Bir ülke kendini haklı görüyorsa, yaptığı eylemin sonuçlarına da katlanır!..
Biz Rus uçağını düşürüyoruz, sonra da Putin’in peşinde koşuyoruz!..
Putin yüz vermiyor, Türkiye’ye yaptırımlar uygulamaya başlıyor ve bu yaptırımları her gün biraz daha ağırlaştırıyor...
Madem bu iktidar çok cesur, çok kahraman, çok yürekli, çok yiğit ve mangalda kül bırakmıyor...
O zaman koyver ipini Putin’in, elinden geleni ardına komasın!..

* * *

İster barışçıl olalım, ister “egemenlik hakkı” diyelim, bugüne kadar onurumuzu tam olarak koruyamadık!..
Putin, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın telefonuna çıkmadı...
Putin, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın görüşme talebini kabul etmedi...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan olur veya başka biri olur; önemli olan Türkiye Cumhuriyeti’dir!..
Adam takmıyor Türkiye Cumhuriyetini...
O zaman koyver ipini!..

* * *

Hayır!..
Biz öyle yapmıyoruz...
“Rus uçağı olduğunu bilseydik farklı olurdu” diye alttan alıyoruz...
Türkmenlerin havada kuş gibi avlayıp, yerde başının üzerine ayağını koyup fotoğraf çektirme ilkelliğini, vahşetini gösterdiği Rus pilotu askeri törenle uğurluyoruz...
Hamisi olduğumuz için Türkmen savaşçıların ilkelliğini omuzlarımıza bindiriyoruz;
Diğer taraftan Rus pilota büyük saygı gösteriyoruz..
Çelişkiler içinde yuvarlanıp duruyoruz!..

* * *

Putin gazı kesermiş!..
E o zaman, uçağı düşürmeden önce düşünecektiniz...
Tayyip Bey gazı kesmeleri ihtimaline karşı “Halkımız çile çekmeye alışıktır” diyor, işte bu kadar!..
Gaz hikayesi de çilekeş halkımızın sırtına yüklendi ya, sen sağ ben selamet!..
Rusya’ya tonlarca domates, portakal satıyormuşuz, hepsi elimizde kalmış; üretici ağlıyor, ihracatçı ağlıyor...
Verin hepsini iç piyasaya vatandaş ucuz domates, portakal yesin!..

* * *

Turist getiren bütün charter uçak seferleri iptal edilmiş...
Rus futbol takımlarının Antalya’da kamp yapmaları yasaklanmış...
Şirketler artık Türk işçisi alamayacakmış...
27 gün sonra Rusya’ya da vizeyle gidilecekmiş...
Ne gam!..
Rus uçağını düşürdük, göğsümüzü şişirdik ya...

* * *

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov lütfetmiş, “Türk Dışişleri Bakanı’nın görüşme teklifini reddetmeyeceğim” demiş, bizimkiler bayram ediyor...
Yahu bırakın şu adamların peşini...
Ruslar “Alçaklara kar yağmış üşümedin mi, sen bu işin sonunu düşünmedin mi” şarkısını söylüyor...
Kesin artık ağlamayı!..

63 yıllık kulübe darbe!..


Serde yelkencilik var...
Gerçi Fenerbahçe’nin sporcusu olarak Kalamış Yelken Kulübü ile rakiptik ama dostluğumuz da ebedi...
63 yıllık Kalamış Yelken Kulübü, bugüne kadar yüzlerce sporcu yetiştirdi çocukları, gençleri denizle buluşturdu, rüzgara yelken açtırdı...
Bugün kulübün bulunduğu bina Kalamış’ta tam deniz kıyısındaydı, önünü doldurup cadde yaptılar, onun önü de marina oldu ve bina içeride kaldı... 10-15 yıl önceki yönetim binayı hatalı bir kararla ilgisiz işletmecilere kiraladı düşük gelirle hem kirası, hem de tekne, donatı vesaire masrafları karşılanmaya çalışıldı...
Ancak, o yer Kadıköy Belediyesi’nin. Sayıştay raporunda binanın kirası çok düşük olduğu (dolayısıyla belediyenin zarara uğratıldığı) belirtilince belediye Kalamış Yelken Kulübü’nün tahliyesini istedi...
Kadıköy’ün denizci Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’nun konuda haberi olduğunu sanmıyorum... Sokağa atılmak istenen kulüp başka taraftan da sıkıştırılıyor, onu da yarın yazarız!..