Birinci Dünya Savaşı kaybedilmiş, Osmanlı İmparatorluğu'nun orduları dağıtılmıştı. 7. Ordu Komutanlığı’nda görevli Mustafa Kemal, orduların dağıtılması üzerine 10 Kasım 1918’de Adana’dan İstanbul'a doğru trenle yola çıktı. Mustafa Kemal, 13 Kasım 1918 de vardığı Haydarpaşa Gar’ında kendisini bekleyen bir istimbot ile Galata’ya doğru yola çıktı. Tümgeneral Mustafa Kemal; İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinden oluşan işgalci donanmayı gördüğünde yaveri Cevad Abbas’a tarihe geçen sözü söyledi, "geldikleri gibi giderler".

KİMSE ELİNİ CEBİNE ATMADI


Kurtuluş Savaşı’nın ilk işareti kabul edilen ve tarihe geçen bu sözlerin söylendiği 1911 yapımı istimbot aralıksız Türkiye denizlerinde çalışmıştı. Makine dairesi dizele çevrilerek yaklaşık 100 bin deniz mili yol yapan istimbot, 2014 yılında hurdaya ayrılarak Tuzla’da kaderine terk edilmişti. Gazeteci Gökhan Karakaş’ın yarı batık halde bulduğu istimbotu gündeme getirmesiyle kurulan, başkanlığını Emekli Amiral Cem Gürdeniz'in yaptığı bilim ve iş insanları akademisyenlerin içinde bulunduğu "Kartal İsmibotunu kurtarma ve yaşatma platformu" içindeki 30 ton suyu boşaltarak gemiyi Tuzla'da bulunan bir tersaneye getirmişti. Bu girişimin ardından tarihi istimbot için çeşitli sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve iş adamları birleşip istimbotun restore edileceği ve tarih sayfalarındaki yerinin korunacağı açıklandı. Ancak o gün verilen sözlerin ardından henüz kimse elini cebine atmadı.

RESTORASYONU YAKLAŞIK 1 MİLYON LİRA


Verilen sözlerin ardından tarihi gemi yaklaşık 8 ay sürmesi planlanan restorasyonun yapılacağı Tuzla'daki bir tersaneye vinçlerle havaya kaldırılarak taşındı. Restorasyonun yaklaşık 1 milyon liraya mal olması planlanıyor.Tarihe geçen istimbotun müze gemi olması için maddi yardımın yanısıra kurt ağzı, manika, çekme kancası, direk, istimli düdük, dümen, pervane gibi pek çok malzeme de gerekiyor.

kartal-3

"ÇELİK ORMANININ İÇİNDEN GEÇİYORDUK"


Mustafa Kemal Atatürk'ün yaveri Cevat Abbas, 1939 yılında yayımladığı kitabında “Atatürk ile askeri ulaşımın köhne bir motoru ile deniz ortasında ki çelik ormanının içinden geçiyorduk. Atatürk’ün zarif dudaklarından ‘Geldikleri gibi giderler’ cümlesini işittiğim zaman, mütarekenin doğurduğu derin ve elemli ümitsizliği derhal unutmuştum.” demişti. 1911 yılında Hollanda’da yapılan o zamanki adı Enterprise olan istimbot Fransızlar tarafından İstanbul’a getirilmişti. 100 tonluk 22 metre boyundaki tekneye, milli mücadelenin kazanılmasıyla Seyr-i Sefain idaresince Kartal adı verilmişti. 1933’te İstanbul Liman İşletmesi’ne, 1939’da Devlet Demiryollarına, 1952’de Denizcilik Bankası İstanbul Liman İşletmesi’ne devredilen tekne 14 Temmuz 1942’de Çanakkale’de batan Atılay denizaltısının aranmasında kullanıldı. 1974 yılında Kartal II adıyla özel sektöre geçti. 2014 yılında ise ekonomik ömrünü tamamlayarak hurdaya ayrıldı ve Tuzla’da kaderine terk edildi.

kartal-2

"DAHA ÖNCEKİLERİ KURTARAMADIK BUNU KURTARALIM"


Restorasyonun başlaması sırasında konuşan "Kartal istimbotu Kurtarma ve yaşatma platformu" üyesi İşadamı Levent Akson, Cumhuriyet tarihimizde yer alan Çanakkale savaşını destanlaştıran Nusrat mayın gemisi, Atamızımı Samsun'a götüren Bandırma gemisi, kurtuluş savaşında Anadolu'ya silah taşıyan Alemdar gemilerinin orjinallerinin yok olduğunu belirterek "Atatürk’ün kısa bir yolculuk yapmasına rağmen tarihe geçen sözleri söylediği istimbot ile gelecek kuşaklara ulusal kurtuluş savaşımızın nasıl kazanıldığı hatırlatılmalı. Kartal istimbotu Türk tarihindeki yerini almak için 106 yıldır direniyor. Bu gemiyi Atatürk'ün 13 Kasım 1918 tarihinde bindiği haldeki haline geri döndürmeye çalışacağız. Gemiyi gerekli finansmanın sağlanması halinde Haziran ayı sonunda hazır hale getirmek istiyoruz. Daha sonra sergileneceği yere karar verilecek. Bu gemi Türk milletinin malı" demişti.