son dakika gelişmesi var” diyerek RTÜK üyesi İlhan Taşçı’nın sosyal medya mesajını okudu.

Mesaj şöyleydi:

“SZC Televizyonu’ndaki programda TÜİK çalışanının işsizliği az göstermelerinin karşılığında prim, terfi aldıklarına ilişkin sözlerinin aktarılması nedeniyle “tarafsızlık” ihlali savıyla yüzde 3 idari para cezasına RTÜK oy çokluğuyla karar verdi.”

Mesajı dinleyince, ben öyle demesem de cezanın bana verildiğini tahmin ettim.

Zira daha önce Akdeniz Bölgesi’ndeki bir İŞ-Kur biriminde çalışan bir yetkiliyle konuşmuştum.

O da “İşsizliği azaltan yöneticiler ödüllendirilir. O nedenle yıl sonlarında istihdam rakamları biraz şişirilir. TÜİK’e de o rakamlar gider” demişti.

Ben de TÜİK işsizlik rakamını yüzde 8 civarında açıklayınca bu konuştuklarımızı yayında aktarmış, rakamlarla ilgili kaygılarımı dile getirmiştim.

“Kesin benim bu sözlerimi yanlış anlayıp ceza vermişlerdir” diye düşünürken, tahminimde yanılmadığımı CHP’nin diğer RTÜK üyesi Tuncay Keser’in sosyal mesajını görünce anladım.

O açıkça cezanın Parapolitika programında benim sözlerim için verildiğini duyuruyordu.

★★★

İnanamadım!

Koca koca RTÜK uzmanları oturmuş ve dinlediklerini dahi anlamamış.

Koca koca RTÜK üyeleri oturmuş ve (Ballı Kıbrıs gezisinin rehavetinden olsa gerek)

“TÜİK çalışanları işsizlik rakamlarını düşük tutunca prim ve terfi alıyor” çarpıtmasını fark etmeden cezayı basmış.

Ne kadar acı bir durum bu!

Dinlediklerini dahi anlamayan insanların bu derecede kritik görevlerde bulunmasına mı yanayım, RTÜK’ün TÜİK’in sokaktaki gerçekleri yansıtmayan istatistiklerinin güvencesi ve şahidi gibi davranmasına mı?

Sorarım size Türkiye’de gerçek işsizlik TÜİK’in dediği gibi yüzde 8 mi?

Sorarım size Türkiye’de gerçek enflasyon TÜİK’in dediği gibi yüzde 62 mi?

Çok merak ediyorum RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin hangi marketten alışveriş yapıyor?

Kendisinden bir ayda kaç kişi iş bulma konusunda yardım talep ediyor? Kaçına yetişebilip iş bulabiliyor?

Çok merak ediyorum, SÖZCÜ TV’ye ceza verilsin diye el kaldıran değerli RTÜK üyeleri hangi ülkede yaşıyor?

★★★

“Post Truth” çağında yaşadığımızı daha önce birkaç defa yazmıştım.

Bu çağın en önemli özelliği algının ve üretilen yalanların kolaylıkla gerçeğin önüne geçmesidir.

Ne yazık ki Post Truth çağının hayatımıza kattığı şeylerden biri de koca koca kurumların (iktidar tarafından üretilen) “Yalanları Ayarlama Enstitüsü” gibi çalışmaya başlaması oldu.

İşsizlik almış başını gitmiş ama TÜİK “İşsizlik yüzde 8” diyebiliyor.

Enflasyon canavarı obez hale gelmiş, TÜİK “Enflasyon yüzde 62” diyebiliyor.

RTÜK de “Şıracının şahidi bozacı” misali “TÜİK’in istatistiklerini eleştiremezsiniz “ havasında.

★★★

Ahmet Hamdi Tanpınar, “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” isimli eserinde başkarakter Hayri İrdal’ın ağzından şöyle der:

“Araya menfaatler girmeyince hadiseleri elbette başka türlü, daha realist bir gözle görmeye, hakikatleri daha uygun şekilde anlamaya ve yorumlamaya başlarız.”

Biz gazetecilerin gerçeklerin ortaya çıkmasından başka bir menfaati yoktur, olamaz.

O nedenle olayları hep gerçekçi bir gözle görmeye, gerçekleri daha uygun anlamaya ve yorumlamaya çalışırız.

Birileri de menfaat yüzünden ne işsizliği görür ne gerçek enflasyonu.

O menfaat bazen koltuktur, bazen para, bazen makam aracı, bazen de yetki, güçtür.

Yine Tanpınar’a göre, “menfaat” gözlerin önündeki en büyük engel ve perdedir. 

RTÜK, TÜİK gibi kurumlar, ne yazık ki Saatleri Ayarlama Enstitüsü’nün kahramanlarından Nuri Efendi’nin tarifiyle “ayarsız saatler” gibi oldular.

Şunu unutmasınlar ki (yine Nuri Efendi’nin ağzından yazıyorum) insanları hak yolundan ayırmak için kötülüğün başvurduğu çarelerden biri de o ayarsız saatlerdir her zaman!