Dedeleri Isparta’da gül üreticisiyken şans getirsin diye onu küçükken hasat zamanı güllerin içine atarlarmış. Büyüdükçe işin içine de katmışlar. Parfüm üreticileri ile toplandıkları Fransa’ya giderken yanlarında her zaman Gülşah Gürkan da varmış. O gelecek planlarını mühendislik üzerine kurmuş ama güllerin etkisinden uzaklaşmadan yapmış bunu. Dön dolaş memleketine dönmüş sonunda. En iyi bildiği işi kendi markasını çıkararak yapmaya karar vermiş. Şimdi internette ve eczanelerden ulaşabileceğiniz Gülsha da
böyle doğmuş.
Gülşah Gürkan’ın tek mottosu “Kendi yüzüme sürmeyeceğim şeyi hiçbir kadına öneremem” olmuş ki dediğini de yapmış. Gül suyunun kokusundan çekinenlere de söyleyecek bir çift lafı var; Sentetik kokuları duya duya gerçeğini muhtemelen hiç denememişsiniz, deneyin öyle konuşalım...”
GÜLLERİN İÇİNDE BÜYÜDÜM
Güllerin içinde geçen nasıl bir çocukluk sizinki?
Aile işimiz gereği güllerin içinde doğdum ve güllerin içinde büyüdüm. Doğum günüm tam gül mevsimi başlangıcında olduğundan ismimi Gülşah koymuşlar. Şu an tutkuyla ürettiğim “Gülsha”, hayatımın gülle örülü olmasının sonucu oldu.
Babaannem sadece yüzünü değil tüm vücudunu, havlulara döktüğü gül suyuyla silerdi. 75 yaşında ne yüzünde ne vücudunda tek bir yaşlılık lekesi vardı.
50 YILDA USTALAŞTIK
Nasıl karar verdiniz markalaşmaya?
Aile olarak 1965’ten beri gül özü üretiyor, hammadde olarak parfüm ve kozmetik üreticilerine ihraç ediyoruz. 50 yıldan uzun bir süreyi gülün şifa sırlarını keşfetmeye adadık. Bu süreçte gül yapraklarındaki esansiyel yağları en saf haliyle elde etme becerimizde ustalaştık. 2011’de gülün benzersiz faydaları hakkında edindiğimiz tecrübeyi özel bir cilt bakım serisine aktarmaya karar verdik.
Elle toplanan güller
İçeriklerinizde ne gibi farklar var? Bu nasıl bir çaba ve özveri gerektiriyor?
Piyasadaki birçok ürün, standart formüllere “koku” katılarak elde ediliyor ve seri halde üretiliyor. Biz her biri uzun ve detaylı çalışmalar gerektiren özel formüller hazırlayarak sıfırdan üretim yapıyoruz. Ürünlerimizde, Isparta’daki bahçelerden elle toplanan taze “Rosa Damascena” güllerini kullanıyor, çiçeklerdeki esansiyel maddeleri en saf haliyle elde ediyoruz. Bunun dışında, tüm içeriklerimizin, Skin Deep gibi çevreci gruplar tarafından verilen bağımsız değerlendirme notlarını kontrol ediyoruz.
Fransız uzmanlarla mı çalışıyorsunuz?
Bu işin hammadde tarafında yıllardır vardık ama bitmiş ürün tarafı bambaşka ve çok dev bir dünya. En başında en iyisini yapma hedefi ve gayretiyle yola çıktığım için Fransa’da, İsviçre’de ve Almanya’-da birçok uzmanla görüştüm. Şansım yaver gitti; uzun yıllardır bilinen markaların ürün geliştirme uzmanlığını yapmış Fransız bir kimyagerin yeni açtığı firmaya kabul ettiği üç müşteriden biri oldum.
Rosa Damascena’nın nasıl bir enerjisi var?
Aslında hepimiz bir enerjiyiz. Dünyadaki tüm varlıkların enerjilerini ölçtüklerinde, 320 MHz ile Rosa Damascena’nın esansiyel yağı birinci sırada geliyor.
Dermatolog Betül Şengör “Gül suyu, cilt için mükemmel bir yatıştırıcı”
Gül suyu ve gül yağı, dermatoloji problemleri için yazdığımız reçetelerin birçoğunda tercihimiz olmuştur. Peki neden gül? Kullanıldığı bölgelerdeki etkilerine göre açıklamak gerekirse; örneğin göz makyajı temizliğinde hassas olan bu bölgenin ideal solüsyonu. Gözlerdeki yorgunluk, hatta koyu renkli halkaların oluşumunu engellemek için, gülsuyu içeren kompresler uygulanabilir. Cilt için mükemmel bir yatıştırıcı ve temizleyici. Bu sebeple makyaj temizliğinden kızarıklık yatıştırmaya ve cilt yenileme amaçlı nemlendirici etkisine kadar türlü nedenlerle kullanılabilir.
Üç adımlık seriyle cildinize canlılık katın...
Şu an için, temel cilt bakımı rutinini kapsayan 3 adımlık bir serileri var. Arındırıcı gül tozu, tam gül suyu ve gül yüz yağı ile cildi arındırıyor, tazeliyor ve besleyerek canlandırıyorlar. Yüz yağları içinde barındırdığı gerçek gülyağı ve omega 3, 6, 9 esansiyel yağ asitleriyle cilde yumuşaklık veriyor. Ürün ayrıca cilt bariyerini güçlendiren ve elastikiyeti artıran lipidler de içeriyor. Arındırıcı gül tozu, bir günlük temizleme ürünü ve exfoliant.