Hükümete yakınlığıyla bilinen araştırma şirketlerinin yöneticilerinin kafaları çok karışık. Çıktıkları televizyon programında “AKP oylarının ciddi bir toparlanma içinde olduğunu” belirtiyorlar ama araştırmaları oy oranında artış değil azalma olduğunu ortaya koyuyor.
Niçin kafalarının karışık olduğunu kendi açıklamalarından öğrenelim:
Andy-Ar: Bu şirket, bir önceki araştırmasını 8 Şubat’ta yaptı. AKP’nin oy oranını yüzde 45,2 olarak açıkladı. İkinci araştırmayı ise 4 Nisan’da yaptı. Bu kez sonucu yüzde 43,7 çıkardı yani ilk araştırmaya göre AKP’nin oy oranında yüzde 1,5 oranında azalma oldu.
Genar: Bu şirketin bir önceki araştırması 27 Şubat’ta açıklandı. AKP’nin oy oranını yüzde 47,7 olarak duyurdu. 22 Mayıs’ta gerçekleştirdiği araştırmada ise AKP’nin oy oranını yüzde 44,6 olarak açıkladı. Yani oy oranında yüzde 3,1 azalma olduğunu ortaya koydu.
Denge: Bu şirket bir önceki araştırmasının sonucunu 30 Mart’ta açıkladı ve AKP’nin oy oranını yüzde 47,0 olarak duyurdu. Aynı şirket, 3 Mayıs’ta gerçekleştirdiği araştırmada ise AKP’nin oyunu yüzde 45,6 olarak açıkladı. Yani, bir önceki araştırmaya göre AKP’nin oylarında yüzde 1,4 azalma olduğu sonucuna ulaştı.
Konsensüs: Bu şirket ilk araştırmayı 7 Mayıs’ta açıkladı ve AKP’nin oy oranını yüzde 43,9 olarak duyurdu.

AKP’Yİ YÜKSEK GÖSTERMEK İÇİN

Konsensüs dışındaki firmaların sonuçlarına baktığımızda önceki araştırmalara göre AKP oylarında yüzde 2 azalma olduğu anlaşıldı. İlginç olan durum, aralarında bu şirketlerin temsilcilerinin de bulunduğu kişiler, “yandaş kanal”da AKP’nin oylarında ciddi bir toparlanma olduğunu söylediler. Yani önceki araştırmalarına göre AKP’nin önemli sayılacak oy kaybını ortaya koymalarına rağmen, şimdi “oylarında ciddi yükselmeden” söz ediyorlar.
AKP’nin hoşuna gitmeyen araştırma sonuçlarını açıkladıkları için Metropoll, Gezici, AKAM gibi şirketlere ağır suçlamalarda bulunuluyor. Onlardan birisinin yöneticisi olan Kemal Özkiraz’a sordum. Sonuçlarla ilgili şu değerlendirmede bulundu:

TEK BAŞINA İKTİDAR OLUR MU?

“Bu firmalar kendi sonuçları ile çelişerek AKP’nin son aylarda yükseldiğini ifade ediyor. Üç şirketin ortak özelliği, son iki araştırmalarında AKP’nin ciddi bir oy kaybına uğradığını bulmalarıdır. Peki önceden nasıl oluyor da kendi rakamları ortadayken ve önceden AKP’nin oy kaybettiği net olarak görülüyorken ‘AKP’nin son aylarda toparlandığını, oylarını yükselttiğini’ söyleyebiliyorlar. Demek ki önceki sonuçları yüksek açıklamışlar. Yüksek sonuçlarla toplumu açıkça yönlendiriyorlar. Algı operasyonu dedikleri de bu olsa gerek.”
Gelelim, AKAM’ın son araştırma sonucuna. AKP: 37,5-41,5; CHP: 27,0-30,5; MHP: 16,5-18,5; HDP: 10,0-13,0... Bu sonuçların hiçbirinde AKP tek başına iktidar olabilecek oy oranına ulaşamıyor.

Suriye’ye hava indirme harekâtı


CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin’in dediği oldu ve Türk Silahlı Kuvvetleri Suriye’ye girdi. soydaşlarımızı başarılı bir operasyonla kurtardı. Görev, eksiksiz yerine getirildi. Hemen belirtelim, tüm bunlar bir senaryoydu.
Kayseri Hava İndirme Tugayı’nın 20 Mayıs’ta gerçekleştirdiği tatbikat, önceki yıllardaki senaryolardan çok farklıydı. Senaryolarda; konvansiyonel harp yani klasik harp denilen, ülkemizin işgal edilmesi üzerine düşman cephe gerisine paraşütle birlik indirme anlatılıyordu. Bu yıl, jenerik isimler kullanılmış olsa da, daha gerçekçi ve güncel bir senaryo hazırlandı.

IŞİD’E KARŞI OPERASYON

Komşu ülkede devlet otoritesi kaybolmuş, terör örgütü zulümle yerleşim yerlerini ele geçiriyor, alanını sürekli genişletiyor. O ülkede soydaşlarımızın da katledilmesini önlemek ve onları kurtarmak için hava indirme harekâtı gerçekleştiriliyor. Komşu ülkenin adı Suriye, terör örgütü ise IŞİD’di.
Aslında bu senaryo Suriye sınırları içinde yer alan ve sınırımıza 40 kilometre uzaklıkta bulunan Türk toprağı Süleyman Şah Türbesi’ni koruyan askerlerimiz ve türbenin korunmasına yönelikti. Ancak Süleyman Şah Türbesi’nin boşaltılması ve binaların bombalanmasından sonra senaryo bu kez “soydaşlarımızın tahliyesi” olarak değiştirildi.
Devlet otoritesinin kaybolduğu, terör örgütünün yakıp-yıktığı bir ortamda o bölgeye kritik bir görev ile TSK’nın müdahale edebilecek gücü olduğunu gösteren senaryoyla “biz göreve hazırız, bunu da yapabiliriz” mesajı verilmek istendi.
Zorunlu olmadıkça savaşın bir cinayet olduğunu Büyük Önder Atatürk de söylemişti. Ama gerektiği zaman gözdağı vermek, kısa süreli müdahalede bulunmaktan da korkulmaması gerektiğini askerler her fırsatta siyasetçilere senaryolarla da olsa anlatıyor.