Psikiyatri Doçenti iken Profesör kadrosunu beklemeyip mesleğini bırakan Cansever, FETÖ’nün ilk mağdurunun eski Kara Harp Okulu Komutanı emekli Tümgeneral Reha Taşkesen olduğunu belirtti. “Yasadışı telefon dinlemesi ile Reha Paşa’nın özel hayatına ilişkin konuşmaları kayıt altına alındı. Önü açık olan komutan istifaya zorlandı” dedi.

SAHİP ÇIKMADILAR

Taşkesen’in istifa ettirilmesinin ordudaki tasfiyeler için “kırılma” noktası olduğunu savunan Cansever, FETÖ’nün yasadışı dinleme ve gizli kamera çekimleri ile TSK’yı dizayn ettiğini söyledi. “Reha Paşa’nın önü açıktı ileride Orgeneral olabilirdi. Ancak hiçbir komutan Reha Paşa’ya bu kanunsuz dinleme deyip sahip çıkmadı” diye konuştu.

ORGENERAL İHBARI

Meslek hayatının 20 yıl GATA’da geçtiğini anlatan Cansever, Fetullahçı örgütün 2003-2004 yılları arasında kendisini Orgeneral isimli imzasız ihbar mektupları ile hedef aldığını kaydetti. Sahte ihbar mektupları ile Doçent olmasının engellenmeye çalışıldığını ifade eden Cansever şunları söyledi:
“O yıllarda internet yaygın olmadığı için ihbar mektupları algı operasyonlarında kullanıldı. O tarihte Genelkurmay Başkanı olan Hilmi Özkök’ün isimsiz ihbar mektuplarının işleme alınmaması yönünde prensip emri vardı. GATA Komutanlığı’na dilekçe verdim. ‘Bu mektuplar beni rahatsız ediyor kaynağını tespit edin edemiyorsanız bir suretini bana verin ben kendim bulayım’ dedim. Kurmay Başkanı ise ‘Biz bu ihbarlar asıllı mı asılsız mı? diye araştırıyoruz sonrada arşivliyoruz’ diye yanıt verdi. Hak ettiği halde Doçent kadrosuna alınmayan tabip subaylar oldu. Hatta bir arkadaşıma kadroya almayan Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Tabip Albay T.T. darbe soruşturmasında tutuklandı.

ÇOK SİNSİLER

Bu örgüt mensupları çok sinsiydi. Kendilerinden olmayan Doçent ve Profesörlere karşı sistemli bir karalama taktiği uyguladılar. İki sene kalsam Profesör olacaktım kadrosuzluk tazminatı alacaktım. Huzurumu kaçırdıkları için 2007’de emekli dilekçesi verdim.

GATAKULLİ HESABI

FETÖ, çakma twitter hesapları, ihbar ve iftiralar ile öğretim üyelerinin özel hayatlarını deşifre ederek üzerlerinde baskı unsuru oluşturdu. Sosyal demokrat, bilimsel kriterleri ön planda olan hocaları hedef aldılar. Twitter’da ‘Gatakulli’ adlı hesap tasfiyeler için kullanıldı. Bu hesap üzerinden çok kişinin canını yaktılar.

GİZLİ KAMERA

FETÖ’cü olmayan hocaların GATA’daki odalarına hatta muayenehanelerine bile gizli kamera yerleştirdiler. Bu yolla Doçent ve Profesörlerin en az yüzde 30’unu mağdur ettiler. Psikiyatri’de 10 Doçentten 4’ümüz Profesörlüğü beklemeden ayrıldık. Gatakulli hesabından hocaların eş ve çocukları ile özel hayatlarına ilişkin ses ve görüntü kayıtları yayınladılar.

İFTİRA TAKTİĞİ

O hesaptan ‘şu hastaya sarkıntılık ettin, şuna küfür ettin’ deyip iftiralar ettiler. Hatta eşleri ile ilgili iftiralar attılar. Karısının kendisini aldattığına ilişkin ‘montaj’ telefon kayıtları yayınladılar. Sosyal medya üzerinden tasfiye operasyonu yürüttüler bu yıllarca sürdü.

ONLAR AYRILMADI

GATA’daki Fethullahçı öğretim üyeleri kendilerine ne yapılırsa yapılsın ayrılmadı hep uyumlu oldu. Bizim gibi dökülenler FETÖ’cü değildi. Yıldırma operasyonu 2013’e kadar ciddi olarak sürdü. Bu hesaplar yıllarca açık kaldı kapatılmadı. Büyük bir örgütün kumpasına uğradığımızı yıllar sonra anladık.

TORUNUNA CD

Orgenerallik bekleyen bir Korgeneral’e Taşkesen benzeri kumpas kurdular. Gizli kamera ile çektikleri uygunsuz görüntülerini CD yapıp torunu dahil tüm sülalesine gönderdiler. O Paşa dayanamadı istifa etti bizim gibi emekli oldu. Bu kadar insafsız ve gözleri dönmüşlerdi. O dönemde Genelkurmay ve GATA yönetimi ihbarları referans aldılar. Çakma twitter hesaplarındaki paylaşımlara itibar ettiler. ‘Senin hakkında böyle bir ihbar var gereğini yap’ diye baskı oluşturup geleceği olan komutan ve hocaları istifaya, emekliliğe zorladılar. Hiçbir komutan mağdurların arkasında durmadı. Gatakulli hesabına göre günlük kimin harcanacağı takip edilir hale geldi. ‘Bugün ne var, kimin başı yanacak’ diye o hesaplar tasfiyede belirleyici oldu.

TUS’TA ŞAİBE

KPSS sorularının sızdırılması döneminde Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda şaibe yaşandı. TUS’ta ilk 10’un 7’sini GATA mezunları oluşturdu. Bu imkansız bir iş. Gurur duyduk ama şüphelendik. GATA Tıp Fakültesi Türkiye’nin en iyi fakültesi değildi. Önceki yıllarda TUS’ta ilk 10’a 1-2 kişi girerdi. Sınav sorularının çalınmış olabileceği şüphesi gündeme geldi. KPSS gibi geriye dönük TUS sınav sonuçlarına bakılsın.

ELE GEÇİRDİLER

FETÖ’cü kadrolar GATA’da etkin konuma yükseldi. Tutuklanan Tabip Tuğgenerallerin 6’sı FETÖ’cü çıktı. Bu yüzde 50’ye denk geliyor. Bir Paşa hala firarda. Çok önemli bir oranda GATA’ya ele geçirdiler.

ASKERİ LİSELER

Askeri Liseden bir hastam oldu. Son sınıf öğrencisi bir subay adayını ‘askerliğe elverişli değil’ raporu ile harcamak istediler. 20 gün önce başka bir nedenden gittiği psikiyatrinin ‘sağlam’ raporu verdiği çocuğa, seyyar heyet uyum bozukluğu tanısı ile olumsuz rapor verdi. İşlem tamamen usulsüz. Bu olaydan sonra öğrenci amirleri ve sınıf subaylarının FETÖ’cü olduğu anlaşıldı. GATA Psikiyatri Bölümü o çocuk için her türlü engeli çıkarttı.

ATATÜRKÇÜ KADROLAR

Gerçek aydın ve Atatürkçü kadroları GATA’dan tasfiye ettiler. Bu çok sinsi, anlaşılması güç, umulmadık kişilerce gerçekleştirildi. Hala GATA’da çok iyi adamlar var. Herkesi töhmet altında bırakmamak lazım. Zaten onlarında istediği bu. Bunları ayırt etmek mümkün değil. Her şekle girebilen insanlar. Şimdi tutuklanan Profesörlerin bir kısmı benim odamdan çıkmayan insanlardı. Her şekle uyuyorlardı. Hakkında hiç ihbar yapılmayan, efendi, uyumlu, hızla yükselen, parayı seven kişilerden şüpheleniyorduk. Hepsi bu profildeydi.

28 ŞUBAT TEŞHİSİ

28 Şubat’ın teşhisi doğruydu ancak yöntemde yanlış yaptılar. İnançlı ve samimi kadroları mağdur ettiler. Yeni mağduriyetler yaşanmasın. Bunları temizlemekten ziyade TSK’da sistemi güçlendirelim. Sistemi güçlendirirsek bu adamlar TSK’da barınamaz, hiçbir hain güç orduya sızamaz”