15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili çok şey söyleniyor, yazılıyor ama hangisinin gerçek olduğu hâlâ bilinmiyor. Cumhurbaşkanı, “At izi, it izine karıştı” demişti. Devletin bütün olanakları kullanılmasına rağmen bu girişimle ilgili soru işaretleri giderilmiş değil. Dahası, gidermek yerine ifadeler ortaya çıktıkça daha da karmaşık hal alıyor.
15 Temmuz darbe girişiminin en kilit isimlerinden biri kuşkusuz Tuğgeneral Semih Terzi’ydi. Silopi’de görevli olmasına rağmen helikopterle önce Diyarbakır’a, oradan da Ankara’dan gönderilen Özel Kuvvetler Komutanlığı’na ait uçakla Ankara’ya geldi. Daha darbe girişimi tam anlamıyla başlamamışken, Kuzey Irak’ta bulunan Özel Kuvvetler Komutanlarından Tuğgeneral Halil Soysal’a, saat 21.17’de mesaj çekiyor, “Ben artık Özel Kuvvetler Komutanı’yım. Benim emrime uyacaksın. Sen Kuzey Irak’ta kal” diyor. Komutanlardan Celal Koca’ya gönderdiği mesajda da “Irak’ın kuzeyinde görevde bulunan Tuğgeneral Halil Soysal’ın Habur Sınır Kapısı’ndan Türkiye’ye alınmamasını” istiyor.

NİÇİN ENGEL OLUNMADI?

Bu mesajı gönderdiğinde, Semih Terzi Silopi’den Diyarbakır’a bile gelmemişti. Silopi’den helikopteri 22.20’de havalanıyor. 23.15’te Diyarbakır’a geliyor. Ankara’dan gönderilen uçakla Ankara-Etimesgut’ta bulunan Özel Kuvvetler Komutanlığı Havaalanı’na indiğinde saat 02.00’yi gösteriyor. Saat 21.17’den saat 02.00’ye kadar geçen sürede, Semih Terzi’ye müdahale edilmemesi, hakkında bir karar alınmaması hayli ilginç...
Semih Terzi’nin henüz çözümlenememiş o geceye ait şifreli mesajları var. O mesajlar tam anlamıyla çözülemese de, hedefteki ismin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Asayiş Kolordu Komutanı Metin Temel’in kaçırılmasının da yer aldığı anlaşılıyor. Yine ortaya çıkan ayrı bir gerçek de, Terzi’nin darbe hücresinin önemli bir ismi olduğudur. O gecede sır olarak kalan ve üzerine yeterince gidilmeyen çok şeyler var. En azından Semih Terzi, 21.17’de Özel Kuvvetler’de görevli Tuğgeneral’a, bundan böyle Özel Kuvvetler komutanının kendisi olduğunu söylemesine, saat 02.00’de Ankara’ya inmesine rağmen o sürede Terzi için niçin gereği yapılmadı?

HALİL PAŞA NE DİYOR?

Semih Terzi’nin darbe girişimi gecesi gönderdiği şifreli ve açık mesajlar, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda oluşturulan komisyon tarafından değerlendirildi. Orada yer alan bilgilerden bir bölümünü de 9 Ağustos 2017 tarihinde bu köşenin okurlarına duyurmuştum. Tuğgeneral Halil Soysal, olayın kendi yönünden bir eksiği olmaması için o gece yaşananları şöyle anlattı:
“15 Temmuz’da Semih Terzi, ‘Komutan benim’ diye başlayan birbirinin aynı üç mesaj gönderdi. Ancak gelen bu mesajların hiçbirine cevap vermedim. Saat 23.45’te Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı beni aradı, ‘Derhal Silopi’ye git, Özel Kuvvetler kışlasının emir komutasını devral’ emrini verdi.
Bunun üzerine Silopi’ye gidip komutanlığın emir-komutasını devraldım. Semih Terzi’nin mesajı çektiği 21.17 ile Ankara’ya gittiği 02.00 saatleri arasındaki sürede ‘darbe girişiminden haberdar olduğum halde gereğini yapmadığım’ iddiaları doğru değil. Bu konuda müşteki-mağdur sıfatıyla adli makamlara ifade de verdim.”
15 Temmuz’un gün ışığına çıkan da, çıkmayan da çok yönü var.

KADROSU DA DAĞITILDI

Fırat Kalkanı Harekatı’nı yöneten Korgeneral Zekai Aksakallı’nın görev yerinin değişikliği için askerler “büyük sürpriz” yorumu yapmıştı. Aksakallı’ya bağlı 3 tugay komutanlığı bulunuyordu. Sınır ötesinde görev yapan tugay komutanlarından Tuğgeneral Halil Soysal ile Tuğgeneral Ertuğrul Erbakan da bu görevlerinden alındı. Halil Soysal 3. Ordu Harekat Başkanlığı’na, Ertuğrul Erbakan da Sivas Er Eğitim Tugayı Komutanlığı’na verildi.
Semih Terzi’nin Fetullahçı olduğu bilinmesine rağmen bu kişinin darbe girişiminden önce niçin görevden alınmadığı sorusunu Mehmet Partigöç, “Semih Terzi’nin Fetullahçı diye görevden alınması için bize bir yazı gelmedi” diye cevaplandırdı.
Albay Mustafa Özlü başkanlığında Albay Ali Ülker, Astsubay Sezer Aşan’dan oluşan soruşturma heyeti, Semih Terzi’nin telefonunda suç teşkil eden görüşmeler olabileceği değerlendirmesiyle şifreli mesajları inceledi. Sonuçta “darbe kapsamında yönlendirdiği personelle ilgili olduğu değerlendirilen şifreli görüşmelerin içeriği tespit edilememiştir” denildi.
Hadi bakalım, gelin de “Darbenin bütün sırları çözüldü” deyin...