Çerkezköy 29 Ekim Spor Salonu'nda taraftarlarıyla bir araya gelen Akşener, Ankara'da miting yapmak istediklerini ancak Ankara Valisi'nin "Sizi koruyamam" dediğini söyleyerek, şöyle dedi:
"Ankara'da miting yapmak istedik vali, 'sizi koruyamam' dedi. E kardeşim sen ne işe yararsın o zaman. Ankara'da Tandoğan veya Sıhhıye'de miting yapmamıza müsaade edilmedi. Halbuki siyaset bir iddia işi, bırakın verin miting meydanını kimse gelmiyorsa ben evime döneyim, babaanne olmaya. Ama oraya benim sıfatım yok, arkadaşlarımın da sıfatı yok, benim partimden attılar, bir partim de yok. Şimdi atılmış sıfatı olmayan bir gariban Meral Akşener'im. Bu fakirden bu kadar korkuyorlar, onu da anlamıyorum. Ya ben kadın halimle kimseden korkmuyorum. Siz adam olarak benden niye korkuyorsunuz Başbakan Meral, Meral deyin bir başbakan Meral üzerine 1.5 senedir kongre yapmaya çalışıyoruz, yarımızı attılar. Partinin içi boşaldı. Ata, ata bitiremediniz, nitekim ama velakin ama bir arada iktidar partisinde bir başbakan gitti."
Recep Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasının ardından Ahmet Davutoğlu'nun iki seçime girdiğini ve 1 Kasım'da yüzde 49.5 oy aldığını hatırlatan Meral Akşener, "Fakat biz ortaya çıktık Sayın Davutoğlu uçtu gitti.10 gün içinde kongre yapıldı Genel Başkan değişti, Başbakan değişti. Adalet Kalkınma Partisi'nde sayın Yıldırım'a, Sayın Cumhurbaşkanı dedi ki, Binali başbakanlık sandalyesine oturdu. Şimdi o sandalyeye, o koltuğa ısınamadan biz başladık çalışmaya. Başbakan Meral demeye başladılar ondan sonra şimdi anlaşılıyor ki 16 Nisan'da oylanacak anayasaya göre Sayın Cumhurbaşkanı, İn ali dedi" diye konuştu.
[old_news_related_template title="Meral Akşener: Hakimler ve savcılar beni tehdit ediyor" desc="MHP'den ihraç edilen Meral Akşener, referandum sürecinde savcılar ve hakimler tarafından tehdit edildiğini belirterek, 'Elinizden geleni ardınıza koymayın. Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın, demirden korksaydık trene binmezdik' dedi." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2017/03/resimid_3273213.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/meral-aksener-hakimler-ve-savcilar-beni-tehdit-ediyor-1768007/"]
Ankara'da yapmak istedikleri mitinge izni verilmemesini eleştiren Meral Akşener, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ne korkuyorsunuz Dolayısıyla kimse gelmez verin Tandoğan'ı, verin Sıhhıye'yi ben giderim evime babaanne olurum. Ama biliyorlar ki, sıfatı olmayan, kimsesi olmayan bu Cumhuriyet kadını ve arkadaşları, onun dava arkadaşları, onunla birlikteki yol arkadaşları orayı doldurur. Gönüllü olarak doldurur. Zırhlı arabalar ile gezmeden devletin uçakları ile tur atmadan aynı anda gökyüzünde 3-4 bakan uçağı uçuyor en az 20 tane helikopter uçuyor ve böyle bir sistemin içinde bizim gibi garibanlar imece usulü, gönüllük usulüne göre o meydanları, bu salonları dolduruyor. Sonuç itibariyle bunu da kimsenin gözü kesmedi. Salonlarımız verilmeyerek, elektriklerimiz kesilerek, terör meselesi diyerek, sizi koruyamayız diyerek. Ya kardeşim sen ver izni, ben kendi kendimi korurum. Milletimden başka koruma mı var Şimdi bu günlere geldik."
Referanduma iki hafta kaldığını hatırlatan Meral Akşener, "İki haftamız kaldı, aylık anketler yaptırıyorum. Bu anketlerde sizin iradeniz 55'e 45 hayır önde görünüyor" dedi.
Meral Akşener, hiçbir akrabası ve yakının FETÖ'den gözaltına alınmadığını sözlerine ekledi.
'EL BAB'A NİYE GİTTİK?'
Çerkezköy İlçesi'nin ardından Tekirdağ kent merkezine geçen Meral Akşener, burada Büyükşehir Belediye Başkanı CHP'li Kadir Albayrak'ın katıldığı programda vatandaşlarla bir araya geldi. ABD ve Rusya'nın izin vermesi ile El Bab'a gidildiğini öne süren Akşener, şöyle dedi:
"Şimdi El Bab'a gittik. Hem ABD, hem Rusya'nın izin vermesi ile El Bab'a gittik. Bu arada Obama ile küsüz biliyorsunuz. Trump Reis seçilsin diye kurbanlar adandı, Trump Reisi seçildi. Şimdi tokat atıp duruyor. Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısını tutukladılar. Ve biz sonuç olarak Fırat Kalkanı Operasyonu'na katıldık. Biz milletçe arkasında durduk. Siyasi parti gözetmeksizin arkasında durduk. Çünkü şöyle bir amaç vardı. Türkiye'ye gelmiş 3.5 milyon Suriyelinin önemli bir kısmını geri göndereceğiz, orada bir özel alan yapılacak. Ve YPG ile PYD'nin Suriye'de kantonları birleştirip sınırlarımızda bir devlet kurmasının önüne geçilecekti. İyi, hoş, bu arada 'ey Hollanda' dedi. Bir hanım orada itildi, kakıldı, sınır dışı edildi. Şimdi bir pankart asmışlar, 'Hollanda'yı titreten kadın. Nene Hatun' diye. El hak, haklıdırlar bir şey demiyorum. Bizler Hollanda'ya, Almanya'ya verdik veriştirdik. Milletimizin onurunu, devletimizin onurunu iki paralık ettiler. Dolayısı ile hükümete dedik ki, ne istiyorsanız yapın. Hangi tedbirleri alacaksanız alın. Yaptırım mı yapacağız, yapın. Biz aç kalmaya razıyız dedik. Ama, 'ey Almanya, ey Hollanda' demenin dışında arkasından gelen bir şey yok. Sonra baktık, 'ey Almanya, ey Hollanda'nın arkasından bir şey oldu. Meğer bu gürültünün arkasından biz Fırat Kalkanı'ndan geri dönüyormuşuz. Ondan bu gürültü çıkarılmış. Şimdi soru şu. 71 gencimiz şehit oldu. İkisini ise IŞİD'çiler yaktı. Bu çocuklar oraya niye gitti, ne yaptı, niye geri dönülüyor? Ve biz orada ne kazandık, Türkiye ne kazandı? YPG ve PYD'nin koridoruna engel mi oldu? Afrin dışarı mı çıkarıldı? Membiç özerklikten mi kurtarıldı? Gördük ki ABD ile Rusya anlaşmış, tehdit ediyor bizimkileri."
Akşener'in konuşmasının ardından salondakilere Trakya şivesi ile "16 Nisan'da ayır be ya diyecek misiniz?" diye sordu. Salondakiler de 'ayır' diye cevap verdi.
DHA
