Si­ya­sal ya­şa­mın ge­tir­di­ği kır­gın­lık ve üzün­tü­ler­le ge­çir­di­ği­miz za­man di­li­mi, öz­le­nen ren­gi­ne ka­vu­şa­ma­dı. Umu­du bo­şa çı­ka­ran ge­liş­me­ler, si­ya­sal ön­der­le­rin tu­tar­sız­lık­la­rı, dö­nüş­le­ri, ver­dik­le­ri söz­le­ri unut­ma ay­maz­lık­la­rıy­la sür­mek­te­dir. Er­ken se­çi­mi amaç­la­yan ik­ti­da­rın gü­dü­mün­de ve ege­men­li­ğin­de bu­na­lı­ma çö­züm ara­ma­nın an­lam­sız­lı­ğı açık­ken ge­nel se­çim son­ra­sı tab­lo­yu ter­si­ne çe­vi­ren mu­ha­le­fet da­ğı­nık­lı­ğı yü­zün­den de­mok­ra­tik atı­lım­lar ola­na­ğı ka­çı­rıl­mak­ta­dır. Hal­kı­na gü­zel gün­ler ya­şat­ma­sı ge­re­ken dev­le­tin yak­la­şı­mın­da­ki so­ğuk­luk, ik­ti­dar­la­rın ön­cü­lük et­ti­ği ve ağır­lık­la­rı­nı koy­du­ğu si­ya­sal ya­şam­da­ki dal­ga­lan­ma­lar­la gi­de­rek da­ha bü­yük ya­ra­lar aç­mak­ta­dır. Ana­ya­sa­’ya bağ­lı­lık an­dı içen­le­rin söz­le­ri­ne ne öl­çü­de bağ­lı kal­dık­la­rı­nı sap­ta­mak için Ana­ya­sa­’nın “Dev­le­tin te­mel amaç ve gö­rev­le­ri­” baş­lık­lı 5. mad­de­si­ne gö­zat­mak ye­ter­li­dir. Ulu­su­mu­zun hak­kı olan gö­nenç (re­fah) ve erinç (hu­zur) ger­çek­te ge­nel bir öz­lem ola­rak kal­mak­ta­dır.

GÜN­LER

Bu­gün, Kur­tu­luş Sa­va­şı sü­re­cin­de be­lir­gin ve çok önem­li bir ye­ri olan Er­zu­rum Kon­gre­si­’nin 96. yıl­dö­nü­mü­dür. Ön­de­ri­miz Mus­ta­fa Ke­ma­l’­in Amas­ya Ge­nel­ge­si doğ­rul­tu­sun­da ger­çek­le­şen Kon­gre, al­dı­ğı ka­rar­lar­la si­ya­sal ta­ri­hi­miz­de öz­gün bir yer edin­miş­tir. Ka­tı­lan­la­rın hep­si­ni iyi duy­gu­lar­la anı­yo­ruz.
Ya­rın da Lo­zan Ba­rış Ant­laş­ma- sı’­nın im­za­lan­dı­ğı gü­nün 92. yıl­dö­nü­mü­dür. Ant­laş­ma, Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti­’nin dün­ya ka­tın­da var­lı­ğı­nın ta­nın­ma­sı bel­ge­si­dir. Dı­şiş­le­ri Ba­ka­nı ve Baş­de­le­ge ola­rak İs­met İNÖ­NÜ­’nün unu­tul­maz hiz­me­ti­nin, ta­rih­sel anı­tı­dır. Si­ya­sal alan­da­ki bu za­fer bu­gün­kü ya­pı­mı­zın te­me­li­dir. İkin­ci Cum­hur­baş­ka­nı­mız İNÖ­NÜ “Tür­ki­ye Cum­hu­ri­ye­ti, Türk Kur­tu­luş Sa­va­şı­’nın ta­bi­i so­nu­cu ola­rak doğ­muş­tur. -Türk Mil­le­ti adı­na TBMM Hü­kû­me­ti Sevr Ant­laş­ma­sı­’nı red­det­ti ve sa­va­şa de­vam et­ti. - Alı­nan so­nuç, mil­le­tin is­tik­lâ­li aley­hin­de olan düş­man­la­ra ve on­lar­la be­ra­ber ça­lı­şan ve şey­hü­lis­lâ­mı da be­ra­ber ça­lış­tı­ran Pa­di­şah ta­ar­ru­zu­na kar­şı ka­za­nıl­mış­tır. -ATA­TÜRK, ha­ya­tı­nın so­nu­na ka­dar müs­ta­kil bir dev­le­tin hu­kuk esas­la­rı­nı kur­tar­mak ve kur­mak için ça­lış­mış­tır. Ka­pi­tü­las­yon­la­rın lağ­vı bü­yük bir hu­kuk me­se­le­si­dir. Bu­nun kâ­bul et­ti­ril­me­si, Lo­zan Ba­rış Ant­laş­ma­sı­’nın en son gü­nü­ne ka­dar ya­pı­lan mü­ca­de­le­nin so­nu­cu­dur. Ant­laş­ma ile İs­tik­lâl Mü­ca­de­le­si­’nin te­me­li olan müs­ta­kil bir dev­le­tin hu­ku­ki var­lı­ğı bü­tün şart­la­rı ile ger­çek­leş­ti­ril­miş­ti­r” di­ye­rek yaz­dı­ğı ma­ka­le­siy­le ka­za­nım­la­rı an­lat­mış­tır (An­ka­ra Ba­ro­su Der­gi­si Cum­hu­ri­ye­tin 50. Yıl özel sa­yı­sı, say­fa 22-24, 1973). So­nuç, öv­gü­ye ve kut­la­ma­ya de­ğer bü­yük bir an­lam ta­şı­mak­ta­dır. Bu ne­den­le İNÖ­NÜ ve ar­ka­daş­la­rı­nı, ken­di­le­ri­ne des­tek ve­ren Mus­ta­fa Ke­mal ATA­TÜR­K’­ü en güç­lü bağ­lı­lık duy­gu­la­rıy­la yü­rek­ten anı­yo­ruz. Ter­si­ni dü­şü­nen de­ğer­bil­mez­ler utan­sın.

VE GÜ­NÜ­MÜZ

Gü­nü­müz cum­hur­baş­ka­nı­nın buy­ru­ğun­da­ki ik­ti­da­rın ye­ni se­çim­le­re yö­ne­lik tu­tu­mu önü­müz­de­ki gün­ler­de so­nuç­la­na­ca­ğa ben­ze­mek­te­dir. Mu­ha­le­fe­tin ik­ti­da­rı dış­la­ya­rak bir hü­kû­met kur­ma­sı, so­run­la­rın çö­zü­mü için iyi bir baş­lan­gıç ola­cak­tı. Mu­ha­le­fet ken­di ara­sın­da or­tak bir hü­kû­met ku­ra­ma­sa bi­le yi­ne mu­ha­le­fet­ten bir azın­lık hü­kû­me­ti ger­çek­leş­ti­re­bi­lir­di. Ama ki­mi di­ren­me­ler bu yo­lu ka­pa­lı gös­te­ri­yor. So­rum­lu­la­rı da kar­şı­lı­ğı­nı bu­lur. Um­duk­la­rı er­ken se­çim­de da­ha çok ka­za­na­ca­ğı­nı sa­nan­lar al­dan­dık­la­rı­nı gö­rür­ler.

KI­NA­MA YET­MEZ

Ur­fa-Su­ru­ç’­ta­ki vah­şi kı­yı­mı, kan­lı el­le­ri kı­na­mak­la ye­tin­me­me­li. ATA­TÜR­K’­e ve ba­rış il­ke­si­ne kar­şı çı­kan bağ­naz­la­rın ne­den ol­du­ğu bo­zuk­luk­la­rı gi­de­re­cek ön­lem­ler­le bir­lik­te so­rum­lu­la­rı hak­kın­da ge­re­ken iş­lem­ler uy­gu­lan­ma­lı­dır. Ya­rın­lar­da da­ha bü­yük sa­kın­ca­la­rı ya­şa­ma­mak için ge­re­ken ça­lış­ma­la­ra ve ça­ba­la­ra gi­ril­me­li, dış iliş­ki­ler ive­di­lik­le dü­zel­til­me­li, mez­hep­çi­lik ve din­ci­lik yo­lun­dan dö­nül­me­li, lâ­ik­lik ve dev­let yan­sız­lı­ğı tam bir dü­rüst­lük­le be­nim­sen­me­li­dir.