-Yargı yaşam güneşidir.-
Günümüz yönetiminin hukuksal yönden aykırılık ve yanlışlıkları yanında hukuk devleti yapısına ve gereklerine yaklaşımları her zaman tartışılır. Kişisel tutumlarının hukuka uygunluğu, Anayasa’nın 103.maddesindeki TARAFSIZLIK ilkesiyle parti genel başkanlığının uyumsuzluğunun çok açık olduğu gerçeği karşısında anda bağlılık her zaman tartışılır. Anayasal anda aykırılığın belirginliği geçerliğin uygunluğunu gölgeler. Şimdi öyle iktidarcı hukukçular çıktı ki ulusal egemenlikle kişisel ağırlığı birbirine karıştırıyor, yargının bağımsızlığını, yansızlığını karanlığa sürüklüyor. Ayyuka çıkan hukuksuzluk karşısında TBMM’nde muhalefetten yükselen karşı çıkış tepkisi değerli, etkili ve doyurucu bulunmuştur. Bir zamanlar “Anayasa Mahkemesi’nin kararına uymuyoruz ve saygı duymuyoruz” diyen Bay RTE’a Devlet Bahçeli de “Kaldıralım” çıkışlarıyla katılmıştır. Hukukçuluğu tartışılır kimilerinin, köşk yanlılarının, danışman gösterilenlerin saçmalıkları tiksindirici boyutlara varmaktadır. Sanıyorum Yargıtay’ın önceki bilgili, bilinçli, nitelikli üye ve başkanları üzülmüşlerdir. Kurumunun 3. Ceza Dairesi’nin sakıncalı, Anayasa’ya aykırı kararı bir ibret örneği olarak gereken yerine konulacaktır.
Yargının seçkin, önemli, özgün yeri herkesin güven kaynağı olma özelliği hiçbir gölgeye olanak tanımaz. Bu ulusal aydınlığa öncelikle hukukçuların, yargıda görev alanların özen göstermesi gerekir. Kararları dışında ancak bilimsel etkinliklerde görüş açıklaması gereken yargı görevlilerinin tartışmalara katılması, kişisel görüş açıklamaları, basın yoluyla ya da başka yol ve araçlarla kürsüleri dışında yer bulmaları doğru değildir. Yargının yaşamımızdaki özgün yeri güven ve inan kaynağı, dayanağı olması herkesi ona gölge düşürmeme özenine çağırmakta, her yurttaşı yargı konusunda duyarlı ve inançlı kılmaktadır.