Beyaz eşya sektörünün ihracatı Avrupa pazarlarındaki talep düşüşünün etkisiyle ilk çeyrekte yüzde 5 gerilerken; iç pazarda ise beklenti enflasyonundan kaynaklı ortaya çıkan güçlü talep ve satışlardaki yüzde 28 artış sanayiye destek verdi.

İhracattaki olumsuz görünümün süreceğini öngören sektör temsilcileri, üretim ve istihdam kayıpları yaşanmaması için iç piyasanın daha da önem kazandığına dikkat çekerken; son dönemde gündeme gelen kredi kartı taksit sayısının azaltılması, kredi faiz ve komisyon oranlarının yükseltilmesi gibi uygulamaların iç piyasa için risk oluşturduğuna dikkat çekiyor.

Türkiye beyaz eşya sanayisi Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise Çin'in ardından en büyük üreticisi konumunda. Türkiye beyaz eşya sektörü, 33 milyon adetlik üretiminin üçte ikisini ihraç ettiği için, ihraç pazarlarındaki daralma, sektörün üretim ve istihdam yapısını doğrudan etkileyebiliyor.

TÜRKBESD verilerine göre, beyaz eşya ihracatı ilk çeyrekte yüzde 5 düşüşle 5,3 milyon adet seviyelerine gerilerken; mart ayı özelinde de yüzde 11 düşüşle 1,9 milyon adet oldu.

İç satışlar ise ilk çeyrekte yüzde 28 artışla yaklaşık 3 milyon adet, mart ayı özelinde de yüzde 24 artışla 1,1 milyon adet olarak gerçekleşti.

'KREDİ KARTI KARARLARI RİSK OLUŞTURUYOR'

Sektörün ilk çeyrek performansı ve önümüzdeki dönem görünümünün değerlendirildiği toplantıda konuşan Türkiye Beyaz Eşya Sanayicileri Derneği (TÜRKBESD) Başkanı Gökhan Sığın, "İhracattaki düşüşün temel nedeni küresel pazarlardaki daralma oldu. Buna karşılık üretim ve istihdam seviyelerimizi iç pazardan aldığımız ile korumaya devam ediyoruz. Bu noktada, iç pazar canlılığını sürekli kılmak büyük önem taşıyor" dedi ve ekledi:

"Bu da ancak tüketicilerimizin temel bir ihtiyaç olan beyaz eşyalarını alım gücüne sahip olması ile mümkün. Son dönemde gündeme gelen kredi kartı taksit sayılarının azaltılması, kredi faiz ve komisyon oranlarının yükseltilmesi gibi uygulamalar iç pazar için risk oluşturuyor."

Mevcut durumda sektörde 9 taksit uygulaması olduğunu belirten Sığın, bazı bankaların bunu 6 taksit olarak uyguladığını belirterek, bu durumun da tüketicilerin alım gücünü olumsuz etkilediğine işaret etti.

Şu anda iç pazardaki artış trendinde yavaşlama sinyalleri geldiği ve bu durumun önümüzdeki aylarda da devam edebileceği uyarısında bulunan Sığın, alışverişi zorlaştırıcı uygulamaların iç pazarda daralma riskini beraberinde getirdiğini söyledi.

'SEKTÖR ÜZERİNDEKİ MALİYET BASKISI AZALTILMALI'

Beyaz eşya sektöründe üretim ve istihdam yapısının bozulmaması için iç piyasadaki tüketim gücünün korunmasının yanı sıra, sektör üzerindeki maliyet baskısının da azaltılması gerektiğini vurgulayan Sığın, bunun için bir dizi öncelikli unsuru sıraladı.

Sığın, "Sektörümüzün rekabetçiliğini koruması için en kritik konulardan biri maliyet baskısı. Özellikle maliyeti doğrudan etkileyen Geri Kazanım Katılım Payı (GEKAP) türü uygulamalarda gerçekleştirilen yüksek artışlar bu dönemde sektörümüzü olumsuz etkiliyor. GEKAP tutarlarının 2020’den bu yana 10 katına çıkmış olması sektörümüzde birim maliyetleri artırdığı gibi ihracat rekabetçiliğine de olumsuz yansıyor" diye konuştu.

TÜRKBESD Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Fatih Özkadı ise, Türkiye'ye geçici olarak ithal edilen ve işleme tabi tutulan eşyanın, işleme sonrasında tekrar ihraç edilmesini sağlayan Dahilde İşleme Rejimi’nin (DİR) sektör açısından önemine işaret etti.

Özkadı, "Pandemi sonrası Çin beyaz eşya üreticilerinin AB pazarında ciddi pazar payına ulaşmaları karşısında AB’deki rekabet çok çetin bir hal aldı. Özellikle çelik hammaddelerdeki DİR kullanımının kaldırılması veya kısıtlanması durumunda, çelik hammadde tedarikindeki maliyetlerin yüzde 15-20 civarında artmasına sebep olacağından özellikle AB başta olmak üzere uluslararası alanda rekabet edilebilirliğimiz çok ciddi sıkıntı ile karşılaşması mümkün" diye konuştu.

Toplantıda ayrıca, yassı sacın sürdürülebilir şekilde temin edilmesinin sektör üretimi açısından hayati olduğuna işaret edilerek, sıcak yassı çelik ürünlerinin ithalatına getirilecek herhangi bir kısıtlama ya da ek verginin sektörün küresel pazarlardaki rekabet gücüne darbe vuracağına işaret edildi.