Ayrıca Aleviler zorunlu din dersi istemediğini söyleyen Demir, şöyle devam etti: “Bildiğiniz gibi Aleviler zorunlu din dersi için mahkemeye başvurmuşlardı ve iç hukumuz 'din dersine gireceksiniz' demişti. Bunun üzerine Aleviler Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuruda bulundu. AİHM, davada insan hakları gaspı olduğuna karar verdi ve zorunlu din dersinin bu haliyle uygulanamayacağına hükmetti. Ayrıca Alevilerin böyle bir talebi yoktur.”
Zorunlu din dersi görünlerin, imam hatiplerden mezun olan insanların menzilinin farklı olduğuna değinen Demir, “Çünkü Türkiye'nin geleceğini riske eden müfredat uygulanıyor. Laik, cumhuriyet ve insan hakları karşıtı bir nesil yetiştiriliyor. Anayasasında laiklik yazan bir ülkede zorunlu din dersinin olmaması gerekiyor. Hem anayasaya 'Türkiye Cumhuriyeti laiktir' yazacaksınız, hem de Diyanet'e birçok bakanlıktan çok fazla bütçe ayırıp, her yıl ikiye katlayacaksınız. Müfredata Aleviliği de koyarak esas olarak sünni mezhepçi bir eğitim vereceksiniz. Müfredatın evrensel laiklik anlayışıyla, medeniyetle, barışla kardeşlikle alakası yoktur. Bu, Türkiye'nin mezhep devleti yapmaya gayret gösterilen bir noktaya doğru geliştirilen bir uygulamadır” diye konuştu.
Bununla birlikte, bu duruma karşı mücadele etmek gerektiğini belirten Demir, vakıf olarak bir çağrı yapacaklarını söyledi. Çağırıyı Alevilik üzerinden yapmayı yanlış bulduğunu kaydeden Demir, “Bu duruma toplumun adalet arayışı içinde olanların, devletin birliği, bütünlüğü diyenlerin, ahlaklı olan tüm yurttaşların karşı çıkması gerekiyor. Kurumların, sendikaların, ortaklaşa hareket ederek ciddi ve büyük bir tepki göstermeleri gerekiyor” dedi.
