Oteldeydik. Uyuyorduk.
Ansızın bir ses böldü uykumu.
Saate baktım, gecenin bitmek üzere olduğunu gösteriyordu.
Kulak verip dinledim.
Yandaki odada uykusu kaçan birinin açtığı televizyondan geliyordu.
Anladım ki, uykusuz komşu bant yayından “O”nun konuşmasını dinliyordu.
Konuşma dediğim lafın gelişi. “O” her zamanki gibi meydan okuyordu:
“Eyyy...”
O anda nedendir bilmem, aklıma Engin Turgut’un, Gezi’de yitirdiğimiz Ali İsmail Korkmaz’ın anısına yazdığı dizelerden hatırlayabildiklerim geliverdi:
* * *
Gülün kokusundan, zeytin veren ağaçlardan,
şairlerden, şaman ve yaman sözlerden,
Mektuplardan, kitaplardan, soru soran çocuklardan,
Ağlayan annelerden, şarkıların mavisinden,
Yeryüzünden, gökyüzünden, insan olanın nefesinden,
Felsefeden, heykellerden, kardeşliğin iyiliğinden,
Gençlerden, düşünenlerden, el ele sevgililerden,
Deniz ve arkadaşlarından ve gür ormanlardan,
Aynadan, akıldan, sanattan, hayattan, koşan atlardan...
* * *
İncelikten, mizahtan, Atatürk’ten, duran adamdan
Dövdüklerinden, kör ettiklerinden, kelimelerden
Şiirden, Fazıl Say’dan, devrimcilerden, isyandan,
parklardan, yan yana gezmekten, kitaplardan,
Yüzü ve gönlü güzel, Ali İsmail Korkmaz’dan,
Güneşin doğuşundan ve özgürlükten fena halde korkarlar!..”
* * *
Uyumaktan vazgeçtim. Kalkıp perdeleri açtım.
Ufukta günün ilk ışıkları beliriyordu.
Yandaki odada “O” hâlâ “Eyy” diye bağırıp duruyordu.
Bağırdığına göre fena halde korkuyordu!..
Güneşin doğduğu yerde Ali İsmail Korkmaz’ın güzel yüzü, umut dolu
bakışlarla gülümsüyordu!..
Korkuyor!..
Uğur Dündar
Yayınlanma: