Öğretim Elemanları Sendikası (ÖGESEN) Genel Başkanı Vahdet Özkoçak, üniversitelerde yaşanan sorunları sıraladı ve "Üniversitelerimizde acil düzenlenmesi gereken birçok sorun bulunuyor ve bunlardan bazıları özellikle elzem hale geldi" dedi.

Özkoçak, üniversitelerdeki sorunların başında eş ve sağlık durumu tayinlerinin geldiğini belirterek, "Zorunlu hizmet taşınması durumu hariç bu özel haklardan faydalanamayan ender meslek kollarından biri akademisyenliktir. Özellikle eş ve sağlık durumu gibi zarureti belirli şartlar ile kanıtlanmış hallerde, geçiş yapılacak üniversitenin asgari şartları da sağlanıyor ise kadro ilanına gerek kalmadan naklen geçiş hakkı olmalı ve insanların aile birliğini kurmasının ve ender hallerde gerekli olabilecek iyi sağlık şartlarına ulaşmasının önündeki engeller kaldırılmalı. Hem ebeveynler hem de yeni yetişen nesillerimiz için aile birlikteliğinin sağlanması bir ihtiyaçtan öte ülkemize faydası gereği zorunluluk" diye konuştu.

Özkoçak, 50/D sorunu ve yardımcı doçentliğin gerçekten kaldırılması konusunda şunları söyledi: "Ülkemizdeki mobilite eksikliğinden dolayı doktoralı bir akademisyenin bile yeni bir kadro bulması bazen yıllar sürmekte, dolayısı ile en üst seviyede eğitim almış akademisyenler 50/d kadrosu sebebi ile en verimli çağlarında işsiz kalıyor. Tüm alımların 50/d ile yapılması ve 33/a’ya geçişlerin de kaldırılması durumu, ülkemizde ki üniversitelerin büyük kısmının devlet üniversitesi olduğunu düşünüldüğünde uzun vadede çok ciddi zararlar verecek. 33/a kadrosu, eski adı yardımcı doçentlik yani adı doktor öğretim üyesi olan kadronun kaldırılması ile entegre edilerek kullanılırsa, ülkemizdeki kadro ilan edilmesi zorunluluğunu ciddi olarak hafifletecek. Ne yazık ki Cumhurbaşkanımızın doğrudan emrine rağmen yardımcı doçentlik tam olarak kaldırılmamış, yalnızca adı değiştirildi. Artık yardımcı doçentlik gerçekten ve tamamen kaldırılarak sistemdeki kadro ilan etme tıkanıklığı giderilmeli ve yeni sistem kadro ilanına gerek kalmayan 33/a sistemi üzerine kurulmalı. Bu konuda çok detaylı raporlarımız da bulunuyor."

DOÇENTLİK SÖZLÜ SINAVI KALKMADI


Doçentlik sözlü sınavının kalktı denilse de ne yazık ki tam olarak kalkmadığını, üniversitelere bırakıldığını anlatan Özkoçak, "Yine doçentlik şartları eski sisteme göre ciddi olarak zorlaştırılmasına rağmen sözlü sınav kalkmamış, üstüne üniversitelere atama şartlarında arttırma yetkisi verilmiş ve bu atama şartları da küçük büyük üniversite fark etmeksizin üniversiteler tarafından giderek arttırılmaya başlanmıştır. Elbette doçentlik gibi önemli bir kadronun belirli şartları olması ve adayların emek sarf etmesi gerekiyor. Ancak burada önemli olan zorlaştırmak için adayları bıktıracak mantıksız şartlar değil mantıklı ve niteliğe yönelik şartlar olması" diye konuştu.

AKADEMİK ASKERLİK

Akademik askerlik konusunu geçmişte de gündeme getirdiklerini ve kabul gördüğünü kaydeden Özkoçak, "İhtiyaç olan yerlerde akademisyen olarak çalışarak vatani görevini yerine getirebilme hakkının, bedelli askerliğin kabul gördüğü şu günlerde özellikle gündeme tekrar gelmesi gerekiyor" dedi.


Günümüzde bilim insanlarından ülke ekonomisine ve global bilgiye katkı yapmasının beklendiği, ancak gerekli maddi desteğin sağlanamadığını anlatan Özkoçak, şöyle devam etti: "Birçok ülkede bilimsel buluşlar çok yüksek meblağlar harcandıktan sonra yapılmaktadır. Her ne kadar mali konular çok taraflı sorunlar da olsa, bu noktada özellikle bilimsel eğitimin en önemli safhası olan doktora süresince, bütün doktora öğrencilerine kurumları üzerinden veya kurumlarından bağımsız olarak ödenekler sağlanmalı ve bu ödenekler 10 – 20 bin TL gibi özellikle fen ve sağlık bilimlerinde yetkin ve özgün araştırma yapmaya uygun olmayan küçük rakamlar olmamalı."

AKADEMİK MOBBİNG

Yükseköğretimde mobbing ve yıldırma olaylarının giderek arttığını ve bu durumun birçok sorunu da beraberinde getirdiğini vurgulayan Özkoçak, "Mobbing çalışma verimini düşürmekle kalmayıp insanların günlük hayatlarını da ciddi şekilde etkiliyor. Saydığımız genel sorunların yanı sıra birçok irili ufaklı sorun da bulunuyor. Bunlardan bazıları kısa vadeli olarak çözüm bekliyor. Yurt dışında eğitimini tamamlayarak yurda gelen öğrencilerimizin on yıldan uzun süredir çözümsüzlükle devam eden denklik sorunları ve ALES’in geçerlilik süresi konusunda üniversitelerin farklı uygulamalarda bulunması bunlara örnektir. Yeşil pasaport hakkı bulunmayan özellikle genç akademisyenlerin bilimsel toplantılara ve araştırmalara katılımlarda zorluk yaşaması sorunu da çözülmeli. Akademik unvana ve kadro kurumuna bakılmadan tüm akademisyenlerimize yeşil pasaport hakkı tanınmalı. Yine FETÖ soruşturmasında takipsizlik veya beraat aldıkları halde görevine geri dönemeyen ve bu durumun hain terör örgütünün isteyeceği şekilde devletimize küskünlerin sayısının artmasına hizmet etmesi önemli bir problemdir. İdari boşluktan dolayı şuan ilan edilemeyen ve Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenleme yapılması beklenen Öğretim Elemanı kadrolarının ilanı sorununun da kısa zamanda neticelenmesi 2018 kadrolarının yanmaması için önem arz ediyor" dedi.

Türkiye'deki en önemli konulardan birinin eğitim ve eğitim sistemi olduğunu söyleyen Özkoçak, "Milyonlarca eğitimci, öğrenci ve aileyi ilgilendiren Milli Eğitim Bakanlığı görevini Prof. Dr. Ziya Selçuk’un üstlenmesinden sonra eğitim camiasında da sorunlara yönelik çözüm beklentileri artmış ve artmaya da devam ediyor. Keza bu kısa süreçte bile çeşitli iyileştirmeler Mili Eğitim bünyesinde hayata geçirildi. Atanan bakan yardımcılarının da kendi alanlarında liyakatli olması bu duruma önemli katkılar sağlayacak. Bakan yardımcıları İbrahim Er, Prof. Dr. Mahmut Özer, Prof. Dr. Mustafa Safran ve Reha Denemeç’e de başarılar diliyoruz. Özellikle Sayın Safran ve Sayın Özer yükseköğretimin içinden gelen ve sorunları iyi bilen deneyimli bürokratlar. Elbette kronikleşen sorunlar dünden bugüne oluşmuş sorunlar değil ve akşamdan sabaha kadar da çözülmesini beklemek hayalperestlik olacak. Ancak Milli Eğitim bünyesinde hayata geçmeye başlayan önemli değişiklikler üniversitelerimize yönelik düzenlemeler hakkında da umudumuzu artıyor. Üniversitelerimizde acil düzenlenmesi gereken birçok sorun bulunuyor ve bunlardan bazıları özellikle elzem hale geldi" dedi.