- Atı alan Üsküdar’ı geçti...
- Geçti Bor’un pazarı, sür eşeğini Niğde’ye...
Referandumda çok büyük hayal kırıklığına uğradılar, şaşırdılar... Şimdi bu yenilgiyi örtbas edebilmek için atasözlerinden bile yararlanmaya kalkışarak çaba harcıyorlar.
Savurdukları sonsuz paralar boşa gitti.
Kullandıkları devlet gücü işlerine yaramadı.
Ankara ve İstanbul bile ellerinden sabun gibi kaydı gitti.
Sadece Yüzde 51 oy alacaklarını doğrusu hiç tahmin etmemişlerdi. Şimdi onun paniğini yaşıyorlar.
Bu durumu örtbas edebilmek için gazete ilanlarında, Meclis Grubu toplantılarında birbirlerine teşekkür ediyorlar.

*  *  *

Şimdi ellerinde son bir sığınakları var:
YSK.
Aynen Devlet Bahçeli gibi iktidarın ve Recep Tayyip’in koruyucu meleği olan anayasal (!) bir kuruluş.
Anayasanın 79. maddesi uyarınca “Seçimlerin dürüstlüğünden (!)” sorumlu.

*  *  *

Cumhurbaşkanı, o makama seçildiğinde namusu ve şerefi üzerine ettiği “Tarafsızlık (!)” yeminini yine ayakları altına alıp çiğnedi, her gün düzenlediği çeşitli mitingler ve kapalı salon toplantılarında adeta bir parti militanı gibi davranıp propaganda yaptı.
Devletin bütün parasını ve gücünü kullandı.
Seçimlerin dürüstlüğünden sorumlu olan YSK, uy arılarımıza rağmen bunları görmezden geldi, seyretmekle yetindi.
Böyle bir seçim dürüst olabilir mi?

*  *  *

Şimdi benzer bir olaya oy pusulalarında tanık oluyoruz.
- Sandıklara atılan ve sayısı çok yüksek olan damgasız mühürsüz oy pusulaları...
- Yapılan çok ciddi itirazlara rağmen, büyük bir suskunluğa bürünmekten başka çare bulamayan YSK...
- Bu konuda geçmişte verdiği kararları unutan, görmezden gelen aynı YSK...
O zaman akla ister istemez şöyle bir soru geliyor:
Bu anayasal kuruluşun başkan ve üyeleri acaba kime, hangi siyasete hizmet etmekte? Ya da başka bir soru:
Dördü Yargıtay, üçü Danıştay üyeleri arasından seçilen YSK üyeleri acaba neden korkuyor?
Yakın zamanda tutuklanan bazı YSK üyelerinin başına gelenlerden olmasın!

*  *  *

Şimdi size bir tahminimi açıklıyorum:
YSK birkaç gün içerisinde bu haklı itirazların tümünü reddedecektir.
Bu yapıdaki bir YSK’nın bu sorunları ciddiye alıp incelemesi, kabul etmesi mümkün değildir.
Dolayısıyla referandumun bugün elde olan sonuçları Resmi Gazete’de yayınlanıp resmiyet kazanmış olacaktır.
Yani hiç kimse “Bunca belgeli yolsuzluğa karşın referandum acaba iptal edilir mi, hiç değilse belli yerlerde oylama tekrar edilir mi” diye umuda kapılmasın.
Kimse bu YSK’dan bu doğrultuda bir karar beklemesin.

Karşılıklı teşekkürler!


Sevgili okurlarım, Bay Devlet Bahçeli Türk siyasetinde bugüne kadar eşi benzeri görülmemiş bir çizgi roman kahramanı oldu!
O bir muhalefet partisinin genel başkanı!
Ama aslında Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin bir hizmet neferi.
Kraldan fazla kralcı.
Referandum gecesi sonuçlar alındığında dayanamadı, yazılı bir açıklama yaptı:
“Türk Milleti istiklal ve istikbaline (geleceğine) sahip çıkmıştır.
Sandıktan evet oyları çıkması için mücadele veren Sayın Cumhurbaşkanımıza, Sayın Başbakana, iktidar partisi AKP’ye ve evet mührünü vuran Türk Milletine şükranlarımı sunuyorum.”
Partisinin yurtsever ülkücü tabanı için bir şey diyemiyordu zira o taban kendisini takmamış, çoğunlukla hayır oyu vermişti.
Bay Bahçeli’nin şimdi teşekkürlerini esirgemediği Erdoğan için yakın geçmişte söylediği en ağır sözler ve hakaretler, yaptığı inanılmaz suçlamalar bundan sonra da elbette gündeme gelecektir.

*  *  *

Hizmet neferi teşekkürlerini sunar da komutanı Binali Yıldırım boş durur mu!
Dünkü gazetelerde onun tam sayfa paralı bir teşekkür ilanı vardı. Başlığı “Büyük Milletimize Teşekkürler.”
16 Nisan günü milletimiz kazanmış, demokrasi kazanmış, bundan sonra aydınlık yarınları hep birlikte inşa edecekmişiz!
Teşekkür faslı ise şöyle:
“Kurucu başkanımız ve cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan’a, Milliyetçi Hareket Partisi genel başkanı Sn. Devlet Bahçeli’ye ve partililerimize teşekkürlerimi sunuyorum.”
Dün Meclis’te Grup toplantıları vardı, her ikisi de kürsüde yine birbirlerine teşekkür etti!

*  *  *

Türkiye’de son genel seçim 1 Kasım 2015 günü yapıldı. İki tarafın o seçimde aldığı oy oranları şöyleydi:
AKP yüzde 49.5...
MHP yüzde 11.9...
İkisinin toplamı eşittir yüzde 61.4...
Oysa pazar günü sadece yüzde 51.4 alabildiler. Demek ki ikizlerin oylarında tam 10 puanlık bir azalma oldu.
O halde bunlar neyin kutlamasını yapıyor, neden birbirlerine teşekkür ediyor?
Bay Bahçeli demek ki dersini henüz tam olarak almamış, durumu şimdilik teşekkürlerle falan idare etmeye kalkışıyor.
Aman AKP’ye olan desteğini esirgemesin, cumhurbaşkanının gölgesi altında yatıp uyumaya devam etsin!