Sabır taşı çatladı, Davutoğlu Ahmet hâlâ koltuğunda oturuyor!..
Dünyada başka hangi siyasetçi olsa, şimdiye kadar istifayı basıp gitmişti!..
“Al atını ver tımarını” derler...
Bir de Ömer Seyfettin’in ibret alınacak “Diyet” adlı bir hikayesi vardır!...
Kolunu, öteki elindeki satıra korkusuzca uzatan adamın hikayesi...
Bu bir genişlik, bir rahatlık mıdır; yoksa pek övündükleri “kültürlerinden” mi gelmektedir?..
O kültür müdür bu kadar istiskali sineye çektiren!..
* * *
Recep Bey, bakanlar kurulunu 6’ncı defa sarayında topladı...
“Toplanın gelin” diyor, anlı şanlı Başbakan ve bakanlar çocuklar gibi toplanıp sarayın yolunu tutuyorlar...
Zira hepsi siyasetteki mevcudiyetlerini saraya borçlu!..
Fakat en çok çileyi çeken de Sadrazam...
* * *
Düşünün elinizde eski başbakandan (Recep Bey’den) kalma bir yetki var, o yetki hop diye elinizden alınıyor...
Üstelik genel başkanın il ve ilçe başkanlarını görevden alma veya atama gibi kritik bir yetkisi...
Zamanında bu yetki Merkez Karar ve Yönetim Kurulu’ndan (MKYK) alınmış Recep Bey’e verilmiş...
Recep Bey, bu yetkiyle bütün örgütü avcunun içinde tutmuş, genel başkan Ahmet Bey olunca yetki ona geçmiş...
Şimdi her nedense bu yetki MKYK’ya veriliyor, örgüt Ahmet’in kontrolünden çıkarılıyor!..
* * *
O gün MKYK toplantısı tam 5.5 saat geç başlıyor, formüller aranıyor, sonra yiğitliğe herhangi bir şey sürdürmemek için yetki devrini Ahmet Bey istemiş gibi bir numara yapılıyor...
AKP MKYK’sında Davutoğlu Ahmet’in belki bir-iki yakını vardır, ama gerisi için Recep Bey ne derse o!..
Şimdi etrafa Sayın Başbakan kendi istedi” diyorlar...
Yersen!..
* * *
Bu son olaya gelene kadar Sadrazam Hazretlerinin hazmını ve tahammülünü gösterecek sayısız örnek var...
MİT Müsteşarı’nı milletvekili yapmak istemesinin saray tarafından engellenmesi, Dolmabahçe mutabakatı gibi eski konulara uzanmayalım...
Mesela Damad-ı Şehriyari’yi Enerji Bakanı yapmayı Ahmet Bey mi istedi, çok mu
meraklıydı?..
Mesela bakan yardımcıları, konumlarından kaynaklanan rahatsızlıklarını, imza yetkileri olmamasını yardımcısı oldukları bakanlara veya başbakana anlatacaklarına, saraya gidip Recep Bey’e ağlıyorlar...
Ve bakanlarla Başbakan bunu rahatlıkla hazmedebiliyorlar...
Recep Bey, geçenlerde Meclis’in AKP’li komisyon başkanlarını sarayda topladı, yemek verdi Başbakan’ın (maalesef muhalefetin de) sesi soluğu çıkmadı!..
* * *
Kiziroğlu Ahmet başka kültürdeki muhaliflere hodri meydan çekip yiğitlik göstermekte maşallah bir numara da...
Kendi yetiştiği kültür sistemi içinde kuzu gibi...
Bir insan bu kadar istiskale uğradıktan sonra istifa etmek için ne bekler?..
İstifa et de rahatla be kardeşim...
İstifa etmek bu kadar zor mudur?..
Ölüm yolu!..
Bağdat Caddesi’nde mobil elektronik denetleme sistemiyle “hız koridoru” uygulamasını geçenlerde anlatmış, başarılı bulmuştuk ki...
Önceki gece sabaha karşı çılgınca hız yapan bir sürücü iki insanın can vermesine sebep oldu...
Müthiş bir hızla çarptığı park halindeki aracı da sürükleyerek kaldırıma çıktı, genç bir keman sanatçısının hayatını kaybetmesine sebep oldu...
Olay bu kadarla kalmadı, 3 dakika sonra yine hızla gelen başka bir aracın sürücüsü de bu kazayı görünce direksiyon hakimiyetini kaybetti ve ağaca çarparak can verdi...
Bu kazalar (lafın gelişi kaza diyoruz aslında cinayet) göstermelik denetimlerle önlenemez...
Bağdat Caddesi’ni ölüm yolu olmaktan gece gündüz ciddi ve sürekli denetimler kurtarabilir!..