Kasımpaşa-Osmanlı maçında yine skandal bir hakem kararı vardı. Penaltıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan hatta lehine verdiği teknik adam ve oyuncularının bile maçtan sonra bunu paylaştığı (Keşke atış kullanılmadan önce söyleselerdi) bu karar, belki de Avrupa Ligi’ne katılacak takımı değiştirecek. Bu ve bunun gibi skandal hakem kararlarına bu yıl alıştık. Müftüoğlu MHK’sinin bu işi yapamayacağını göreve atandığı gün söyleyenlerdendim. Kendi MHK’sine bile hâkim olamıyor, her kafadan bir ses çıkıyor. Hakem eğitimi desen evlere şenlik, hakemini doğru düzgün eğitemiyorsun. Hakem atamalarında adalet desen, orada da büyük problemler var. Başarılı olanların bazıları bekliyor, başarısız olanlar görev alıyor.

Profesyonel hakemlerle diğer hakemler arasındaki ücret dengesizliği, profesyonel hakemliğin doğru temeller üzerine oturtulmaması, bu uygulamanın zararını getirdi. İşin içine TFF’nin otoritesini koyamaması eklenince verilen hakem kararlarına saygı da azaldı. Cüneyt Çakır’ın Avrupa’da üst üste iki yarı final yönetmesi çok önemli ancak aynı Çakır, Türkiye’de yok. Burada otorite olmadığı için Cüneyt de kafasına göre takılıyor. Avrupa’da hata yaptığı zaman bir daha maç alamayacağını biliyor. “Nasıl olsa bana mecburlar” zihniyetiyle maçlara çıkıyor bazı hakemler. Hakemlik hedefi kalmayan Fırat Aydınus, Bülent Yıldırım gibilerin de hakemliği bırakması lazım. Çok fazla ağabeylerine sormadan maça çıktığı için sezonun en iyi hakemi Mete Kalkavan.