“Askeri çevrelerin” yaptığı açıklamalar yetmedi, sonunda Genelkurmay kurumsal olarak açıklama yapmak ve başkanını savunmak zorunda kaldı...
Ancak, savunma açıklamasında son cümleye dikkatimizi verelim:
“Terörle mücadeleye yoğun bir şekilde devam ettiğimiz bugünlerde eleştiri ve yorumlarda insaflı ve yapıcı olunması, ayrıştırıcı dil kullanılmaması, ülkemizin ve aziz milletimizin birliği, beraberliği ve güveliği açısından büyük önem arz etmektedir”
Genelkurmay, “ayrıştırıcı dil” ve “birlik beraberlik” vurgusu yapıyor...
Vah vah!..

*  *  *

Tam 14 yıldır iktidar tarafından ayrıştırıcı dil kullanıldığından Türkiye karpuz gibi ikiye bölünmüş durumda...
Bu açıklamayı yaptıran Hulusi Paşa bunun farkında değil mi?..
Ülkede birlik beraberlik mi kaldı?..
“Şehitler var” diyerek 23 Nisan Resepsiyonu iptal edilirken...
8 şehidimizin sonsuzluğa uğurlandığı günde 6 bin 500 kişilik nikah töreni düzenlenmesi ve Genelkurmay Başkanı’nın da koşa koşa o nikaha katılıp şahitlik yapmasını eleştirmek ülkemizin güvenliğini mi sarsacak?..

*  *  *

Açıklamada devlet protokolünden söz ediliyor...
Cumhurbaşkanı resmi bir davet filan vermiyor kızının nikahı kıyılıyor, bunun devlet protokolüyle ne ilgisi var?..
Madem devlet protokolü, CHP, MHP, HDP Genel Başkanları ve diğer protokole dahil kişiler nerede?..
Onlar davet edilmezken, örneğin Seda Sayan mı devlet protokolüne dahil?..
Ne zamandan beri cumhurbaşkanlarının kızları veya oğullarının nikahı devlet protokolü oldu?..

*  *  *

Bakıyoruz da, yandaş gazetelerde Genelkurmay Başkanlarını “Bir bürokrat” filan diye küçük düşürmeye çalışan asker düşmanı yazarlar, Hulusi Paşa’yı yere göğe sığdıramaz oldular!..
Akar Paşa acaba bunun farkında mı, değerlendirmesini yapıyor mu?..
Açıklamada, “Terörle mücadeleye yoğun bir şekilde devam ettiğimiz bugünlerde” ifadesini kullanarak, eleştirilerin “birlik, beraberlik, güvenlik zafiyeti yaratacağını” ileri sürmek yerine, asıl yapılması gereken...
O eleştirilere neden olan davranışlardan kaçınmaktır!..

*  *  *

Sonunda bunları da gördük...
Dindar anayasa isteyenler...
Şehitleri bahane ederek 23 Nisan Resepsiyonu’nu iptal edenler...
Şehit cenazelerini kaldırıp nikah törenine koşanlar...
Hepsi bir araya geldi!..

Bitmeyen veda!..


20 ay Başbakanlık yaptı, 20 gündür veda ziyaretleri, veda toplantıları yapıyor, veda yemekleri düzenliyor ve günahı çok olmalı ki her yerde helallik istiyor...
Davutoğlu Ahmet, derinlikli Suriye stratejisiyle Esad’ı devirecekti, 20 ayda kendi devrildi...
Ve şimdi de bitmez tükenmez veda turları yapıyor...
Gören de yıllarca başbakanlık yaptıktan sonra bütün ısrarlara rağmen siyaseti bıraktığını, kenara çekildiğini zanneder!..
Oysa azledildi!..
Ona Başbakanlık koltuğunu veren Saray iradesi, o koltuğu altından çekiverdi, durum bu kadar açık!..

*  *  *

Ahmet Bey “Kiziroğlu” veya “Serok Ahmet” olmaktan da böylece düştü...
Fakat bu defa da veda ziyaretleri serisine başladı!..
Taksi duraklarından başlayıp gitmediği yer kalmadı...
Onun yerinde başka biri olsa, sessiz sedasız odasını toplar doğru evine giderdi...
Öte yanda AKP’de genel başkanlık, dolayısıyla başbakanlık için temayül (!) yoklaması yapılıyormuş!..
Kimin Başbakan olacağı Saray’daki zatın iki dudağının arasında...
Bunu bilmelerine rağmen çocuk oyuncağı gibi parti içi demokrasi numaralarına yatıyorlar!..
AKP’li vekiller, MKYK üyeleri havaya girip isim belirliyorlar, bize de bu komikliği izlemek düşüyor!..