Rus halkı, pilotun öldürülmesini affedemiyor!
Eğer uçağın iki pilotundan biri öldürülmeseydi olay bu kadar büyümeyecek, iki devlet arasında böyle müthiş bir kriz yaşanmayacaktı.
Ruslar “Hadi uçağı düşürdünüz, pilottan ne istediniz? Onu niye öldürdünüz? Uluslararası hukukta bu var mı? Bu bir suç değil mi?” diye soruyor.
Sahi, düşürülen uçaktan son anda paraşütle atlamayı başaran iki Rus pilottan biri yerden açılan ateşle neden vurulup öldürüldü ki?
Savaş hukukuna göre aslında onun yakalanıp ‘savaş esiri’ muamelesi görmesi gerekirdi.
Savunmasız bir pilotu öldürmek niye? Kahramanlık mı yani?
* * *
Bir de şöyle düşünelim:
Bu olayın tersi olsaydı, Ruslar bir Türk uçağını düşürüp, paraşütle atlayan pilotumuzu öldürselerdi, biz ne düşünürdük? Nasıl davranırdık? Kızıp köpürmez miydik?
O günkü Başbakan Ahmet Davutoğlu, asla yapılmaması gereken bir şeyi yaptı ve böbürlene böbürlene:
“Uçağın düşürülmesi emrini ben verdim!” dedi.
Keşke demeseydi... Büyük bir siyasi gaftı bu!
* * *
Sonuçta, Türkiye’nin turizmi çöktü, ekonomimiz ağır bir darbe yedi. Yani biz aslında kendi kendimizi vurduk!
Şimdi, Putin’in uzattığı barış çubuğunu iyi değerlendirmek zorundayız.
Ankara’nın, Rusya ile ilişkileri düzeltmek için bir an önce adım atması akılcı bir tutum olur. Ruslar o adımı bekliyor.
Tabii en önemli soru şu: “Bizimkilerde o akıl ve basiret var mı acaba?” İnşallah vardır diye umut edelim.
Domuzdan post, Alman’dan dost!
Bizimkiler “Vize serbestisi” hayali kuradursun...
Alman Federal Meclisi, Türkiye’ye “dost kazığı” atmaya hazırlanıyor!
Bu perşembe günü toplanacak olan Alman Meclisi (Bundestag) Ermeni soykırımı iddialarını içeren teklifi görüşerek kabul edecek ve böylece...
“Domuzdan post, Alman’ dan dost olmaz” diyenler haklı çıkacak!
* * *
101 yıl önce Ermenilere uygulandığı iddia edilen soykırım konusunda 5 Alman partisi hayasızca birleşti.
CDU/CSU, Birlik 90/Yeşiller ve SDP’nin ortak bildirilerinde özetle şöyle deniliyor:
“Alman Federal Meclisi, Osmanlı İmparatorluğu’nda yaşayan Ermeniler ve diğer Hristiyan azınlıklara karşı 1915’te başlayan sürgün ve katliamların kurbanları önünde eğilmektedir.
Meclis, dönemin Jön Türk Hükümeti’nin Osmanlı’daki Ermenilerin neredeyse tamamen imha edilmesine sebep olan eylemleri acı verici bulmaktadır.
Aynı şekilde Süryani ve Keldani Hristiyanları başta olmak üzere diğer Hristiyan halklar da söz konusu sürgün ve katliamın mağduru olmuştur.
24 Nisan 1915’te Osmanlı Jön Türk rejiminin talimatıyla bir milyondan fazla etnik Ermeni’nin planlı sürgünü ve imhası başlatılmıştır. Onların kaderi, 20’nci yüzyıla korkunç şekilde damga vuran kitle imhaları, sürgünler, hatta soykırımlar tarihinin bir örneğini temsil etmektedir.”
Bunları söyleyen Almanlara, “İkinci Dünya Savaşı sırasında milyonlarca Yahudi’ye yaptığınız zulüm ve soykırımı hatırlayın ve eğer insanlıktan nasibiniz varsa utanın” demek gerekiyor.
Bir de bunlara yıllardır “Dost” der dururuz! Dostlukları batsın!
“Ali Şen Başkan” mesajları
Son günlerde telefonuma ve bilgisayarıma yağmur gibi mesaj yağıyor:
“Ali Şen Başkan, Fenerbahçe şampiyon”
Yalnız Fenerbahçeliler değil, Beşiktaş ve Galatasaraylılar da Ali Şen’i göreve çağırıyorlar.
Mesajları yollayanlar arasında birçok önemli kişi de var. Aklımda kalan bazı isimler şunlar:
“Can Pulak, Kemal Ulusu, Erol Aksoy, Murat Dedeman, İskender Aruoba, Lütfü Tomuş, Şevket Ayaz, Sinan Özer, Halûk Sezener, Nadir Kınay, Ümit Doğan” ve diğerleri...
Bu isimlerden bazıları Beşiktaşlı ve Galatasaraylı... “Biz liglerin daha renkli olmasını arzu ettiğimiz için Ali Şen’in yeniden başkan olmasını istiyoruz.” diyorlar.
Bu konuda ne düşündüğünü sormak için Ali Şen’i aradım, yurtdışındaymış, ulaşamadım. Fakat ben Ali Şen’in 46 yıllık bir arkadaşı olarak şunu söyleyebilirim:
“Ali Şen Fenerbahçe sevdalısıdır ama yine de bu öneriyi kabul etmez. Dertsiz başını niye derde soksun ki?”
Günün Sözü
Devlet işlerinde adamını bulamazsan madamını bul!