Kendi uğraş alanında özgün çalışması, becerisi ve başarısıyla öne çıkan kişiler, dallarında “usta” olarak adlandırılır. Günümüz koşullarında siyasetle uğraşanlar da aldıkları sonuçlar, kazandıkları oylar ve konularında tanınmakla ustalık sıfatını kazanırlar. Daha çok söz becerisiyle öne çıkarlar. Tartışmalardaki durumları, değindikleri olaylar, önledikleri olumsuzluklarla sağladıkları olumlu gelişmeler ustalıklarını kanıtlar.
Son zamanlarda günümüz iktidarının kusurlarına, başarısızlıklarına karşın kendisini çok başarılı gösteren çıkışları bir ağır çelişkiyi ortaya koymaktadır. Çıkışları, savları, savunmaları, değerlendirmeleri, dış ilişkilerdeki yalnızlığı, içte ekonomik güçlüklerle terör karşısındaki yetersizliği birbirine karışmakta, iktidarın önde gelenleri hiçbir sorun yaşanmıyormuş, her şeyin en iyisini yapmışlar ve çok başarılılarmış gibi nutuklar atmaktadırlar.
Bunları “siyaset ustalığı” sayıp uygun bulanlara karşı dağınıklık, başarısızlık sayıp çıraklık bile yakıştırmayanlara rastlanmaktadır. Gerçekten, son 14 yılda olanlara bakıldığın­da övünülecek, kutlanacak, alkışlanacak, oy artmasına neden olacak bir başarı bulmak güçtür. AKP, olağandışı olayları bahane edinerek amacına uygun açılımlar için kullanma ustası. Nice şehitle acımızı artıran sözde darbe olayını bile kendisi önlemiş gibi böbürleniyor. Kanun hükmünde kararnamelerle işine gelen yapılanmaya gidiyor. Ama darbeyi önleyen asıl güç Silâhlı Kuvvetlerimizdeki Atatürkçülerdir. Kendine göre usta olmak değil, başkalarının bu ada yaraşır görmesi önemlidir.

DÜN- BUGÜN

Dün birbirlerine demediklerini bırakmayanların makam ve olanak sunumlarını alınca nasıl döndüğü, şimdi nasıl kul-köle durumuna düştüğü ibretle izlenmektedir. “Partili başkanlık sistemi”ni eylemli biçimde (fiilen) yürürlükte saydıran girişimler, oluşumlar izlenmektedir. Değişen ne oldu? Olumlu bir gelişme saptandı mı? Sanmıyoruz. Tersine her alanda bozulma, çürüme, toplumsal yıkım sayılacak sarsıntılar var. İktidarın yapması doğal, hattâ zorunlu çalışmalar da olağanüstü gösterilerek övünülüyor.
İşte devletin temelini oluşturan adalet alanındaki durum. 3390 yargıç ve savcı meslekten atıldı. Silâhlı Kuvvetlerden, Bakanlıklardan, Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan atılanların sayısı 100 bini buldu. Albayrak kardeşler FETÖ’nün Fatih Koleji’nden. Onlara ne demeli? FETÖ’cüler AKP’ye yaranmak için kendilerini gizleyip FETÖ karşıtlarını yalanlarla ve iftiralarla FETÖ’cülükle suçlama maskaralığına ve madrabazlığına oynuyorlar. Bunlar bir günde, bir ayda mı sakıncalı bulundu? Şimdiye kadar neden ilişilmedi? Neler yaptılar? Atılmayı gerektiren eylemleri nelerdir? Kamuoyu doyurucu bir açıklama beklemektedir. Şimdiye kadar tutulmaları, iktidarın eski ortağı Fetullahçılarla aralarının iyi olmasındandı. Bir günde, bir ayda Fetullahçı olmadılar ya. Anayasa Mahkemesi ve yüksek yargı organlarından çıkarılan üyeler de gözetilirse cumhuriyet tarihinde bugünkü ölçüde bir yargı kasırgası yaşanmadı. Adalet yılı açılış törenindeki görüntüler, bağımsız yargı konusundaki kaygıları artırdı.

TUTUM

AKP, kendi içinde birkaç belediye başkanına yol vermekle yetiniyor. Meclis grubunda ve parti yönetiminde hiç yargıç ve savcılar gibi FETÖ’cü olan üyeleri yok mu acaba? Fetullahçılar her yere sızmışlar da bir tek AKP’ye mi sızmamışlar dersiniz? Ustalıkla gerçeklerin üzeri örtülemez. Gerçeğin güneşi bir gün mutlak tüm karanlıkları aydınlatır.
Bu konularda eleştiriler içeren iletilerin sahibi Rifat SERDAOĞLU ile ayrıntılı mektupların sahibi Mücahit ÖZCAN’ın kulakları çınlasın. Yararlı uyarılarıyla katkılarını sürdürüyorlar. Bu arada öğrenciliğinde Türkiye Millî Talebe Federasyonu Başkanlığı, Veteriner Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanlığı, daha sonra Veteriner Hekimler Derneği Başkanlığı ve CHP milletvekilliği yapmış başarılı siyasetçi Yücel AKINCI’nın anılarını bir an önce tamlayıp yayımlaması beklenmektedir. Gerçek ustalıkların bilinip örnek alınması yararlı olacaktır. Hukukçu işadamı Orhan KÖSEOĞLU’nun kapsamlı iletilerinin olumlu etkileri düşünce ufkunu açmakta, dayanışmayı güçlendirmektedir. Ulusal aydınlanmaya katkı en değerli yurttaşlık görevidir. Duyarlıkları beğeni ve övgüyle karşılanıyor.

BAŞSAĞLIĞI

Atatürkçü sanatçı Sayın Tarık AKAN’a Tanrı’dan engin rahmet, dostlarına yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı dileriz.