Gezi’de sekiz gencimiz can verdi, otuz kişinin gözü çıktı... İktidara karşı ilk darbeyi indiren ve tarihe geçecek bir direnişti o...
Direnişin sembolü ağaçlardı...
CHP’li Yalova belediye başkanı küt, şehrin ağaçlarını kesti...

*

“Cumhuriyet kadınları”, “Kadınlar başka”, “Atatürk’ün kızları” derken ve imamları kadınları insan yerine koymamakla suçlarken...
Zırt diye bıyıklı birisini kadın sayıp kontenjandan MYK’ya soktular...

*

AKP’deki tek adam yönetimine “diktatörlük” dedik... Bunlarda demokrasi yok, sesini çıkaranı susturuyorlar dedik...
Delegeleri değiştirdiler, rakipleri sildiler, Kemal Kılıçdaroğlu tek aday...

*

İktidar, Atatürk’ün sözlerini siliyor, heykellerini kaldırıyor, resimlerini indiriyor...
Ah, vah derken...
CHP milletvekillerinin Atatürk resmini duvarından indirmesi düştü önümüze....

*

Bu diktatör anayasa yapamaz dedik...
CHP “Yapar” dedi...
Birlikte yapacaklar...

*

Yani millete “Oy vermek için herkes sandık başına gitsin” derken, kendisinin oy kullanamaması sakarlığı sürüyor...

*

Geldik...
Urla’da en güzel koyu 1. derece sit olmaktan çıkarıp kaçak villalar yaptılar, mahkeme yıkım kararı verdi...
Üst mahkemeye gittiler, yine yıkım kararı çıktı...
Danıştay’a gittiler, Danıştay yıkımı onayladı...
Sıra geldi belediyenin yıkım işlemine...
Belediye başkanı CHP’li bir kadın...
“Yetkim yok” dedi çıktı...
Aynı gün “yetkisi olmayan” CHP’nin kadın belediye başkanı kimi kimsesi olmayan garibanların 70 evini yıktı...
Ağladılar, sızladılar, yalvardılar...
Boşuna...
Üstelik mahkemede olan dava daha sonuçlanmadan, daha mahkeme kararını vermeden... Ev sahipleri mahkemenin sonuçlanmasını, mahkeme kararının beklenmesini istediler...
CHP’nin kadın belediye başkanı dinlemedi...
Dozerler evleri yerle bir etti...
Bizler “AKP talana, yağmaya göz yumuyor” derken...

*

Yok kurultay, yok yeni vitrin, yok bilmem ne zımbırtı...
Tümü boş ortak...
Ruhunu kaybetmişsin bir kere...