Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın sözlerine, Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek’in cevap veremeyeceğini, parti içinde bunun “tatlıya bağlanacağını” bu köşenin okurlarına Çarşamba günü duyurmuştum. Nitekim, Gökçek, bir daha Arınç’la ilgili hiçbir açıklama yapmayacağını söyledi. Yapamaz, çünkü Bülent Arınç’ın elinin boş olmadığını, sözlerinin altında asla kalmayacağını anladı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, geçmişte iki kez adaylığına karşı çıkan Bülent Arınç’ın, Cumhurbaşkanı’na dönük görüşlerini, kendi açısından fırsata dönüştürmek istedi. Ama, “çok şey bilen, çok şey duyan” Arınç’ın sert sözleri karşısında Gökçek’in, hemen geri adım atmasını, “partisine zarar vermemek adına” olduğu açıklaması inandırıcı bulunmadı.

GÖKÇEK ŞUNU YAPMALI

İşte, Başbakan Yardımcısı’nın “Parsel parsel sattılar” sözüne karşılık, Melih Gökçek sessiz kalacaksa, yapması gereken daha önemli bir şey var. İçişleri Bakanlığı’na başvurup hakkında “inceleme yapılmasını”, hatta bu dönemde kendisinin “soruşturmanın selameti” için açığa alınmasını talep etmelidir. Gökçek bunu yapar mı? Tabii ki zor. Ama eğer başka bir siyasi partiden belediye başkanı olsaydı, hakkında inceleme başlatılır, İçişleri Bakanlığı tarafından açığa da alınırdı.
Hemen belirtelim, Bülent Arınç, seçimden sonra da Gjökçek’le ilgili “100 konu”yu açıklamaz. İddiaları doğru da olmayabilir. Ama, Gökçek, üzerindeki bu gölgeden kurtulması “bunların hepsi iftiradır” diyebilmesi için hakkında inceleme yapılmasını istemeli ve sonucu da kamuoyuna açıklamalı. Bu, Gökçek için de seçilmiş bir başkanın kamuoyuna hesap vermesi açısından da çok önemli bir adım olur. Açıkçası Gökçek, böyle bir tutum sergilerse alkışlanır...

O BAŞKANIN BAŞINA GELENLER

AKP’li belediye başkanı olunduğu zaman onlar hakkında “partinin yıpratılmaması” için bir şey yapılmayacak, ama başka bir siyasi partinin mensubu olanlar hakkında en küçük bir iddia olunca analarından emdikleri süt burunlarından getirilecek... Şimdi, AKP’den adaylık başvurusunda bulunan, Mehmet Özhaseki hakkında önemli iddialar gündeme getirildiğinde, dönemin Cumhurbaşkanı “ben kefilim” demişti. Bu nasıl iştir, kimisi “kefil” oluyor, kimisi “partiye zarar verir” diye iddiaları duymazdan, görmezden geliyor ve soruşturma açılamıyor...
Hatırlayınız, AKP’li olduğu dönemde hiçbir sorun yaşamayan Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak, MHP’den aday olup seçimi kazandıktan sonra, başına gelmeyen kalmadı. “Rüşvet”le ilgili bir kaset açıkladıktan sonra, sanki suçlu başkanmış gibi bir hava estirildi ve sonunda cezaevine bile konuldu. İçişleri Bakanlığı, hakkında soruşturma yürütülen belediye başkanını iki aylığına görevden uzaklaştırabiliyor. Her iki aylık süre dolduğunda “soruşturma bitmemiştir” yazısı üzerine görevden uzak tutulmaya devam etti. Bu uygulama tam 21 kez gerçekleştirildi. Sonuçta, Durak hakkındaki bütün suçlamaların boş olduğu anlaşıldı ve Danıştay kararıyla da görevine döndürüldü. Ne zaman? Görev süresinin bitimine bir hafta kala...

DEVLET BAHÇELİ NE DEMİŞTİ?

MHP’li Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Aytaç Durak hakkındaki iddiaların “boş” olduğunu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de biliyordu. Ama, başkanın ve partisinin üzerinde gölge olmasın diye Aytaç Durak’ın “aklanıp gelmesini” söylemişti.
O günden bu yana belediye başkanlarının açığa alınması konusunda hiçbir kanunda değişiklik yapılmadı. MHP’li, CHP’li olunca onları açığa alan İçişleri Bakanlığı, acaba AKP’li başkan olunca niçin farklı tutum izliyor? Bu ülkenin Başbakan Yardımcısı bir açıklama yapıyorsa, bununla ilgili “iddianın aslı-astarı nedir?” diye müfettiş görevlendirmek yok mu? AKP dışındaki siyasi partiler, kendi partilerinden olan başkanlar için “aklanıp gelsin” diyor ama aynı sözleri AKP’lilerden duymak mümkün olmuyor. AKP’den bir kişi çıkıp da “Gökçek hakkında inceleme başlatılsın, incelemenin selameti bakımından açığa alınsın. Aklanırsa göreve döndürülsün” diyen bir AKP yöneticisi oldu mu?
Ankara Büyükşehir Belediye Meclisi’nde de AKP’nin oy üstünlüğü var. İstenilen düzenlemeler yapılıyor. Mahkeme kararıyla iptal edilen planlar, mahkeme kararını uygulamak adına küçük plan değişiklikleriyle “kanunu arkadan dolanarak” gerçekleştiriliyor. Muhalefetin yapacak çok şeyi olmuyor.
“Ankara’nın parsel parsel satıldığını” öne sürenlere de sormak gerekir, bu satışlar yapıldığını bilmenize rağmen niçin sessiz kaldınız? Niçin bunları açıklamadınız, ilgili makamlara suç duyurusunda bulunmadınız? Böyle bir satışa sessiz kalmakla sizin bir çıkarınız oldu mu? Tabii ki bunu insanlar merak ediyor. Bülent Arınç’ın bu konuya bir açıklık getirmesi gerekmiyor mu?