KAMPÜS HAYATI DEVAM EDECEK
Bununla birlikte kampüsleri terk etmeme kararı aldıklarını söyleyen Arslan, “Bizim sorgusuz sualsiz kampüsleri terk etmemiz, öğrencileri terk etmek anlamına gelecek. Biz kampüs hayatına devam etmeyi planlıyoruz. Orada neler yapacağımıza öğrencilerle birlikte karar vereceğiz. Okul, şu anda tatilde, pazartesi günü eğitime başlayacak. Yarın Cebeci kampüsünde Mülkiyeliler Birliği'nin organizasyonuyla büyük bir buluşma yapacağız. İletişim Fakültesi Mezunları, Hukuk Fakültesi Mezunları gibi birçok mezun dernekleri, hocalarına sahip çıktıklarını göstermek için, Eğitim-Sen üyelerini ziyaret edecek. Büyük bir buluşma yaşanacak ve hocalarımızın sahip olmadığını gösterecek” diye konuştu.
AKADEMİSYENLER ODALARINI BIRAKIP GİTMEYECEK
Diğer yandan, “Hayır gitmiyoruz” şeklinde basına ve kamuoyuna çağrı yapan Eğitim Sen Ankara 5 nolu Üniversiteler Şubesi, bir açıklama yaparak, ihraç edilen hiçbir akademisyenin odalarını bırakıp gitmeyeceğini belirtti. Açıklama şöyle:
7 Şubat gecesi açıklanan 686 Sayılı KHK ile Ankara Üniversitesi’nden 72 Akademisyen arkadaşımız daha ihraç edildi. Son ihraçlarla birlikte Ankara Üniversitesi bünyesindeki bazı programlarda eğitim-öğretim sürdürülemez hale geldi. Artık KHK’lar sadece arkadaşlarımızın mesleğini değil, Ankara Üniversitesinin tarihi öneme sahip fakültelerini ve de belki de en önemlisi, öğrencilerimizin eğitim hakkını hedef alır hale gelmiştir. Ortaya çıkan bu acı tablonun en önemli sorumlusu olan Rektör Erkan İBİŞ, Ankara Üniversitesi’nin hem geçmişini hem de geleceğini karartmaktadır.
Akademisyen arkadaşlarımıza, fakültelerimize ve öğrencilerimize yönelik bu hoyrat saldırganlığa sessiz kalmayacağız! Yıllarımızı verdiğimiz sınıflarımızı, kampüslerimizi, öğrencilerimizi terk etmeyeceğiz. Kimse arkadaşlarımızı bizden söküp alamayacak! Bugünden itibaren tüm öğrencilerimizi, tüm mezunlarımızı, tüm dostlarımızı ihraç edilen akademisyen arkadaşlarımızla birlik olmaya, birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz.
İhraç edilen hiçbir akademisyen arkadaşımız odalarını bırakıp gitmeyecek. Hocalarımızın odalarını boşaltmaya çalışanlara inat, o odaları kalabalıklarla doldurmaya çağırıyoruz. Çayımızı, sohbetimizi, anılarımızı çoğaltmaya çağırıyoruz!
İhraç edilen akademisyenlere ve diğer kamu emekçisi arkadaşlarımıza destek vermek için, bu akşam (9 Şubat) saat 18.00’de KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve Mali Müşavirler Odası’nın Ankara’daki bileşenleri ile birlikte Sakarya Meydanı’nda bir basın açıklaması düzenlenecek. Tüm demokratik kamuoyunu meydanları doldurmaya çağırıyoruz. Sesimizi, sözümüzü, birlikteliğimizi çoğaltmaya çağırıyoruz!
HAYIR, GİTMİYORUZ! KAMPÜSLERİ TERKETMİYORUZ!
10 Şubat Cuma günü saat 12:30’da Cebeci Kampüsü’nde bir Büyük Buluşma gerçekleştireceğiz. Ankara Üniversitesi’nin yok edilmek istenen geçmişine ve geleceğine sahip çıkabilmek için, Ankara’nın tüm üniversitelerinden akademisyen dostlarımız, eski mezunlarımız, milletvekili arkadaşlarımız ile birlikte bizler Cebeci Kampüsünde olacağız. Arkadaşlarımızı üniversiteden göndermek isteyenlere karşı “Hayır Gitmiyoruz” diyebilmek için, mücadelemizi hep beraber sürdürebilmek için sizleri de aramıza çağırıyoruz. Gelin gücümüzü, dayanışmamızı, umudumuzu birlikte çoğaltalım.
TEPKİLER BÜYÜYOR
Diğer yandan, akademisyenlerin ihraç edilmesine tepkiler büyüyor. Eskişehir Tabip Odası üyeleri, 686 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile görevlerinden ihraç edilen akademisyenler için toplandı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Klinikleri önünde toplanan kalabalığa, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İl Başkanı Sinan Özkar ve CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel de eşlik etti. Görevden alınan akademisyenlerden Prof. Dr. Cem Kaptanoğlu'nun da katıldığı basın açıklamasında, Eskişehir Tabip Odası Başkanı Dr. Hamit Güçlüer bir konuşma yaptı. Dr. Güçlüer, "Cem Kaptanoğlu bizim abimiz, arkadaşımız, hocamız. Onunla birlikte atılan tüm akademisyenlerin ihracını kabul etmiyoruz. Türk Tabipleri Birliği eski Başkanı Prof. Dr. Özdemir Aktan ve Prof. Dr. Cem Kaptanoğlu'nun nezdinde bu ihraçların kabul edilemez olduğunu burada bir kez daha haykırıyoruz" dedi.