Ağrı Dağı'na BY-PASS ve rekreasyon terapileri

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi,
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.

Muhibbi takma adıyla 400 yıl geçmişten, Zigetvar Kalesi fethedilirken hasta yatağından bize seslenen büyük Kanuni Sultan Süleyman, insan toplulukları için kudretli bir devlete sahip olmanın değerini yüceltirken, insanın sağlıklı olmasının da dünyanın en değerli gücü olduğunu söylemiş...



İnsanlar yaşamlarını akılla, mantıkla, sebep sonuç ilişkileriyle, yaşamın nedenselliğiyle ve gelecek farkındalığıyla değil de günlük kaygılarla ve çevrelerindeki genel geçer eksik algılarla ve geleneksel – muhafazakar inançlarıyla sürdürürlerse çoğu zaman kıymetli bir şeyin değerini kaybedince anlarlar. Sağlık bunların içinde en önemlisidir çünkü her şeyin başı sağlıktır. Sağlık, sadece bir hastalığın bulunmayışı değil, bedensel, zihinsel ve sosyal olarak tam iyilik halidir. Bu iyilik hali paha biçilemez değerdedir ve ne yazık ki herkese eşit olarak nasip olmaz. Bazılarımız bazen doğuştan, bazen de sonradan olmak üzere hayatlarını çeşitli sağlık sorunlarıyla ve engellerle geçirmek zorunda kalırlar...



Engelli ve sağlık sorunu olan kişilerin yaşamını kolaylaştırmak ve yaşamdan aldığı keyfi çoğaltmak amacıyla doğada, hayvanlarla, hobilerle, oyunlarla, ünlülerle çeşitli rekreasyon faaliyetleri yapılmaktadır. Rekreasyon faaliyetlerine hem koruyucu sağlık için sağlıklı bireylerin hem de iyileştirme ve esenlik yani rehabilitasyon için engeli ve sağlık sorunları olanların ihtiyacı vardır. Rekreasyon Terapileriyle zihinsel, bedensel engeli veya herhangi bir kısıtı olan bireylere, kısıtları kaldırmak, belirli gelişmeleri sağlamak, hayatlarını mümkün olduğunca kendi başlarına sürdürmeye yetebilmelerini kolaylaştırmak amacıyla hareket, oyun, istirahat ve dinlence bazlı uygulamaları gerçekleştirerek, sosyo - kültürel ve fiziksel gelişimlerine doğrudan katkı sağlamaya çalışılır...



CLUB BY PASS’LA AĞRI DAĞI

Bundan 13 yıl önce, Türkiye’nin gururlarından Prof. Dr. Bingür Sönmez’le, iddialı bir rekreasyon projesi vesilesiyle tanışmıştık. Bingür hocanın, o güne dek ameliyat ettiği 15.000’i aşkın Club By Pass üyesiyle birlikte, başta kalp ameliyatı geçirmiş veya geçirecek olan hastalara ve ailelerine olmak üzere topluma vermek istedikleri çok önemli bir mesaj için biraraya gelmiştik. Proje, Bingür Hoca ve ekibinin ameliyat ettiği 3 bypass geçirmiş hastayı Ağrı Dağı’na tırmanışa götürmekti. Hem babamın arkadaşı değerli Bingür Hocayla tanışmaktan hem de projenin iddialı cazibesinden daha ilk anda etkilenmiştim ve konuyu dikkatlice dinledikten sonra da bunu yapabiliriz Hocam demiştim...



Bingür Hoca, görüştükleri hastalara ve ailelerine, koroner bypass ameliyatlarının zamanında yapıldığı taktirde hastaların tamamen normal hayatlarına dönebileceklerini defalarca söylemelerine rağmen yeteri kadar ikna edici olamadıklarını anlatmıştı. Bu farkındalığı, bypass ameliyatı olmuş veya bir gün olacak insanlara, ailelerine, çalışma arkadaşlarına, dolayısıyla büyük kitlelere ulaştırmalıyız fikrinden yola çıkarak, bypass ameliyatı olan 3 hastayla birlikte ülkenin en yüksek dağına çıkalım ve oradan tüm dünyaya; ‘Koroner Bypass Ameliyatı Olan İnsanlar Tamamen Normal Yaşantılarına Dönebilirler Hatta Ağrı Dağı’na Bile Çıkabilirler’ mesajını vermek istiyoruz demişti...

SOSYAL VE EKOMOMİK FAYDA

Bu projenin temel amacı, koroner bypass ameliyatı geçiren hastaların, ameliyat sonrası süreçte kendilerini bakıma muhtaç, eksik, yarım, evlerinden çıkamaz durumda hissetmelerini önleyip, bir an önce, ameliyat sonrası süreçte doğal olarak yaşadıkları psikolojik bunalımdan kurtulmalarını sağlama konusunda bir mesaj vermekti. Bu mesaj kısaca, koroner bypass ameliyatı geçiren kişilerin, beslenmelerine, antrenmanlarına ve doktorlarının dediklerine dikkat ederlerse, ameliyat sonrası hayatlarını da, eskisi gibi hatta eskisinden daha sağlıklı, dengeli ve kaliteli bir şekilde sürdürebilecekleri ve hem kendilerinin hem çevrelerinin hem de ülkemizin bundan sosyal ve ekonomik olarak büyük bir fayda sağlayabileceği gerçeğiydi...



Koroner bypass ameliyatı olmuş üç gönüllüye ve birlikte gidecek olan 5 doktora, gerekli efor-kondisyon testleri yaptırıldı. Bu projeye katılacak 5 gönüllü dağcı da AKUT’tan seçilerek harika bir ekip oluşturuldu. Teknik malzemesinden, kıyafetine, antrenmanlardan ana kamp organizasyonuna, zaman planlamasından iletişim stratejilerine kadar kapsamlı çalışmaların sonunda, ekibe gönüllü olarak katılan diğer dağcılarla birlikte toplam 25 kişilik bir ekiple heyecanlı projemiz için yola çıktık...



SEMBOLİK TIRMANIŞ

Tırmanışın liderliğini ve sorumluluğunu AKUT Antalya Ekibi Lideri Yılmaz Sevgül’le birlikte ben üstlendim. Ağrı Dağı üzerindeki bütün yürüyüşümüz – tırmanışımız boyunca, zıpkın gibi bir AKUT gönüllüsü bir gölgesi gibi her bypasslının yanında tırmandı. Ayrıca grubun başında ve sonunda yine birer AKUT gönüllüsü yürüyüşü kontrol etti. Ağrı dağına yaptığımız tırmanış sonunda, 25 kişilik ekibimizden 14 kişi zirveye ulaştı. Bypass’lılarımızdan 63 yaşındaki Sn. İsmail Bölükbaşı 3800 metreye dek, 43 yaşındaki Sn. Selim Sitar ve 39 yaşındaki Sn. Ayhan Çakar ise 4200 metreye dek tamamen kendi güçleri ve imkanlarıyla tırmanmayı başardı. Projenin başında amaçlanan mesaj tam olarak toplumun geniş bir kesimine ve yaklaşık 2.5 milyon kalp rahatsızlığı olan insana ve ailelerine verilmiş oldu. Bu tırmanış projesiyle, bypass ameliyatı geçirmiş insanların Türkiye'nin en yüksek dağı Ağrı Dağı’na bile gidebilecekleri bir sembol olarak gösterilmiş oldu...
Bu etkinlik sonrasında, tırmanış için alınan 14 kişilik tam takım dağcılık malzemesi, tüm katılımcıların onayı ve arzusu ile AKUT’a bağışlandı. Bu malzemeler kendi bölgelerinde daha verimli çalışabilmeleri için Antalya, Marmaris, Bingöl, Kocaeli ve Ankara’daki operasyonel ekiplerimize ihtiyaçları ölçüsünde dağıtıldı...