“Garson” bir gizli tanığın kod adıdır. Yargıtay kararıyla “Terör örgütü” sayılan “Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanması” kapsamında bu kişi güvenlik güçlerine yardımcı oldu. Ele geçirilen iki SD kartta, örgüt üyelerinin kodlanmış isimleri yer aldı. 2017’de bulunan bu kartlardan birisinin şifresi kırıldı. 4 bine yakın emniyet mensubu açığa alındı, meslekten çıkarıldı, bazıları ise tutuklandı. Ancak, ikinci SD’nin şifresi bir türlü kırılamıyordu.
Geçen yılın Ocak ayında bu kırılamayan şifreli SD, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı’na gönderildi. MİT, uzun uğraşlardan sonra şifreyi kırdı. O şifreli yazışmalar, belgeler belki 150 bin sayfadan fazla. Fethullah Gülen’e gönderilen raporlar, mektuplar, örgüt üyeleriyle ilgili bilgiler, mahrem imamlar kısaca gizlilik gerektiren her ayrıntı yer alıyor.
KOD İSİMLER DEĞİŞİYOR
Öyle bir ince çalışma yapılmış ki bir sayfada kod adı geçen kişinin başka bir sayfada kod adı değişmiş. Yüzbinlerce sayfa içinde bunları belirlemek hayli zaman alacak. Hemen belirtelim kod isimleri olan ve kimlikleri şifre kırılmasıyla ortaya çıkarılanlar yalnız emniyet mensubu değil, hemen her kuruluştan var.. Emniyet, kendi personelinin kod isimli olanları belirlenmesine öncelik verdi. Bu çalışmanın birinci ayağını bitirdi. Ayıklamada öncelik kritik görevlerde bulunanlar için uygulandı. 445 emniyet mensubunun açığa alındı. Bu daha başlangıç. Kod isimlerle ilgili Emniyetin bilgi notu bile 150 sayfayı geçiyor. Şimdi oluşturulan özel ekip ince ince çalışıyor. Anlaşıldı ki kamuda hala aktif olarak çalışan “mahrem imamlar” var. Güvenlikli ilgili olan kuruluşlarda operasyonlar yeni yılda başlayacak. Fethullahçıların bu kadar aktif olması açıkçası bu mücadeleyi sürdürenleri de şaşırtıyor.
DOSYA SAVCILIKTA
MİT ve Emniyet’in çalışmasının bir bölümü tamamlandı. Hazırlanan “Mahrem imamlar” dosyası ve kod adı kullanan emniyet mensuplarıyla ilgili dosyalar Ankara Cumhuriyet Savcılığı’na verildi. Savcılık yakında kamu kuruluşlarında “Mahrem imamlar” operasyonu başlatacak. Gözaltılar, tutuklamalar olması da mümkün. Kuşkusuz bu çalışmalar gizli olarak yürütülüyor. Açığa alınan 445 emniyet mensubunun yüzde 20’si komiser yardımcısı, komiser ve başkomiser rütbesinde. Diğerleri ise polis memuru. Araştırması devam eden isimler arasında iddia edildiği gibi yüksek rütbeli isimler olmadığını öğrendim.
GÜLEN’İN EMRİ YERİNE GETİRİLMİŞ
Fethullah Gülen’in örgütüne verdiği “Mülki idarenin, emniyetin, yargının kılcal damarlarına girin” talimatı unutulmuş değil. Kılcal damarlara girilmiş. Gerçekten de girilmiş. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra 32 Kanun hükmünde kararname çıkarıldı. 133 bin 809 kamu personeli açığa alındı. Bunlardan 17 bin 960’ı hakkında görevlerine dönebilecekleri yönünde karar verilirken, 109 bin 332 kişinin dönüş talebi ise reddedilmişti. Açığa almaları inceleyelim:
-15 bin 899 hakim ve savcıdan 4 bin 342’si yani yüzde 27,3’ü görevden alınmıştı. Kamuda görevden alınma oranında ilk sırayı hakim ve savcılar oluşturdu.
-Mülki İdare amirlerinden yani vali, vali yardımcısı, kaymakam, hukuk işleri müdürlerinin sayısı 2 bin 181 kişi. Bunlardan 441i açığa alındı. Personel sayısına göre açığa alınma oranı yüzde 20,2 ile ikinci sırada yer aldı.
-Emniyet Genel Müdürlüğü’nün o dönemdeki personel sayısı 259 bin 751’di. Bunlardan 32 bin 25’i açığa alındı. Bunun oranı ise yüzde 12,3 oldu. Daha sonra atılanların sayısı 43 bini buldu.
Demek ki Fethullah Gülen’in yıllar önce söylediği “Yargının, emniyetin, mülki idarenin kılcal damarlarına girin” sözleri eksiksiz uygulanmış. Eğitimi zaten kendileri yapıyordu.
LÜKS OTOMOBİLLER POLİSE NASIL VERİLDİ?
Polise verilen lüks otomobillere itiraz hakkı var. Bu köşenin okurlarına, suçta kullanıldığı henüz belli olmayan ve kişiler hakkında kesinleşmiş yargı kararı bulunmamasına rağmen lüks otomobillerine el konulduğunu ve bunlardan 23’ünün trafik hizmetlerinde kullanılmak mahkeme kararıyla polise verildiğini belirtmiştim.
Konuştuğum emekli Yargıtay Onursal Üyesi, “Yargı kararı olmadan el konulamaz” dedi. Dün, bir ceza avukatına sordum, “Yargıtay tarafından cezası onanmış yani kesinleşmiş yargı kararı yoksa el konulan bu araçların polise verilmesi Anayasa ve Ceza Usul Kanunu’na aykırıdır. Yapılan işlem fiili el koymadır” yorumunu yaptı.
EL KOYMAYA İTİRAZ HAKKI VAR
Peki İçişleri Bakanlığı bu durumda araçlara nasıl el koydu? Bunu bir bakanlık yetkilisi 6136 Sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkındaki Kanuna 2 Ocak 2017’de eklenen ek 12. madde ile açıkladı. O madde şöyle:
“Terör veya örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen ya da Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar ile göçmen kaçakçılığı ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçları sebebiyle el konulan, milli savunma veya iç güvenlik hizmetleriyle doğrudan ilgili silah, mühimmat, araç ve gereç ile sarf malzemesinin delil olarak saklanmasına gerek bulunmaması halinde, bu eşyaların Türk Silahlı Kuvvetleri, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı veya Sahil Güvenlik Komutanlığına tahsis edilmesi, mahallin en büyük mülki amiri tarafından soruşturma evresinde hakim veya kovuşturma evresinde mahkemeden talep edilebilir. Talep üzerine verilen kararlara karşı itiraz edilebilir. Soruşturma veya kovuşturma sonunda el konulan eşyanın iadesine karar verildiği takdirde iadenin konusunu rayiç değer oluşturur. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Adalet, İçişleri, Maliye ve Milli Savunma Bakanlıklarınca müştereken çıkarılan yönetmelikle belirlenir.”
Bu araçları sadece trafik polislerinin kullanacağı belirtiliyor. Ama bazı müdürlerin araçları görünce “İnsanın trafik polisi olası geliyor” dediği de esprili bir dille anlatılıyor. O araçlarda müdürlerin görülmesi de sürpriz olmaz.