Türklük bilinci, Atatürk ilke ve devrimlerini bir bir yok ettiler. Her şeyin cılkını çıkardılar. Türkiye’de iyi işleyen bir tek kurum bırakmadılar. Hile, desise ve bir kumpasla devletin temelleri, ordu ve yargıyı çökerttiler.
Dünyada eşi görülmemiş bir devlet soygunu yaşattılar. Önce montaj, sonra da sanki “ayakkabı kutularına milyonlarca doları paralel koymuş gibi” darbe dediler.
Milletvekili Aykut Erdoğdu ihale, enerji, imar vurgunlarının 300-400 milyar doları bulduğunu belgeleriyle açıklıyor. Şah damarları patlamış, yüzleri kızarmıyor.
Türk halkı, Türk bilgin ve aydınları ise “yeyiniz beyler, yeyiniz aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yeyiniz” diyerek hırsızlıkların ‘bodyguard’ı oluyorlar.
Bir akıl tutulması, Ortadoğu lideri olmak hayaliyle Esad’ı devirmek için başta IŞİD’i binlerce TIR mühimmatla silahlandırıyor, Türkiye’de hastaneler ve eğitim kampları tahsis ediyor, Türkiye’nin ve dünyanın başına bela ediliyor.
Yani bir delilik yaptı, Ortadoğu gayya kuyusuna bir taş attılar, 40 akıllı çıkaramıyor.
Haşa Tanrı’nın özelliklerini değil, IŞİD’in “mezhep, meşrep ve tıynetlerini” taşıyorlar. Şimdi bizi neden AB’ye almadıkları daha iyi anlaşılıyor.
Her şeyleri yalan-dolan üzerine kurgulanıyor. IŞİD’in rehineleri sınır kapımıza kadar getirip, teslim etmesinden MİT’in haberi bile olmuyor. Bunun adı operasyon oluyor. Sanki İsrail misali bir “entebbe baskını” ile rehineleri kurtarmış gibi zafer naraları atıyorlar.
Böyle bir zıpırlığı “Dümbüllü hababam sınıfı hükümeti” bile yapamaz.
Şimdi IŞİD’e (ABD baskısıyla) karşı ortak askeri harekata dahil olacakmışız yani IŞİD’e verdiğimiz silahlarla Mehmetçik vurulacak.
Bu gafletle Kuzey Irak, Kuzey Suriye’de denize ulaşan (Türkiye’ye bela) bir Kürt devletinin kurulması kuvveden fiile geçiyor. Her gün artık, “bu kadarı da olmaz” denen olaylar yaşanırken bu “molla-imam diplomasisi” mucitlerinin biri Başbakan, diğeri Cumhurbaşkanı olarak mükafatlandırılıyor.
Ne yazık ki, tüm bu olup bitenleri Türk halkı, medyası, aydın, yazar-çizerleri göbeklerini kaşıyıp izliyor.
Türk halkının kimyasını bozdular. Atatürk, “Ziya Gökalpler, Namık Kemallerin aşıladığı vatan, millet sevgisini şahlandırarak” İstiklal Savaşı’nı kazanıyor. Vatan sevgisi başka bir şeye benzemez. 2002’den önce Güneydoğu’da analar evlatlarını vatan için feda ediyor, vatan sağ olsun diyordu.
Şimdi bunların oluşturduğu yüzde 43 Türk halkı “3 ton kömür uğruna” her şeyi feda ediyor.
*”Elhamdülillah şeriatçıyım” diyor, şeriat gereği kadın dövme, kadına şiddet ya da kadın cinayetleri 2002’den öncesine göre yüzde bin beş yüz artıyor. Yine de ona “k...nın kılı olurum” diye bağıran kadınlar “cariyeliğe” müstahak oluyor.
Demokrasilerde her şey muhalefet partilerinden beklenmez
“Laiklik defolup gidecektir” diyor. Şimdi de şeriat gereği dünyadan habersiz 10 yaşındaki okul çocuklarının türbanla başları ve ruhları karartılıyor. İktidara yaranmak için sözde bilgin, aydın has odabaşı kimsenin gıkı çıkmıyor.
Ülkeyi tam bir çiftlik gibi yönetiyor, aklına eseni yapıyor, ben yaptım oldu diyor. Milyarlarca liralık örtülü ödeneğin akıbetini Zati Sungur bile bilemiyor.
Tüm bunlar, üniversiteler, sendikalar, sivil toplum örgütlerini ırgalamıyor.
Bütün bunlardan sadece Tayyip Erdoğan’ı suçlu ve sorumlu tutmak haksızlıktır. Aslında tüm bu melanetlere karşı en ufak bir tepki göstermeyen (çıkarcılık ve dalkavukluktan malul) bilgin, aydın, yazar-çizerler, Kara para mafyası Zarrab’ı serbest bırakan, milletin a...sına koyan havuzcu ihale virüslerine takipsizlik veren, uydu savcı ve yargıçlar da Tayyip Erdoğan kadar suçlu ve sorumludurlar.
7 cetleri değil, 77 cetlerini ihya edecek servet sahibi oldular. Türk halkının herhangi bir tepki ve rahatsızlığı olmuyor.
PKK Güneydoğu’da kendi devletini kuruyor, astığı astık, kestiği kestik hüküm sürüyor. Türkiye’de yaprak kımıldamıyor.
Sokakta vatandaş tokatlıyor, Atatürk anıtlarına çelenk koymayı yasaklıyor, şimdi de Atatürk heykelleri yıkılıp, yakılıyor. Türkiye’de yer yerinden oynamıyor. Türk halkı, medyası, bilgin, aydın, yazar-çizerler dut yemiş bülbül kesiliyor.
Sanki laik Cumhuriyeti yok etmek için kurgulanmışlar. Hâlâ ders almadılar. IŞİD belasından sonra şimdi de kanlı Müslüman Kardeşler’e Türkiye’de karargah kurdurtuyorlar.
Hiçbir melanet sorgulanmıyor. Hal böyle olunca her defasında daha üst makamlara getiriliyor.
Makam kalmayınca şimdi de “Tanrı’nın bütün özelliğini taşıyor” diye kutsal bir makama oturtuluyor.
Şimdi onu eleştirenlere Tayyip “velev ki ben bu suçları işledim” ama Türk halkı “benimle gurur duyup, beni kutsuyorsa, size susup, oturmak düşer” derse haksız sayılmaz.