Koltuğunu bırakmak istemiyordu. Peki, kimin isteğiydi?
Davutoğlu bunu açıklamadı ama adres belliydi.
Seçimde yüzde 49.5 oy alan bir Başbakan’ın bu şekilde apar-topar görevden gitmesi hazindir.
Peki, direnemez miydi?
Elbette ki direnmeye hakkı vardı ama gücü yoktu. Kendisi bunu “Ahde vefa” diye açıkladı.
Davutoğlu için en çarpıcı ifadeyi CHP lideri Kılıçdaroğlu kullandı ve:
“Sayın Davutoğlu getirmeyi biliyordu ama götürmeyi bilmiyordu!” dedi.
İddia önemli. Demek ki Davutoğlu malı götürmeyi bilmediği için koltuğunu kaybetmiş!
Günümüzün dünyası işte böyle...
Götürenler deve yüküyle götürüyor! Götürmeyenler gidiyor!
Yani “Bal tutan parmak yalar” hikâyesi!
* * *
Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin son Meclis Grup Toplantısı’nda günün tablosunu şöyle çizdi:
“Rüşvet ve yolsuzluk yapanlar, kul hakkı yiyenler, malı götürenlerin dokunulmazlığı aynen duruyor.
Bütün vatandaşlarıma sesleniyorum:
Hırsızlık yapanlar, kul hakkı yiyenler, malı götürenler, devleti soyanların dokunulmazlığı aynen devam ediyor. Eğer bu içinize siniyorsa mesele yok. Sinmiyorsa, gördüğün her AKP milletvekiline bunu sor! Bakalım cevap verebilecekler mi?”
Gerçekten merak konusu bu!
MHP’de “Oyun içinde oyun” olur mu?
Yargıtay, MHP’deki kongre düğümünü nihayet çözdü.
MHP Genel Merkezi de buna göre karar vererek kongrenin yapılacağını açıkladı.
Yargıtay’ın geç kalmış bir kararıdır bu. “Geciken adalet, adalet değildir” denir ama hiç olmamasından iyi tabii ki...
Devlet Bahçeli’nin direnmeyi bırakıp 10 Temmuz’da MHP Kurultayı’nın toplanmasına karar vermesi, MHP’li muhalifleri sevindirdi ama etrafta bazı garip iddialar var.
Muhalif başkan adayları, Meral Akşener, Ümit Özdağ, Sinan Oğan ve Koray Aydın disiplin kuruluna verilecek ve MHP’den ihraç edileceklermiş!
Partiden atılanlar kongreye giremeyecekleri içi, başkanlığa da aday olamayacaklar!
Ee... Bu durumda Devlet Bahçeli tek başkan adayı olarak yarışacak ve genel başkanlığı tekrar kazanacakmış!
Ben bu iddialara inanmıyorum.
Devlet Bahçeli başarısız bir genel başkandır ama onurlu bir insandır. Bu tür bir haysiyetsizlik yapması mümkün değildir.
“Böyle dedikoduları çıkaranların utanmaları gerekir!” diye düşünüyorum.
Konuştuğum MHP’liler “Ülkücü camia bu gibi şeyleri asla kabul etmez, ters teper!” dediler.
THY, iktidarın çiftliği mi?
Milli havayolumuz Türk Hava Yolları, biletleri çok pahalı sattığı halde neden sürekli olarak zarar açıklıyor?
Havacılıkla ilgilenen okurlarım hep bunu soruyor.
Açıkçası ben de bilmiyorum?
Muhalefet partileri neden THY’yi araştırmıyor? Olayı niçin Meclis’e getirmiyorlar?
Okurlarımdan Semih Kalkanoğlu “Haziranda eşim Kahire’ye gidecek. THY ile Egypt Air (Mısır Havayolları) bilet fiyatlarını karşılaştırıyoruz, THY diğerinden iki misli daha pahalı. Ayrıca Atina Merkezli Aegean Air (Ege Havayolları) da Atina aktarmalı, yine THY’nin yarı fiyatına Kahire’ye gidip geliyor. Gürcistan’a bakıyoruz, Tiflis’e THY 450 dolar iken, Atlas Jet ve Pegasus’un bilet fiyatları 150 dolar civarında” diyor.
Bu rakamlarla THY’nin dünyanın en kârlı havayolu şirketi olması gerekiyorken neden hep zarar ediyor?
Bunun nedeni, iyi eğitimli elemanları tasfiye edip, hava yollarını yandaş kadrolarla doldurmaları olabilir.
123 uçakla 120 ülkeye uçan doluluk oranı ortalama yüzde 70 olan bir havayolu şirketi, buna rağmen zarar ediyorsa ciddi sorunlar var demektir.
Türk Hava Yolları, iktidarın çiftliği ya da “Yağma Hasan’ın böreği” değildir!
Tebessüm
“Bu tren hızlı gider!”
Temel trene binmiş. Biraz sonra kondüktör gelmiş:
“Biletler beyler, biletler!”
Temel biletini uzatmış. Kondüktör:
“Ceza vereceksiniz” demiş.
“Niçin ceza verecekmişim?”
“Bu tren ekspres!”
“Ne fark eder?”
Kondüktör kızmış:
“Ne fark eder olur mu? Bu tren hızlı gider!”
Temel başını sallamış:
“Bana ne yahu, siz de yavaş gidin! Hızlı gitmek şart midur?
Günün Sözü
Bedava peynir, fare kapanında bulunur!