Şehit tabutunun başında cemaate soruyorlar:
“Hakkınızı helal ediyor musunuz?..”
Onlar da “Ediyoruz” diyorlar...

*

Şehide sorsan ya hoca:
“Bu insanlara hakkını helal ediyor musun şehit?...”

*

Şu öndekilere sor...
Şu yanındakine...
Şu arkadakilere...
Şu kalabalığa hakkını helal ediyor musun?..

*

Şehit; kayalık dağlardaki bir taş parçasını vatan toprağı olarak tutmak için potininin ipini bağladığında, ülkeyi yedi ele satanlara tepki olsun diye 150 kişi yürüdü sadece... Ama “Türkiye seninle gurur duyuyor” diye zıplayan her iki kişiden biriydi...
İnsan sevindi bir an “150 kişi de olsa demek ki bir sahibi var memleketin” diye...
Meğer kendilerine ucuza orman verilmesini isteyenler...

*

Çakıl taşı için şehit düşene “Hakkınızı helal ediyor musunuz?” diye sorduğunda imam, tereddütsüz “Helal olsun” dediler...
Hem üç defa...
O generaller, o milletvekilleri, o aydınlar, o yazarlar, o çizerler, o yargıç, o savcı...
Tetikçi gibi kullanılıp yiğitlerin ocağı ordu aşağılanıp bitirildiğinde katkısı olanlar da, şehide haklarını helal ettiler!..
“Yurtta sulh, cihanda sulh” terk edileli 13 senedir...
13 senedir Atatürk Cumhuriyeti yıkılıyor...
13 senedir çağdaş Türkiye giderek karanlığa gömülüyor...
13 senedir sinmiş o bilim adamlarına, akademisyenlere, bürokratlara, memurlara, patronlara, işçilere, esnafa, köylülere sordular:
“Şehide hakkınızı helal ediyor musunuz?..”
“Helal olsun” dediler...
İnsan sıkılır...

*

O dönek yalakalara da sordular?..
“Helal olsun” dediler...
Utanmadan...

*

O cemaat...
Bir milletsin ki, sana Türkiye’yi veren Atatürk’ü sattın mübarek...
Göz göre göre düzenbazlığı, sahtekarlığı, yalanı, hırsızlığı başına taç yaptın...
İhaneti alkışladın 13 senedir...

*

O bayrağa sarılı şehide sorsana ya hoca:
“Hakkını bu millete helal ediyor musun?..”