Sevgili okuyucularım, önceki gün Diyarbakır’da yine bir patlama oldu. Zırhlı polis aracına yapılan saldırı akşamüzeri medyaya düştü...
Televizyonlar haberi vermeye başladı...
Üç kişi ölmüştü, çok sayıda yaralı vardı ama ölenlerin polis olup olmadığı bilinmiyordu. Milyonlarca insan haberleri, geçilen altyazıları ve olay yerinin görüntülerini merakla izlemeye başlamıştı.
Saat 19 haber bültenleri başladı...
Ve anında gündeme bir haber düştü:
Olaya ilişkin yayın yasağı getirilmişti!

* * *

Her terör olayı sonrasında bunu yapıyorlar. Hemen yayın yasağı getiriliyor.
Nedir yayın yasağı?
Olayla ilgili haber vermeyeceksin, yorum yapmayacaksın.
Her seferinde yayın yasağı getirmek her şeyden önce anayasa ve yasaların açık hükümlerini çiğnemektir.

* * *

Emniyet Genel Müdürü Celalettin Lekesiz kısa süre önce 81 ilin Emniyet Müdürlüklerine bir genelge gönderdi.
Terör olayından sonra 30 dakika içerisinde ve öncelikle yapılması gereken işleri tek tek yazdı. Sırasıyla özetliyorum:
- Olayla ilgili ilk bilgilerin alınması.
- Üst makamlara ilk bilgilerin sunulması.
- Gerekiyorsa YAYIN YASAĞI alınması.
- Olaya gidecek ekiplerin yeni patlama ve saldırılara karşı tedbirli olması.
- Çevre emniyetinin alınması.
- (Olay yerine) Ambulans gönderilmesi.
- İtfaiye gönderilmesi.
- Hastane güzergahının açık tutulması.
- Bomba imha uzmanı gönderilmesi...
Evet, Emniyet tarafından yapılması gereken işlerin öncelik sırası böyle belirlenmiş.

* * *

Şu işe bakınız ki, yayın yasağı üçüncü sırada...
Ve her olay sonrasında ne yazık ki yayın yasağı getiriliyor.
Olay yerine ambulans ve itfaiye gönderilmesinden bile öncelikli.
Tam da bu iktidarın kafa yapısını gösteren acı bir gerçek...
Yani sansür!
Medya, vereceği haberleri ister istemez kısıtlayacak, eline geçen bilgileri kullanamayacak, toplum ne olduğunu bilmeyecek!
Terör karşısında boyun eğenlerin sığındığı yer işte bu yayın yasakları oluyor.

Kilis milletvekili anlatıyor!


Sevgili okuyucularım, Kilis’le ilgili dünkü yazım sonrasında Kilis AKP Milletvekili Hilmi Dülger aradı ve şunları söyledi:
“İlimizde bazı kesimler Kilis’i karıştırmak için çok ciddi çaba harcıyor. Bunlardan bir bölümü MHP’li, bir bölümü ise cemaatçi. Suriyelilere karşı alan kapma yarışı içindeler.
Siyasi alanlarını kaybettiler ve şimdi geri almaya çalışıyorlar.
Şov yapıyorlar.
Şimdi Kilis bayraklarla donatılmış durumda. Herkes işinde gücünde.
Halkın bir bölümü mutlu değil ama elden bir şey gelmiyor... Zira kentin hem altyapısı, hem de üstyapısı çöktü.
Ama bunların hepsi geçici.
Devletimiz ve belediyemiz gereğini yapıyor.
Bizim nüfusumuz 90 bin kişi idi. Şimdi Suriye’den 117 bin kişi geldi ve onların sayısı yerli nüfusu geçti. Oysa bu rakama 2025 yılında ulaşacaktık.
Biz milletvekili olarak gerekeni yapıyoruz, kimse endişe etmesin!”
Sınırımızın hemen dibinde üs kuran İslamcı terör örgütü IŞİD tarafından hemen her gün bombalanan Kilis zor durumda.
Bugüne kadar 21 kişi can verdi, 80’e yakın kişi yaralandı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kenti bombalanıyor, hükümet seyrediyor.
Dua etsinler de o roketlerden biri çok kritik bir yerde patlayıp hiç ummadığımız kimseleri öldürmesin.

Taksi duraklarında şov!


Eski sadrazam Davutoğlu Ahmet Paşa da abisi ve amiri Recep Tayyip gibi her fırsatı değerlendirip medyada boy göstermeyi ihmal etmiyor.
Şimdi veda ziyaretleri yapan Ahmet’in şovları genelde üç aşamadan oluşuyor:
Veda edeceği kişiye gitmek, mümkünse birlikte namaz kılmak ve çıkışta en yakın taksi durağını ziyaret edip şirinlik gösterisi yapmak!
Son olarak Diyanet’e gitti, Başkan Bey’e veda etti. Sonra Diyanet camisinde birlikte namaz kıldılar...
Son aşamada yine taksi durağı ziyareti vardı ve onu da yaptı.
Aynı saatlerde dünya liderimiz Recep Tayyip beyefendi de bir minibüs durağını ziyaret ediyordu.

* * *

Bunlar öyle kendiliğinden gelişen, rastlantı sonucu ve geçiyorduk uğradık diye oluşan ziyaretler değil.
Korumaları saatler öncesinde o durak yerine gidip önlem alıyor.
Bomba ekipleri, keskin nişancılar, arama köpekleri ve bütün görevliler durağın çevresini kuşatıyor.
Sonrasında sayın büyüklerimiz binbir tantana ile oraya geliyor... Şoförlerle resim çektiriliyor, medyaya servis ediliyor.
Göstermelik bir çay içiliyor, çevrede küçük bir çocuk varsa o çağrılıp yanakları okşanıyor ve sonra evli evine köylü köyüne!
Siyasi şov yapmanın son örnekleri camilerde ve taksi duraklarında!