Gülhane Askeri Tıp Akademisi (GATA), Türk Silahlı Kuvvetleri Rehabilitasyon Merkezi hemen hiçbir dönemde bu kadar dolu olmamıştı. Güneydoğu’dan gelen yaralılara yer açmak için bazı servisler birleştirildi. Bu kadar yaralı olmasının nedeni Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklamalarında “EYP” olarak geçen el yapımı patlayıcılardan kaynaklanıyor.
Türkiye’de hiçbir şeyin takibi, denetimi yok. Bu patlayıcıların yapılması da kolay... Dahası, kullanılan malzemelerin bazısı da Makine ve Kimya Endüstrisi (MKE) Kurumu ürünüdür. Bunlar da bir yolla terör örgütünün eline geçiyor. Peki durumun böyle olduğu bilinmesine rağmen bir önlem alınıyor mu? Ne gezer...

“EYP” İNSANI BİTİRİR


Şehit ve yaralılar, etkisiz hale getirilen teröristler konusunda birbiriyle çelişen sayılar yayımlanıyor. Genelkurmay Başkanlığı’ndan bunun doğrusunu öğrenmek de açıkçası yine mümkün olmadı. Yaralanmaların bu kadar çok olmasının nedeni de, teröristlerin her tarafı el yapımı patlayıcılarla donatmış olmalarından kaynaklanıyor.
Teröristlerin daha önce kullandığı patlayıcılarla, bugün kullanılanlar çok farklı. Teröristler bol bol fabrikasyon mayın döşüyorlardı. Mayına hangi ayağınızla bastıysanız o ayağınız kopar. Daha güçlü bir mayın döşenmişse iki ayağınızı da kaybedersiniz. Eğer silahlı çatışmada ya da ilk atışta vurulduysanız, kurşun nereden girdiyse oradan yaralanır ya da buna bağlı olarak hayatınızı kaybedersiniz.
Ama el yapımı patlayıcılarda durum farklı. Patlama sırasında kişi şehit olabiliyor, her organını kaybedebiliyor. Yani, vücudun bütün organları bu hain tuzaklardan zarar görüyor.

HASTANE ODASINDAN...


GATA gazi doludur. Her birinin ayrı bir öyküsü vardır. Çoğu gönüllü olarak Güneydoğu’ya gitmiştir. GATA’ya gittiğinizde yüreğiniz sızlar. Ülkemizde bunlar yaşanıyor diye de kahrolursunuz.
Hakkari-Yüksekova’dan gelen astsubay M.’nin iki bacağı da yok. Damar yaralanması, doku kaybı var. Bilinci kapalı. Solunum cihazına bağlı. Nusaybin’de yaralanan polis memuru H.’nin de iki bacağı yok. Yüksekova’da yaralanan askerin yüz ve başından şarapnel yaralanması var. Sağ kulaktan giriş-çıkış yapan, vücudun sağ bölgesinde büyük yaralanmalara yol açan patlamanın etkileri görülüyor. Bölücü örgüt yandaşları her şeyi bütün vücudun yaralanması üzerine kurmuşlar.
El yapımı patlayıcıları rahat buluyorlar. Denetim olmazsa niçin bulamasınlar. Sonra aldıkları da gübre, naftalin, tuz ruhu, çivi, bilye gibi rahatlıkla bulabildikleri şeyler. İşte... Bölücü örgüt militanları muhtemelen yabancı istihbaratçılardan öğrendiklerini uyguluyorlar. Çünkü bu tür ürünleri yanlış birleştirmeleri halinde kendilerinin de ölebileceğini biliyorlar. Yani el yapımı patlayıcıları hazırlamak öyle kolay değil.
El yapımı patlayıcıları temizlemek için güvenlik güçlerimiz canlarını ortaya koyarken, bu ülkenin yerel yönetimlerinde nasıl hainlikler olduğuna da tanık oldular. Bakıyorsunuz parke taşların altından 300 metre kablo döşenmiş. El yapımı patlayıcı 2-3 metre toprağa gömülmüş. Bu patlayıcıların ateşleme düzeneği de genelde “infilaklı fitil” ya da uzaktan kumandayla harekete geçen bir sistem...
İnşaatçı ve madenci ruhsatı aldıktan sonra elektrikli fünyeleri veya fitilleri MKE’den alabiliyorsunuz. İşte asıl mesele bu. Terörist 2 ton naftalin alıyor, bunun bir takibi yapılmıyor. Satıcısı da “Ben takip etmek zorunda değilim” diyor.

AİLELERİNE HABER VERMEYENLER


Hastanede gazilerin yakınları var. Ama bir de hiçbir yakını bulunmayan gaziler yatıyor. Neden mi? Çünkü, “Anne, baba, eş, kardeş, çocukları üzülmesin” diye onlara haber vermiyorlar. Telefonla konuşabilecek durumda olanlar, sanki görev yerindeymiş gibi yakınlarıyla konuşuyor, “İyiyim. Şehit ve yaralı arkadaşlara üzülüyoruz” diyorlar.
İşte, o gazilerin durumunu öğrendiğinizde gözleriniz yağmur bulutu gibi doluyor. Hastanede şunları da öğreniyorum:
1- Gelen yaralıların neredeyse tamamı EYP ile yaralanmış.
2- EYP’nin etkisi güçlü olduğu için gazilerin bir çoğunda uzuv kaybı var.
3- Gelenler GATA’nın Ortopedi Polikliniği, Plastik Cerrahi, Özel Cerrahi, Yanık ve Anestezi Yoğun Bakım servislerinde tedavi görüyor.
4- Anestezi Yoğun Bakım’a ağır yaralılar getiriliyor. Oraya ziyaretçi kabul edilmiyor sadece gazi yakınları kapı önünde onların sağlık durumlarıyla ilgili bekliyor.
5- Diğer bölümlerde yatan bazı gazilerin başında anne, baba ve eşleri bulunuyor.
6- Bu aileler kolu bacağı olmayan gazilere moral vermeye çalışıyor.
Herkes birbirine destek oluyor. Büyük bir dayanışma var. Sonuçta herkes canının derdinde...