BANDIRMA Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, Akdeniz'de balıkçıların ağlarına takılan dev vatozlar ile ilgili açıklama yaptı. Prof. Dr. Sarı, üreme hızının yavaş olduğu bu türün avcılığının, satışının ve sergilenmesinin önüne geçecek yeterli yasal altyapı mevcut olduğunu ve ilgililerin acilen tedbir alması gerektiğini söyledi.
Onyedi Eylül Üniversitesi Denizcilik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Sarı, balıkçıların Akdeniz'de avlanırken yakaladıkları her biri 150-200 kilo ağırlığındaki 'Manta' türü dev vatozların Akdeniz’de yaşayan tek temsilcisi olduğunu söyledi. Dev vatozlarla ilgili açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sarı, vatozların Akdeniz’de yüzeye yakın sularda yaşamayı tercih etse de genellikle kışları derin sulara göç ettiğini söyledi. Hayvansal plankton, küçük kabuklular ve küçük balıklarla beslenen Şeytan Vatozu'nun, insan için zararsız ve zehirsiz olduğunu anlatan Sarı, "Ömrü 20 yıl civarında olup, büyüklüğü 5 metreyi geçebilir. Üremesi canlı doğurma olarak gerçekleşen şeytan vatozu, yılda sadece bir yavru yapar. İlk cinsel olgunluğa ulaşması geç olduğu ve yılda sadece bir kez tek bir yavru yaptığı için üreme hızı yavaştır. Denizde insanla karşılaştığında insana saldırdığına veya zarar verdiğine ilişkin kayıt yoktur. Bilakis tüm dünyada dalış turizminde en çok ı çekilmek istenen deniz canlılarından biridir. Özellikle Endonezya gibi ülkelere bu türlerin ını çekmek için binlerce insan seyahat etmektedir" dedi.
NESLİ TEHLİKE ALTINDA
Şeytan vatozunun etinin ülkemizde tüketilmediğini belirten Prof. Dr. Sarı, "Ancak Akdeniz çevresinde İtalya, Yunanistan, İspanya ve İsrail’de sevilerek tüketildiği bilinmektedir. Uzak Doğu'da diğer manta vatozlarının eti sevilerek tüketildiği gibi, yağı ve derisi için de avcılığı söz konusudur. Geleneksel Çin tıbbında bazı geleneksel ilaçlara katıldığı için özellikle tercih edilmektedir" dedi. Dev vatozların üreme hızı düşük olduğu için zaten denizel ortamda az bulunduğuna da dikkat çeken Sarı, "Doğrudan avcılığı İsrail dışında çoğu zaman yapılmamaktadır. Ancak deniz yüzeyine atılan uzatma ağları ve gırgır avcılığı esnasında hedef dışı olarak kazara avlanmaktadır. Son yıllarda kıyısal alanlardan açık denize doğru kayan balıkçılık filoları sık sık şeytan vatozunu kazara avlamaktadır. Görünümlerinin farklı olması ve büyük olmaları balıkçılarda ilgi uyandırdığı için parasal anlamda değerli olmasa da bu türü, ağdan çıkınca denize geri bırakmak yerine karaya çıkarma yönünde teşvik etmektedir. Bu yüzden son yıllarda şeytan vatozu başta olmak üzere tüm dev vatozların nesli tehlike altına girmiştir. Dünya Doğayı Koruma Birliği (IUCN), nesli tehlike altında olan türlere ilişkin hazırladığı kırmızı listede 'Nesli Tükenmekte Olan' anlamında şeytan vatozunu 'NT' sınıfına dahil etmiştir"
ACİLEN TEDBİR ALINMASI GEREKİR
Geçmiş yıllarda da benzer haberlerin kamuoyuyla paylaşıldığını belirten Sarı, "Bu haberler ilk olmadığı gibi son da olmayacaktır. Beslenme göçü esnasında çoğu zaman 50’den fazla bireyin sürü halinde hareket ettiği bilinen şeytan vatozları, muhtemelen Akdeniz’de daha derinlerde kışı geçirdi ve besince bol kıyılara doğru suların ısınmasıyla birlikte beslenme göçü yaparken ağlara takılmış oldu. Yasal olarak balıkçıların ağlarına takılan bu vatozları, ağdan çıkararak denize geri salmaları gerekirdi. Karaya çıkardıkları durumda ise yukarıda sayılan bakanlık ve yerel idarelerin bu türü karaya çıkaranlarla ilgili yasal işlem yapması gerekirdi. Hem Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Orman ve Su İşleri Bakanlığı yerel teşkilatları bu türün bir balıkçıda sergilenmesini engellemeli, avlayanlar, ticaretini yapanlar ve sergileyenler hakkında yasal işlem yapmalıdır "dedi.

DHA