Yarbay Mehmet Alkan, Yüzbaşı Ali Alkan’ı teröre kurban verdiğinde hem küçük kardeşini, hem de silah arkadaşını kaybetmişti. Cenaze töreninde hem ağladı, hem ağlattı. Bir gün çıkıp gelecek diye düşündükleri kardeşinin mezar taşını gördüğünde artık onun bir daha gelmeyeceğini anladı.
Kabir ziyaretinden dönerken iki kardeşiyle birlikte Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği Osmaniye Şubesini ziyaret edip kendisine cenaze töreninde gösterdiği ilgi ve alaka nedeniyle teşekkür iletmek, gazi ve şehit yakınlarıyla tanışmak, sohbet etmek istedi. Başkan Durmuş Öksüz tarafından kendisine bayrak takdimi sırasında ziyaret anısı olarak fotoğraf çektirildi. Orada teşekkür konuşması yaparken, dağdaki terörü şehre indirenlerin olayların asıl sorumlusu olduğunu da söyledi.

AYNI YERDE GÖREV YAPMIŞTI


22 Ağustos 2015’te Jandarma Yüzbaşı Alkan şehit edilmişti. Şehit edildiği yer ise ağabeyi Mehmet Alkan’ın 2003-2005 yılları arasında Beytüşşebap’ta görev yaptığı sırada bulunduğu Beytüşşebap Ayvalık Köyü Meşe Tepe Üs bölgesiydi. Bundan sonra yaşadıklarının bir kısım olaylar bilinse de, yaşadıkları başkası tarafından bilinmesi mümkün olmayan nice olaylar yaşamıştı. Çünkü ateş düştüğü yeri yakıyordu.
Ali Yüzbaşının şehadetinin gerçekleştiği olay gecesi yanında olan 9 er terhis olur olmaz 27 Nisan 2016 tarihinde ağabey Mehmet Alkan’ı ziyaret etmişti. Birbirlerine sarıldılar, ağladılar. Sonra şehit komutanlarının kabrini ziyaret edip onunla sessizce konuştular, dua ettiler. Gözyaşları komutanın sanki yanağına düşüyordu. Mehmet Yarbay, yaşadığı olaylardan alabildiğine etkilenmişti. Psikolojik rahatsızlıkları başladı. O yüzde 6 Mayıs 2016 tarihinde GATA Hastanesi’nden “depresif nöbet” tanısıyla bir ay istirahat raporu verildi.
MEZAR TAŞINI OKŞADILAR
Kardeşi İsmail yılbaşında, Murat ise yakın zamanda şehit yakınlarına tanınan hakka istinaden kamu kurumlarında işe başlamışlardı. İki kardeş minnet, şükran ve ziyaret maksadıyla Osmaniye’ye, annelerinin mezarını ziyaret için de Malatya’ya gitmeye karar vermişlerdi.
Osmaniye’ye geldikleri 10 Mayıs Salı günü akşam ve ertesi gün Osmaniye Şehitliğine gittiler. Hayatın olağan akışına ters olarak büyük kardeşler, en küçük kardeşleri Ali Alkan’ı mezarlıkta ziyaret ettiklerinde sanki onlar da vurulmuştu. Mehmet Yarbay, “Bir gün çıkıp gelecek” diye düşündüğü kardeşinin mezar taşını gördüğünde kendini kaybetmişti... Yalnız o mu? Kardeşleri de öyle. Dakikalarca kabrinin başında ayrılmadılar.

ÖFKE PATLAMASI


Şehit yakınları ve gazilerle tanışmak, başkana teşekkür etmek amacıyla derneğe geçtiler. Burada 20-25 kişi vardı. Sohbet ettiler. “Neden konuştun?” diyenlere Mehmet Yarbay durumu şöyle anlattı:
“Elbette bulunduğumuz ortamda herkes şehitten, şehitlikten, acılarından, yaşadıklarından, öfkelerinden, kendisi gibi ‘damdan düşenlerin’ anlayacağı şeylerden bahsederek duygusal paylaşımlarda bulunuldu. Duygu ve düşüncelerin dile getirildiği sırada olanları bir kez daha hatırladık, bir insan olarak öfke patlaması yaşadık, duygusallaştık. Görüntüler izlendiğinde yüzümüzdeki ifadenin o an içimizde yaşananları ve ruh halini en iyi şekilde yansıttığı görülecektir.”
Dernek Başkanı, Osmaniye Belediye Başkanından randevu almıştı. Başkana, şehit Ali Alkan’ın bir fotoğrafını takdim etti. Kurmayı düşündükleri “Şehit Yüzbaşı Alkan Vakfı’ için destek de istedi.

HERKESTEN ÇOK ONUN HAKKI


Ankara’ya döndüğünde istirahatliydi. 16 Mayıs 2016’da ısrar üzerine idari tahkikat heyetine ifade vermesi isteniyordu. Mehmet Yarbay şaşırmıştı. Çünkü bir kardeşten daha yakın olan kardeşinin, silah arkadaşının kaybıyla ilgili olarak şehit yakınları ve gazilerle konuşması, bu tür dernekleri ziyaret etmesi, konu açıldığında duygu ve düşüncelerini dile getirmesinin doğal olduğunu, buna herkesten fazla hakkının olduğuna inanıyordu.
Sohbet sırasında orada gazeteci olduğunu bile bilmiyordu. Bulunduğu ruh hali, ortam, bulunma sebebi ve sıfatı dikkate alınmadan “ideolojik veya siyasi amaçlı faaliyetlere karışmak”la suçlanıyordu. O asla bunu kabul etmedi. Devletin ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarına zarar verecek nitelikte bir tutumu, davranışı veya ağır suç, disiplinsizlik oluşturan fiillerde bulunmak gibi bir kastı da olmamıştı.
Yarbay Mehmet Alkan, 30 Ağustos’ta emekliye ayrılmak için dilekçe verdi. Kardeşini kaybetmiş bir komutanın ağzından çıkan iki sözcüğe dayanarak onu TSK’dan ihraç etmeye ise biliyoruz ki hiçbir komutanın vicdanı elvermez... Ankara Barosu Başkanı Hakan Cunduran ve 40 avukat da onun gönüllü savunucuları arasında, haksızlığa uğramaması için direniyor.