İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:


Dün Kılıçdaroğlu, Meclis'te direnme çağrısında bulundu. Halkı direnmeye çağırdı. Aynen Demirtaş'ın, 6-7 Ekim olaylarından önce, halkı direnmeye çağırması gibi. Ey Kılıçdaroğlu, sen Ana muhalefet lideri misin, yoksa provokatör müsün, tahrikçi misin?

Kim gösteri hakkını kullanmak isterse, teminatı biziz. Gösteri hakkını kullanma konusunda hiçbir engellemeye, sınırlamaya, kısıtlamaya izin vermeyiz. Ama eğer birisi 'gösteri yapacağım' diyerek elinde molotof kokteyli ile meydana gelirse, yüzüne maske takmışsa, elinde yıpratıcı bir takım silahlar, araçlar varsa, onlara karşı da her türlü tedbiri alırız, almaya da kararlıyız

Bahçeli'ye de sorma vaktidir. Yasin Börü'nün katillerini tek tek tespit ettik. Adaletin huzuruna çıkardık. O gün devlet nerede diyen Bahçeli, bugün iç güvenlik paketinin tedbirleriyle devletin kamu düzenini sağlamasına niye karşı çıkıyor? Dikkat ediniz, bir anda aynı safa düştüler. 6-7 ekim olaylarını kışkırtan HDP ile Bahçeli iç güvenlik noktasında aynı dili kullanıyorlar.

Biz ne olursa olsun hem özgürlükleri koruyacağız, hemde Türkiye'nin halkımızın huzuru için alınması gereken tedbirler söz konusu olduğunda bu tedbirleri alacağız.

Türkiye'nin sokaklarını kimse Suriye'nin sokaklarına döndürmeye cesaret edemeyecek.

Bu işbirlikçiler bu şebekeleri destekleseler de kimse Ak Parti'yle başa çıkamaz.

Gezi provokasyonu olduğunda, dışardaki medyayla içerdeki kaos kışkırtıcıları aynı safta buluştu. 17-25 aralık kumpasları kurulduğunda dediler ki AK Parti dışında kim güçlüyse ona oy verin.