Cumhurbaşkanı Erdoğan henüz yaşadığı yenilginin şokunu atlatabilmiş değil.
Çünkü hiç ummadığı, asla beklemediği bir seçim sonucuyla karşılaştı.
Şimdi vakit geçirmeden yeni bir seçim zaferini nasıl kazanabileceğinin hesabını yapıyor.
CHP’nin eski Genel Başkanı, deneyimli siyasetçi Deniz Baykal’la yaptığı görüşmede verdiği mesajlar analiz edildiğinde izleyeceği strateji de belli oluyor.
Buna göre; Cumhurbaşkanı ülkeyi en kısa sürede erken genel seçime götürerek AKP’yi tekrar iktidar yapmak, sarsılan kendi konumunu da güçlendirmek ve hesap vermekten kurtulmak istiyor.

* * *

“Bu planı hayata nasıl geçirecek”
sorusunun cevabına gelince:
Anayasa’ya uygun davranıyormuş izlenimini vermek için önce Ahmet Davutoğlu’nu hükümeti kurmakla görevlendirecek.
Davutoğlu, daha önce AKP ile koalisyon yapmayacaklarını belli etmiş olmalarına rağmen, CHP ve MHP ile anlaşmayı deneyecek.
Hemen söyleyeyim, CHP’nin öne süreceği koşulların kabulü, Davutoğlu’nun kendi ayağına kurşun sıkması anlamına geleceğinden, bu girişim başarısızlıkla sonuçlanacak.
Davutoğlu daha sonra MHP’nin kapısını çalacak.
Bu aşamada da karşısına “MHP’nin kırmızı çizgi” engeli çıkacak.
Altını çizerek yazıyorum; Davutoğlu, AKP+MHP koalisyonunu sonuna kadar zorlayacak.
Hükümetin kurulamaması halinde buna en çok sevinecek kişi ise ülkeyi bir an önce erken genel seçime götürmeyi amaçlayan Cumhurbaşkanı olacak.

* * *

Davutoğlu’nun başarısızlıkla sonuçlanan çabalarının ardından hemen seçime gitmeyi düşünen Tayyip Erdoğan, CHP’nin eski Genel Başkanı Deniz Baykal’ın, “Bu tutum anayasaya uygun düşmez, ülkeyi de yeni gerilimlere sürükler. Ayrıca demokrasilerde seçim kaybetmeyi göze almak gerekir” şeklindeki uyarılarından sonra -şeklen de olsa- görevi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na verecek.
Kılıçdaroğlu da öncelikle MHP ve HDP ile görüşmelere başlayacak.
MHP’nin HDP ile asla hükümet ortağı olmayı istemeyeceğini bildiğinden, CHP+MHP koalisyonuna HDP’nin dışarıdan destek vermesi seçeneği üzerinde duracak.
Bu hükümet modelini hayata geçirebilmek için MHP ve HDP’yi ısrarla ikna etmeye çalışırken;
“Kurulabildiği takdirde hükümetin halkın beklediği demokrasi ve hukuk restorasyonunu yapacağını... AKP dönemindeki yolsuzluk, hırsızlık ve zulümlerin hesabını soracağını... Ayrıca Kürt sorununun Meclis çatısı altına taşınmasını sağlayacağını” anlatacak.
Çok zor ama diyelim ki taraflar ikna oldu ve hükümet kuruldu.
Bu durumda karşılarına Cumhurbaşkanı engeli çıkacak.
Erdoğan bir azınlık hükümetine onay vermediğini, ülkeyi erken seçime götüreceğini açıklayacak.
Ancak tarafsız hukukçuların bu karara şiddetle itiraz etmeleri ve kamuoyunun demokratik tepkisi karşısında geri adım atmak zorunda kalacak.
Kaybeden yine o olacak...

* * *

Sevgili okurlarım,
Sözün özüne gelirsek;
Tayyip Erdoğan, Deniz Baykal’ın uyarılarıyla istemeyerek de olsa geri adım attı.
Bu görüşmeyle Erdoğan’ın asıl niyetinin erken genel seçim yoluyla AKP’yi yeniden tek başına iktidar yapmak olduğu ortaya çıktı.
Ayrıca AKP ile ortak olanın yanacağı ve erken seçimin AKP’yi daha güçlü biçimde iktidara taşıyacağı anlaşıldı.
Seçim sonuçlarından umutlanan geniş halk yığınları için geriye sadece AKP dışındaki partilerin demokratik uzlaşıyla yeni bir iktidar oluşturmaları seçeneği kaldı.