İstanbul, köhne Bizans! Neler gördü; Reis’in Reis’i yemesini de mutlaka görecek. Yeme kararının altında; Tayyip Reis’i tutan “beton leşi yapılaşma” dikicisi parti müteahhitleri ile Kadir Reis’i arkalayan “cam leşi yapılaşma” kondurucu iktidar kodamanlarının iç hesaplaşması olmalı.
Tayyip Reis!
Duruş yeniledi.
Kadir Reis’in işi bitik.
Ankara’da Beştepe’de “Şehircilik Şurası” toplantısı başlamıştı. Ön sırada İstanbul’un şimdiki Reisi Kadir Topbaş oturuyor, kürsüde İstanbul’un eski Reisi Tayyip Erdoğan konuşuyordu. Eski Reis, yeni Reis’in gözlerinin içine baka baka; “Müteahhitler acımasızca yolsuzluk yapıyor. Yolsuzluğa karşı kararlı bir duruş sergilenmediği için bunlar oluyor” diye bağırdı.
Yani!
Yolsuzluğun Reisi oldun!
Eski Reis Tayyip; “Bakıyorum ki o güzelim Boğaz’da aman yarabbim, 5,6,7 kat binalar. Nerede bunlar? Ön görünümde. “Kot” üzerinden 2-3 katı 5-6 kata çıkararak şehre ihanet... ihanet...” diye hançerini sallamaya devam etti.
Eski Reis!
“İhanet” diye bağırdı.
Yeni Reis!
Gözlerini kaçırdı.

*  *  *

İstanbul Reis üreten şehir.
2 Reisi de o doğurdu.
Reislerin partisi AKP’yi de İstanbul’un özellikle Boğaziçi ön ve arka görünümündeki çirkin, yüksek, özensiz, ruhsatları delen, imar planlarını yok sayan, hoyrat yapıların dikiminden gelen milyar dolarlık rantların birikimi parasal güç yarattı. Tayyip Erdoğan İstanbul’a Belediye Başkanı olduğunda, Boğaziçi ön ve arka görünümde tek yüksek bina Gök Kafes vardı. Sonraki yıllarda; İstanbul Sapphire AVM, İSTANBLOOM, Dumankaya İkon,  42 Maslak Residence, Ağaoğlu Maslak 1453, Four Winds Residence, Anthill Residence, Emaar Sguare ŞEHRİZAR KONAKLARI, Diamond of İstanbul SkyscraperCity, Metro City, Akasya Tower, Sky Tower, Trump Tower,  Spine Tower,  Nurol Tower, Çiftçi Towers, Zorlu Center Tower...
Tower...
Tower...
Tower...
Peş peşe, süper hızla, vahşi iştahla, yüksek rantla dikildi. Kot oyunlarıyla “dikey beton ve cam leşi dikilişin” tamamından hem İstanbul’daki AKP İl yönetiminin, hem Ankara’daki AKP iktidarının, hem AKP şehircilik bakanlarının, hem TOKİ’nin başına getirilmiş AKP’li müdürlerin,  hem İstanbul’daki Reis iktidarının haberi vardı. “Kot oyunu ile şehir rantı çıldırtma” deyimini bulan İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi üyesi Hüseyin Sağ, dövülerek öldürülmekten zor kurtuldu. Bütün bunlardan AKP’nin tek hakimi Tayyip Reis’in haberinin olmaması mümkün mü? Boğaz’da suyun dibinde bir taş yerinden oynasa haberi olabilecek hakimiyeti bulunan Tayyip Reis, şimdi kalkmış TV’den dinlesinler diye halka; “Müteahhitler acımasızca yolsuzluk yapıyor. Kararlı bir duruş sergilenmediği için bunlar oluyor” diye hikaye anlatıyor.

*  *  *

Büyük Reis’in gözü döndü.
Küçük Reis’i yiyecek.
Kot oyunu bahane.
Yolsuzluk eski ballı hikaye.

Mehmet Türker!


Sesini hiç yükseltmezdi. Gerçek bir İstanbul Beyefendisiydi. Hep şık giyinirdi. Her gün ütülü lacivert takım elbise, beyaz gömlek, şık kravat Hürriyet’in Cağaloğlu’ndaki binasının döner kapısından en erken girenlerden biri oydu. Çalışkan bir yazı emekçisiydi. Haberi sezer, görür, takip eder, bulur, buldurur, yazardı. Hep güler yüzlüydü. Sesini hiç yükseltmezdi.  Ben Hürriyet’te ekonomi servisi yönetmeye başladığımda Haber Müdürü’ydü. Yumuşak kalpli biriydi, ekibini gazete patronuna ve genel yayın müdürüne karşı korur, kendini de ezdirmezdi. Öz güveni çok yüksekti. Bu kibar nazik, karınca ezmez adam kalemi eline aldığında yılmaz, yıkılmaz,  dönmez, eğilmez, bükülmez doğru neyse onun savunucusu olurdu. Hiçbir dönemde hiçbir iktidarın kalemi olmak gibi ucuzluğa sapmadı. Gazeteciliği, Kadıköy semtini, Fenerbahçe takımını çok severdi. Zaman acımasız tırpan. Mehmet Türker’i de biçti.