"Yüksek Seçim Kurulu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
anayasayı ihlal kapsamında değerlendirilmesi gereken davranışlarını 'biz ona
karışamayız' şeklinde yorumlamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soru
üzerine Kılıçdaroğlu, 23 Mayıs'ta Bursa'daki mitinglerine katılımın engellenmesi
için metronun çalıştırılmadığını ancak düşünüldüğünden çok daha fazla kalabalık
toplandığını savundu.

Kılıçdaroğlu, "Bakın bir belediye başkanı ana muhalefet miting
yapacak, mitingi AKP'lilerin topladığı kalabalıktan az toplandılar diye göstermek
için ulaşımı kesiyor. Bunun tek kelimeyle adı ahlaksızlıktır. Neden bunu
yapıyorlar. Çünkü zemin kayıyor. Görüyorlar, iktidardan gittiklerini görüyorlar,
gördükleri için de hırçınlaşıyorlar" diye konuştu.

Hukuk sistemi sağlıklı olan bir ülkede, Fransa'da, Almanya'da,
İngiltere'de, Japonya'da 'Ya acaba seçimlerde bir hile olacak mı olmayacak mı?'
diye bir kaygıya kimsenin kapılmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "Ama biz
ülkede hepimiz aynı kaygı içindeyiz. Neden? Hukuk işlemiyor, demokrasi yok bizim
ülkemizde?" ifadesini kullandı.

Kılıçdaroğlu, Yüksek Seçim Kurulu'nun görevini yapmadığını öne
sürerek, "Aslında orada oturan yargıçlar, benim anladığım anlamda yargıç, hakim
değil. Koltuğunda oturuyorlar 'biz evet hakimiz' diyorlar, kimse kusura bakmasın
hakim değil onlar" dedi.

"Türkiye'de şu an fiili bir başkanlık sistemi mi var?" sorusuna
Kılıçdaroğlu, "Hayır efendim fiili bir hukuksuzluk sistemi var başkanlık değil"
yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, hakimlerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tarafsız olduğunu
hatırlatması gerektiğini kaydederek, Erdoğan'ın tarafsız kalacağına dair ettiği
yemine sadık kalması gerektiğini söyledi.

- "Bir polisten özel mektup geldi"

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu seçimlerde oy
kullanmasının engellendiğiyle ilgili bir komplo kurulduğu ve bunun kendisine bir
polisin gönderdiği mektupla anlatıldığına ilişkin cümle üzerine Kılıçdaroğlu,
şöyle devam etti:

"Vicdan azabı çeken bir polisin bana yazdığı bir mektup. Benim oradaki
kaydım bana haber verilmeden düşürülüyor. Bizim de bilgimiz yok tabi kaydımızın
düşürüldüğünden. Fakat sonradan öğreniyoruz ki kaydımız tamamen düşürülmüş ve
düzeltme imkanı da yoktu. Yani süreç o kadar hızlı ve dikkatli izlenen bir süreç,
karşıt gruplar tarafından. Daha sonra tabi kullanamadık. Hiç kimseyi de
suçlamadık. 'Kabahat varsa bizdedir' dedik. Oturup takip etseydin kardeşim. Sonra
bana bir polisten bir özel mektup geldi. Bunun nasıl olduğu, nasıl gerçekleştiği,
adrese hangi gerekçeyle, kimin talimatıyla gidildiği bu mektupta yazıyor. Benim
özel arşivimde duruyor."

Kılıçdaroğlu, iktidar olduklarında lüks kamu araçlarına binmeye devam
edip etmeyeceklerine ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'de bir araba ve lojman
saltanatı olduğunu, lüks araçlar için ödenen paraları gayet iyi bildiklerini
söyledi.

"Emekliye bir maaş ikramiyeyi fazla görüyoruz 3 milyonluk Mercedes'i
bir kişiye armağan ediyoruz, 'al sen kullan' diyoruz" diyen Kılıçdaroğlu, bunu
anlamakta zorlandığını aktardı.

- "Yabancı sermaye gelmiyor Türkiye'ye"

Kılıçdaroğlu, "8 Haziran'da Adalet ve Kalkınma Partisi tek başına
iktidar olamayıp erken seçime gitmeyi tercih ederse bir azınlık hükümetiyle,
muhalefete hükümet kurma görevi vermemekte ısrar ederse Cumhurbaşkanı ortaya ağır
bir tablo mu çıkar?" sorusu üzerine, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Kaos çıkar. Bakın şu da çok önemli. Şöyle bir propaganda yapıyorlar.
CHP gelirse istikrar bozulur, faizler, dolar yükselir, CHP gelirse şu olur...
Şimdi ben bizi dinleyen tüm yurttaşlarıma seslenmek istiyorum; 'Ekonomi 3 yıldır
patinaj yapıyor' diyen kim. Ben değilim. Sayın Cumhurbaşkanı söylüyor. Dolar
şimdi fırladı mı, yükseldi mi yükseldi. Sorumlusu kim? bunlar. Faiz. Sorumlusu
kim? Bunlar. Bakın esnafın durumuna siftah yapamıyor. Kaç bin esnaf dükkanını
kapatmak zorunda kaldı. Sorumlusu kim? bunlar. Eğer AKP iktidarını sürdürürse
asıl kaos o zaman çıkacak. Ekonomide sorun o zaman çıkacak. Bakın yabancı sermaye
gelmiyor Türkiye'ye. Türkiye'de yatırım yapmıyor. Türkiye'yi güvenli, hukukun
üstünlüğü olan bir ülke olarak görmüyor. O nedenle biz diyoruz ki bizi tek
başımıza iktidar yapın. Biz tüm bunları sağlayalım. İstikrarın güvencesi biziz
kesinlikle."

Kılıçdaroğlu, seçim günü sandık başında alacakları önlemleri de
anlatarak, 2011'de ıslak imzalı tutanakların yaklaşık yüzde 40'ını,
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 70'ini alabildiklerini, bu seçimde ıslak
imzalı tutanakların yüzde 100'üne ulaşacaklarını belirtti.

- "Türkiye'nin CHP iktidarına ihtiyacı var"

Seçimin ardından AK Parti ya da HDP ile koalisyon yapıp yapmayacağının
sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, "Bugün için koalisyon çalışması yapmayı gereksiz
görüyoruz. Neden? Çünkü tek başımıza iktidar olmak istiyoruz. CHP'nin
ihtiyacından çok Türkiye'nin, uygar dünyanın buna ihtiyacı var" ifadelerini
kullandı.

"Milletçe alkışlıyoruz" sloganının tuttuğunu aktaran Kılıçdaroğlu,
"Alkış olduğu için polis de bir şey yapamıyor, iktidar da yapamıyor. Yapacakları
bir şey yok. Olağanüstü güzel bir buluş. Vatandaş alkışlıyor. Ne diyecekler?
'Niye alkışlıyorsun?' diyemiyorlar. Yurttaş tepkisini bir şekilde göstermek
zorunda ama demokratik yöntemlerle göstermek zorunda" dedi.

- "Ekmeleddin Bey, cumhurbaşkanı olsaydı Ortadoğu'ya huzur gelirdi"

MHP'den milletvekili adayı olan Ekmeleddin İhsanoğlu'nu cumhurbaşkanı
adayı olarak göstermekten pişman olmadığına dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları
kaydetti:

"Ekmeleddin Bey, bugün cumhurbaşkanı seçilseydi, Ortadoğu'ya
kesinlikle barış gelirdi. Arap dünyasını yöneten bir genel sekreter, o dünya
içinde kadın-erkek eşitliğini savunan bir genel sekreter, sözü geçen bir genel
sekreter, çözülemez bütün sorunları o dönemde çözen bir genel sekreter bizim
cumhurbaşkanımız olsaydı Ortadoğu'ya bugün barış gelirdi, huzur gelirdi.
Ekmeleddin Bey, tek bir eksiği var Türkiye'de tanınmıyor. Tarafsızlığını korurdu,
bilim insanı gibi davranırdı, toplumun her kesimini kucaklardı."

Kılıçdaroğlu, engellilerin sorunlarını çözeceklerini, engellilerin
sosyal yaşama katılması için çalışmalar gerçekleştireceklerini, engellileri
çalışma hayatına katılımını sağlayacaklarını dile getirdi.

"CHP sosyal yardımları kesecek" şeklindeki propagandaya da
inanılmaması gerektiğini kaydeden Kılıçdaroğlu, "Sosyal yardımları en güçlü
şekilde başlatan rahmetli Ecevit'in hükümetidir. Yardımları başlatan odur. Sosyal
Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu Yasası'nı çıkartan da Turgut Özal'dır. Ancak öyle
bir algı yarattılar ki sanki bütün yardımlar, bütün bu hükümet tarafından
başlatıldı ve bunlarla bitecek" şeklinde konuştu.