RÖPORTAJ: Özlem GÜRSES Sercan Çelebi, Aysun Şengül ve Alev Tutkun, Oy ve Ötesi’nin beyin takımından üçü... Grup, 7 Haziran’a odaklanmış durumda. Oylar çalınmasın, sandığa hile bulaşmasın diye 45 ilde 120 bin kişiyle çalışıyorlar. “Sandık başı varlığı önemli. Evde oturamayız” diyorlar...

Güneşli bir mayıs sabahında yerel seçim sürecinde tanıdığımız ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde artık iyice öğrendiğimiz Oy ve Ötesi’nin kurucu ve yönetici kadrosu ile buluştum. Sekiz kurucudan biri olan Sercan Çelebi doktor bir ailenin iki çocuğundan biri. Harika bir özgeçmiş, parlak bir eğitim hayatına sahip. Aysun Şengül ve Alev Tutkun ise 14 ilçenin gönüllüler koordinasyonunu yönetiyorlar. Okuyunca, “Oy ve Ötesi”nin önemini daha iyi hissedeceksiniz. Bu röportajdan şu duyguyla ayrıldım: “Hâlâ memleketi önemseyen, bu ülke için hayalleri olan, hayallerini gerçekleştirmek için her riski alıp çalışan insanlarımız var!” Ne güzel!..


ÖZGÜRLÜKLER MÜCADELEYLE KAZANILIR




Sercan biraz kendini anlatır mısın?
Oy ve Ötesi’nin sözcüsüyüm. İstanbul Alman Lisesi ve YALE Üniversitesi Ekonomi mezunuyum. Hayatıma “Gezi” girdi ve kurumsal hayat bir süreliğine rafa kalktı.


Gezi’deki ilk günü hatırlıyor musun?
Gezi’de ilk günü hayatım boyunca unutabileceğimi düşünmüyorum... 31 Mayıs. Gezi, hayatını siyasi süreçlerden uzak tutmuş izole yaşayan birçok insana bir şey gösterdi: Bugüne kadar var kabul ettiğimiz, ya da bize verilmiş kabul ettiğimiz bazı özgürlüklerin bizler mücadele etmeden ve kendi hayatlarımızdan feragat etmeden sürdürülebilir olmadığını. Gezi bize sandığımızdan daha fazla olduğumuzu gösterdi. Bu da bize cesaret verdi!


Kim ve nasıl kurdunuz Oy ve Ötesini?
8 arkadaş. Yolları siyasetle kesişmemiş insanlar. Ortak noktamız şuydu: Seçimden önce ve sonra şaibe lafı duymak istemiyorum, beni yönetecek insanların doğru düzgün bir süreçten çıkarak gelmesini istiyorum.


BİNLERCE KİŞİYE EĞİTİM VERİYORUZ


Oy ve Ötesi dernek mi?
Nisan 2014’ten beri resmi dernek.


Neyi yapabilir, neyi yapamaz yasal olarak?
7 Haziran seçimleri yönetmeliğine uygun olarak tüm haklarımızı kullanıyoruz. Eğiterek gönderiyoruz gönüllüleri sandık başına. Gönüllülerimiz, sadece kaba kuvvete karşı değil, karanlığa, bilgisizliğe ve karambole karşı da katma değer sağlıyorlar.


Suiistimal var mı sandık başlarında?
Çok ciddi suiistimal ihtimali var. Seçim gününün görülen ve görülemeyen tarafını takip ediyoruz. Birincisi sandık başında yaşananlar. Refakat konusu çok önemli! Refakatçiliği meslek haline getiren ve yaşlı seçmeleri yönlendirmeye çalışan insanlar var. Görülmeyen kısmında, sandık tutanaklarının birleştirme anında yaşananlar var. Sandık demokrasinin küçük bir kısmı. Siyasi partilerin sandık başı varlığı çok hayati, seçim günü sandık başında en büyük varlık gösteren siyasi partinin seçim gününü yönlendirme ihtimali yüksek. Bunu YSK bile böyle söylüyor. Bizim dengelemeye çalıştığımız nokta bu. Çünkü 7 Haziran seçimleri öncekiler gibi değil. Çok ufak farklar, bir tek oy bile bu ülkede bir siyasi partinin Meclis’e girip girmeyeceğini belirleyecek. Bir seçim ilk kez bu kadar kritik. Önümüzdeki 10-15 yılı belirleyecek. Rejimi etkileyecek. Hal böyleyken, sandık başı dengeler bu kadar kritikken kimsenin evde oturma lüksü yok!

Matematik bilmeyenlere ‘Oyları sen say’ diyorlar

Aysun, biraz da sen anlatır mısın kendini?
Ben 45 yaşındayım. Elektronik mühendisiyim, Yıldız Üniversitesi’nden mezunum. Özel bir şirkette çalışıyorum. Bir şeyler yapmam gerektiğini hissediyordum ama hep. Facebook’ta Oy ve Ötesi’ni görünce benim yapabileceğim de işte budur diye düşündüm... Böylece Oy ve Ötesi’ne katılan ilk 150 kişiden biri oldum.


Peki o dönemde çalışıyor muydun?
Evet, çalışıyordum. Çok yoğun çalışan bir şirketiz ama gönülden bir şeyler yaptığımız için Oy ve Ötesi’ne ayırdığım zamana değer diye hissediyorum. Gezi’den önce seçim sürecinde ne oluyor, nasıl yapılıyor biz hiç bilmiyorduk. Oyumuzu kullanıyorduk, geri dönüyorduk. Bunlar nasıl sayılıyor, kim sayıyor bunları, bunları sayanlar doğru sayabiliyor mu? Matematik biliyorlar mı, toplama çıkartma biliyorlar mı? Gerçekten, bilmeyenler var!


Senin görevin ne?
Ben ilk başladığımda Ümraniye İlçe sorumlusuydum, şimdi Alev’le (Tutkun) birlikte 14 ilçeye bakıyoruz...

Gönüllü sayısı her geçen gün daha da artıyor

Alev, seni tanıyalım...
44 yaşındayım. Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve İstanbul Üniversitesi İktisat mezunuyum. Eşimin şirketinde beraber çalışıyoruz. 5 yaşında bir oğlum var.


Ne demek 14 ilçenin yöneticisi olmak?
Her ilçenin sorumlusu var. Bunlar o ilçede mevcut olan oy kullanılacak okulları takip ediyor. O okulların her birinde bir bina sorumlusu olmasını sağlıyorlar. O bina sorumluları da kaç adet sandık varsa o kadar kişinin görev almasını sağlamaya çalışıyor. Biz bölge sorumlusu olarak 14 ilçedeki bu bina sorumlusu arkadaşların koordinasyonunu, eğitimlerini, gönüllü yönlendirmede desteğe ihtiyaçları olursa onları ve merkezle koordinasyonlarını sağlıyoruz.


Gönüllü sayınız kaç?
50 bin civarında bir kaydımız var. Bunun dışında yeni gelen insanlar var.

Ülkenin yarınını düşünen herkes bizimle birlikte

Peki Sercan gönüllüler daha çok hangi kesimden?
İki kesim var bizde öne çıkan, biri kadınlar diğeri de gençler. 26-45 yaş arası. Bu iki kesimin ortak özellikleri şu “Türkiye’nin bir sonraki adımını düşünüyorlar.” Yani yarın ne olacak? Bunlar genç profesyoneller, Türkiye’ye hayat anlamında yatırım yapan insanlar. Kalmak isteyen, bu ülkede yaşamak isteyen, iş kuran, yeni çocuk sahibi olanlar. Artık bundan daha iyi bir ülkede yaşamak isteyenler. Biz bugün seçim güvenliği için çalışıyoruz. Yarın bu konu eğitim ya da sağlık olur... Demokrasiye katkıda bulunulacak daha çok nokta var.


Ödeme yaptığın kimse yok mu bu yapıda?   
Artık var. Nisanda dernek olduktan sonra bir genel sekreterimiz, onun iki yardımcısı filan var. Bir kaynak havuzumuz da var. 120 bin kişiyi 45 ilde örgütlemeye çalışan dernek için gerçekten komik bütçelerle hareket ediyoruz. Ama bu bizim için mazeret değil.