İş nerede kopuyor ve kadın birey olmaktan hangi noktada vazgeçiyor bilmiyorum.
Ama evlilik kurumunda biz Türk kadınları ‘kocacım kadını’na dönüştüğümüz anda başımıza gelecek her şeyi hak eden, far görmüş tavşanlara dönüşüyoruz.
Bu nasıl bir özgüvensizliktir, kendi adıma anlamam çok zor. Kocalarının işleriyle, mal varlıklarıyla, toplumdaki saygın yerleriyle kendilerini tanımlayanlar, karakterlerini silip kendilerini ‘kocişlerinin üzerinden’ var edenler ne yazık ki gün gelip de ihanetle, sevgisizlikle karşılaştıklarında yerle yeksan oluyorlar.
konu1

Gündemimizde Demet Kutluay ve ne yazık ki elinde acı belgelerle boşanması var.
“Kocam yapmaz!” günlerinden elinde belgelerle mahkemelere geçiş...…
Demet Şener iken, ülkenin en başarılı modellerinden biriyken kendinden vazgeçip eşinin hayatını yaşamayı ve sahiplenmeyi seçip bugün tatsız bir sonla karşılaşması kimsenin isteyeceği bir hal değil.
Ama karşımızdaki erkeğin ‘kociş’ değil de bizim gibi zaafları olan bir insan olduğunu unutmamak gerek sanırım.
O muhteşem ama içten içe hayli zorlama aile fotoğrafı için çabalamak yerine ayakların hep yere basmasını sağlamak sanırım bir kadının evlilikteki en önemli görevi.
Çünkü gerçekle bağın kopunca yıkım daha da sert oluyor galiba.

O konuşmanın tarihininönemi var mı?


Kabataş Erkek Lisesi ve ülkenin başarı puanı en yüksek okulları saçma sapan bir proje okul kafasıyla bitiriliyor. Biterken de hepimizin içi acıyor. Düşünen, muhakeme kabiliyeti olan, sorgulayan, vizyoner gençler istemiyor iktidar. Ve kendi dindar ve kindarlarını yetiştirmenin yolunun buradan geçtiğini sanıyor.
Oysa eğitim sistemi ne derse desin bir çocuk ailesinin istediği gibi yetişmelidir.
Proje okul saçmalığının toplumun büyük kesimine yayılması, Kabataş Erkek Lisesi müdür yardımcısının geçen hafta ortaya çıkan konuşması üzerine olmuştu. Konu yeniden tartışmaya açılmıştı.


Nagehan Alçı bu konuşmayı Voyvot’un imam hatipte öğretmenken yaptığını yazmış ve lafı, bu konuşmanın şimdi ortaya çıkmasının provokasyon olduğunu söylemeye getirmişti.
Ne değişir? Bir insan bir yıl sonra değişir mi? Ya da Kabataş Erkek Lisesi’ne atanınca aniden dünya görüşü değişip, “Artık bütün okulların imam hatip gibi olma zamanı geldi” fikrinden vaz mı geçmişti?
Nagehan Alçı, Voyvot’un çoğulculuk adına Kabataş’ta çalışmasının ve bu radikal fikirlerinin çoğulculuk gereği olduğunu yazmış.
Aklında tüm okulları birbirine benzetmek ve tek tip insan yetiştirmek olan bir adam bizim anladığımız çoğulculuğa da hizmet etmiyor, fikir özgürlüğüne de inanmıyor, bireylerin seçimlerine de saygı duymuyor. Dolayısıyla söz konusu konuşmayı geçen yıl yapmış olsa ne olur, dün yapmış olsa ne olur...…
Ülkenin geleceğini inşa eden okullar bir bir dağıtılmış, üzerinde tepinilmiş. Daha edilecek hiçbir kelamın anlamı yok.

Kadına destek böyle olur!


Vestel, hele de Manisa’daki mega fabrikasını gördükten sonra çok saygı duyduğum bir teknoloji şirketi.
Ama teknoloji insanla buluşmadan anlam kazanmıyor ne yazık ki. Vestel geçtiğimiz hafta çok önemli bir sponsorluk anlaşmasına imza attı.
Bu anlaşmaya göre iki yıl boyunca kadın voleybolunun en üst ligine Vestel Venüs Sultanlar Ligi adı verilecek. Bu, kendi adıma çok sevindiğim bir sponsorluk anlaşması.
konu3

Kadını eve kapatmak, eski kafalı bir mutaassıplık perdesinin arkasına saklamak isteyenlere bu ülkenin insanının yarattığı Vestel markası yeni ufuklar açıyor.
Gerçekten binlerce teşekkür.