Bugün ülkemizin işgalden kurtulup bağımsızlık için ilk adımı atmasının 96. Yıldönümü. 19 Mayıs 1919 günü başlayan silahlı egemenlik mücadelesi 9 Eylül 1922 günü Yunan ordusunun İzmir’de denize dökülmesiyle son buldu. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramınız kutlu olsun.

* * *

Sevgili okuyucularım, anayasalar ülkelerin ve içinde yaşayanların tümünü bağlayan ana hukuk metinleridir.
Anayasa kurallar getirir, Cumhurbaşkanı dahil herkes bunlara uymakla yükümlüdür.
“Aman efendim şu konuda boşluklar var, ben uymam olur biter. Kimse de bir şey diyemez” demeye hiç kimsenin hakkı ve yetkisi yoktur.
Örnek veriyorum:
Anayasa madde 105: “Cumhurbaşkanı vatana ihanetten dolayı, Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır.”
Buna göre, cumhurbaşkanı sadece ve sadece vatana ihanetten yargılanır. Demek ki anayasa, o makama seçilmiş olan kişiyi ciddi bir koruma altına almıştır.
Peki ama vatana ihanet nedir? Hangi yasanın hangi maddesinde tanımlanmıştır?
Böyle bir yasa maddesi yok!

* * *

Varsayalım cumhurbaşkanı olan şahıs cinayet işledi ve katil oldu...
Varsayalım namussuzluk ve hırsızlık yaptı, rüşvet aldı, yandaşlarının ve çoluk çocuğunun köşeyi dönmesini sağladı...Ve bunlar belgelerle kanıtlandı.
Varsayalım cumhurbaşkanı birine tecavüz etti...
Hukuk sistemi bu durumda -anayasa uyarınca- ne yapacak?
Adam öldürmek, hırsızlık, tecavüz gibi adi suçlardan yargılanması asla söz konusu değil çünkü bu suçlar “Vatana ihanet (!) kapsamında değil.
O halde ne olacak?
Hiçbir şey olmayacak!..
Çünkü anayasayı hazırlayanlar bir cumhurbaşkanının böyle suçlar işleyeceğini hiç düşünmemiş...
Ve dolayısıyla yaptırım getirmemiş.

* * *

Anayasayı hazırlayanlar başka bazı şeyleri de hiç akıllarına getirmemiş... Örneğin anayasanın 103. maddesinde yer alan yemin metni:
“...Cumhurbaşkanı sıfatıyla... anayasaya, hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağıma... üzerime aldığım görevi TARAFSIZLIKLA yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma Büyük Türk Milleti ve tarih önünde NAMUSUM ve ŞEREFİM üzerine andiçerim.”
Ben olsam, doğrusu benim aklıma da gelmezdi:
“Arkadaşlar biz şimdi maddeyi böyle yazıyoruz ama, günün birinde birisi cumhurbaşkanı seçilir ve o şahıs namusu ve şerefi üzerine ettiği yemini hiçe sayarak açıkça particilik yapabilir...
Dolayısıyla biz maddeye bu konuda bir yaptırım koysak nasıl olur?”
Bunu söyleyen oldu mu bilmiyorum ama söylediyse bile öteki uzmanlar tarafından önerisi haklı olarak dikkate alınmamıştır:
“Olur mu canım, koskoca cumhurbaşkanı öyle yapar mı?.. Büyük Türk Milleti ve tarih önünde yemin ediyor... Hem de namusu ve şerefi üzerine!.. Böyle bir yaptırım getirmek o makamda oturacak kimseye en büyük saygısızlıktır.”
Hiçbiri, hiç kimse, günün birinde Tayyip’in seçildikten sonra yarattığı bu tabloya tanık olunacağını elbette ki öngöremezdi, mümkün değildi.

* * *

Kafamda hep bir soru var... Uçuk bir soru olduğunu biliyorum ama yine de gündeme getirmeden yapamıyorum!
Cumhurbaşkanı cinayet işledi, rüşvet aldığı belgelendi, tecavüzcü oldu falan filan...
Ama vatana ihanet dışında yargılanması söz konusu değil.
Peki vatana ihanet nedir, bu suç anayasanın veya yasaların hangi maddesinde yer almaktadır?
Yok!
Üstelik bu suçlar vatana ihanet değil!
O halde yukarıda değindiğim adi suçları işleyen bir cumhurbaşkanı olduğu takdirde, hakkında nasıl bir işlem yapılacaktır?
Yahu lütfen bunları bilen anayasa uzmanları, ya da ceza hukukçuları açıklasın da öğrenelim!

* * *

Alın size iki soru daha!..
Anayasa madde 101: “Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisi ile ilişiği kesilir...”
Tayyip’in partisiyle ilişiği sizce kesildi mi?
Anayasa madde 104:
“Cumhurbaşkanı devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyetini ve Türk Milleti’nin birliğini temsil eder. Anayasa’nın uygulanmasını gözetir.”
Şimdi her gün seçim meydanlarında boy gösteren, muhalefet liderlerine, partilerine ve kendisinden yana olmayan herkese en ağır sözlerle saldıran, ettiği namus ve şeref yeminini hiçe sayıp anayasayı her gün çiğneyen bir şahıs nasıl olur da “Türk Milleti’nin birliğini” temsil edebilir?
Nasıl olur da anayasanın uygulanmasını gözetebilir?

* * *

Devletin en tepesindeki kimse olarak anayasayı her gün çiğniyor.
Yoksa adına vatana ihanet denilen, ancak anayasa ve yasalarda tanımı olmayan suç bu mudur!!!
Meclis kürsüsünde ettiği yeminde “Hukukun üstünlüğüne bağlı kalacağı” konusunda yine namus ve şeref sözü vermişti!
Hukukun üstünlüğü bu mudur?
Gördüğünüz gibi, ortada bir anayasa var!..
Günün birinde böyle birinin cumhurbaşkanı seçileceğini öngörmemiş...
Dolayısıyla çok eksik!
Tayyip şimdi bu eksiklikten ve boşluklardan yararlanıyor.
Şimdilik keyfi gıcır, anayasayı ve hukuku çiğneme pahasına meydanlarda at koşturuyor ama hiç kuşkunuz olmasın, günün birinde kendisinden hesap sorulmasından çok korkuyor...
Çünkü anayasayı bu kadar fütursuzca ve pervasızca çiğnemenin çok ağır bir suç olduğunu kendisi de çok iyi biliyor.

* * *

Emin Çölaşan’ın notu: HDP’nin Adana ve Mersin binalarında dün bombalar patladı. Toplumu bu kadar kızıştırırsanız olacağı budur. Seçime kadar bakalım daha neler olacak.