Ovidius’u anlamak, şiirinin tadına varmak, günümüz okuyucusu için pek kolay değildir. Yalnızca sevgiye, kadın-erkek ilişkilerine dayanan bir görüşle onun şiir evrenine, duygu alanına gireceğini sanan bir okuyucu, daha başlangıçta yanlış bir yola sapmış demektir.

Ovidius, yalnız Roma’nın değil, çağdaş Batı şiirinin de en güçlü, besleyici, eskimez kaynaklarından biridir. Dönüşümler şiiri, günümüz Batı mitolojisinin bütün konularını içerir, daha doğrusu bu yapıt, hızlı ve özensiz bir biçimde yazılmış olmasına rağmen, Yunan-Roma mitolojisini, söylencelerini ve öykülerini bir bütünlük içinde veren başlıca yapıttır. Bana kalırsa, Hesiodos’tan bile daha gözde olan, efsane ve destanların kendisi efsane olmuş yazarı Homeros‘tan daha ayrıntılı, daha özlü bir nitelik taşır. Bir Romalı olmasına karşın, Anadolu‘ya da gelmiş, bir süre orada yaşama gereğinde bırakılmıştır. Ovidius’u anlamak, şiirinin tadına varmak, günümüz okuyucusu için pek kolay değildir. Yalnızca sevgiye, kadın-erkek ilişkilerine dayanan bir görüşle onun şiir evrenine, duygu alanına gireceğini sanan bir okuyucu, daha başlangıçta yanlış bir yola sapmış demektir. Onun şiirlerinde, Anadolu-Yunan-Roma ilkçağının bütün öykülerini, söylencelerini, gönül oyunlarını bulmak kolaydır; ancak bu kolaylık, ilkçağı bilmeye, bir bütünlük içinde anlamaya bağlıdır.

Şöyle bir çevremize bakınalım, göreceğimiz ağaçların, çiçeklerin, otların, akarsuların, büyük kayaların, dağların insanın düşünce gücünün ulaşamayacağı bir çağda hep diri olduğunu, birer insan niteliği taşıdığını bilmeden görürüz. Bu doğa varlıkları başlangıçta seven, sevilen, özleyen, kıskanan, yeren, alaya alan, eğleyen, kızan, gülen, çekiştiren ve benzeri nice insana özgü eylemin örneğiydi, hepsi insandı. Duvar deliklerinde dolaşan kertenkele, göllerde vakvaklayan kurbağa, ağaçların doruklarında tedirgin edici sesler çıkaran karga, saksağan, sevimli kuğu, barışçıl güvercin, yılan, boğa, inek, kartal, doğan, atmaca, kırlangıç birer insandı, değişik eylemleri yüzünden tanrılarca başka varlıklara dönüştürüldü. Ozanca düşünürsek evrende önce insanla ilgisi olmayan canlılar yaratılmış, sonra da kişiler bunların dönüşmesinden yaratılmıştır diyebiliriz. Oysa önce insan vardı, sonra yaptığının karşılığına uygun bir nesneye dönüştürüldü. Nitekim bu yapıtta söz konusu edilen canlı varlıkların hepsi birer insan duygusunu yansıtır. Ovidius’un şiirine göre, doğal canlılar sayısında insan duygusu vardır diyebiliriz neredeyse ki bu pek de yanlış bir benzetme sayılmaz.

Şair, ilk eserlerinden sonra çok popüler olmuştur fakat Augustus tarafından MS 8'de sürgüne gönderilmiştir.

SÜRGÜN TAM 2000 YIL SÜRDÜ

İtalya'nın başkenti Roma'daki Şehir Meclisi, Romalı şair Ovidius'a verilen sürgün cezasını ölümünün 2 bininci yılında iptal etti.

İtalyan ANSA ajansı, Roma Şehir Meclisinin Latin edebiyatının en önemli üç şairinden biri kabul edilen Ovidius'a Roma İmparatoru Augustus tarafından verilen cezayı 2 bini aşkın yıl sonra iptal ettiğini duyurdu.

Sürgün cezası, Şehir Meclisi'nde muhalefette bulunan 5 Yıldız Hareketinin (M5S) önergesiyle yürürlükten kaldırıldı.

Beş Yıldız Hareketi, Ovidius'un "mağduriyetini gidermek" amacıyla önerge verdiklerini açıkladı.

Vergilius ve Horatius ile Roma döneminin en ünlü şairlerinden biri olan Ovidius, milattan sonra 8 yılında günümüzde Romanya sınırları içinde yer alan Köstence'ye sürgün edilmişti. Şair, bu tarihten itibaren ölene kadar 9 yıl Köstence'de kalmıştı.

Dünyanın oluşumunu anlattığı 15 kitaplık "Metamorfozlar" ve "Aşk Sanatı" gibi eserleriyle tanınan Ovidius'un "Hero ve Leandros" adlı şiiri, İstanbul'un ünlü Kız Kulesi ile ilgili bilinen en eski eser olarak kabul ediliyor.

Dünyanın tanıdığı Ovidius, bir dostuna gönderdiği mektupta: "Uzun süre kullandığım için Latince sözcükleri bulmakta ben bile zorlanıyorum. Yine de İtalyan diline olan alışkanlığımı kaybetmemek için ve dilim, vatanımın seslerini kaybetmesin diye, kendi kendime konuşuyorum, kullanmayı unuttuğum sözcükleri bu şekilde yakalayıp bir araya getiriyorum. Zamanımı böylece dolduruyor, kafamı meşgul ediyorum. Mutsuzluğumu düşünüp durmaktan, kendimi böylece kurtarmış oluyorum. Sefaletimi şiirle unutmak istiyorum." diyor.