Alp Er Tunga Destanı...
Tunga kelimesi, leopar türevi yırtıcı hayvanlara verilen genel sıfattı. Yiğitlik simgesi olarak erkek çocuklarına Tunga ismi konulurdu. Uzun saç tungaları çağrıştırdığı için, erkekler saçlarını uzatırdı, aslan kaplan pars gibi hayvanların postlarını giyerlerdi. Alp Er Tunga han, yeraltındaki yüz sütunlu demir sarayında yaşardı. Orhun Yazıtları’nda anlatılır, Kutadgu Bilig’de ağıt yakılır.
Alp Er Tunga öldi mü?
ıssız ajun kaldı mu?
ödlek öçin aldı mu?
emdi yürek yırtılır.

*

Oğuz Kağan Destanı...
Güzeller güzeli Ay Kağan bir erkek evlat doğurur, yüzü gök, ağzı ateş, gözleri ela, kaşları karadır, Oğuz ismi verilir. Anasından ilk sütü emdikten sonra konuşur, et, çorba, kımız ister. Kırk gün sonra yürür. Yiğit olur. Obanın hemen yanındaki ormanda, halka zarar veren bir canavar vardır. Oğuz kargısını, yayını, okunu, kılıcını, kalkanını alır, tek başına ormana gider. Canavarla boğuşur, kargısıyla öldürür, kılıcıyla başını kesip, obaya getirir. Şenlik düzenler, halkına seslenir.
Ben sizlere kağan oldum
alalım yay ile kalkan
nişan olsun bize buyan
bozkurt olsun bize uran

*

Ergenekon destanı...
Düşmandan kaçarak göç ettiler, bir bozkurt düştü önlerine, yol gösterdi, yüksek bir dağda, dar bir geçide vardılar. Bu geçitten geçip, içinde akarsular, pınarlar, bitkiler, çayırlar, meyve ağaçları ve çeşitli avların bulunduğu yere geldiler. Tanrı’ya şükrettiler. Bu yere “maden yeri” anlamında Ergene Kon ismini verdiler. Mutlu mutlu yaşadılar, evlendiler, çocukları oldu, çoğaldılar, dört yüz yıl sonra Ergenekon’a sığamaz oldular. Atalarının buraya geldiği geçidin yeri unutulmuştu, aradılar, bulamadılar. Bir demirci, dağın demir kısmı eritilirse yol açılır dedi. Dağın demir kısmına odun-kömür dizdiler, ateşi yaktılar, yetmiş yere koydukları yetmiş körükle körüklediler. Demir eridi, geçit açıldı, Türkler yeniden güçlenmiş olarak eski yurtlarına döndüler, sel gibi akıp, atalarının intikamını aldılar.
Asena’nın kurtları girdi o güzel yurda
hepsi duacıydılar o yol gösteren kurda
kağan soyunda gelen önderleriydi
o demirden kurt başlı bayrak gönderleriydi

*

Manas destanı...
Yakup han’la Çığrıcı hatun’un oğluydu, doğumu üzerine civardan gelen elçiler onun kahraman olacağını hemen anlamıştı, henüz 10 yaşında düşmanlarının üzerine saldırdı, atlarına at erişemez, zırhına ok işlemezdi, gözünü budaktan sakınmayan bir yiğitti, halkının birliğini bütünlüğünü korudu, kahramanlık, özgürlük sembolü oldu.
Kırmızı saplı ay baltayı
kırmadan kim yapabilir?
Darmadağın olan halkı...
Kırmadan kim toplayabilir?
Tutsak olan bu millete...
Kim adil han olabilir?

*

Püskevit destanı...
“Bozkurtlarla geziyorum” diyordu.
Şimdi “kudursalar da evet diyeceğim” diyor.
Türk tarihinin en hazin destanıdır.