‘Tek şifresiz premium TV kanalı’ olarak yayın hayatına başlayan Sony Channel’in Türkiye macerası bir buçuk yıl öncesine dayanıyor. Geleceğe yönelik hedefleri arasında ise yerel yapımlar önemli bir yer teşkil ediyor. Planet TV’nin sahibi Sevin Ergun Sefada, beş yaşındayken kurduğu hayalinin gerçekleşmesi için bir buçuk yıl boyunca Sony ile görüşmeler yapmış ve geçen sene 15 Temmuz’a denk gelen, Türkiye’nin en zor döneminde onu hayaline kavuşturan imzayı atmayı başarmış… Sony Channel Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı Sevin Ergun Sefada ve Sony Pictures Television Networks Başkan Yardımcısı Lyle Stewart ile şirketin Londra Merkez binasında görüştüm. 1 - Merhaba; önce sizi tanıyalım… Lyle Stewart: Kendimi bildim bileli medya sektöründeyim. Sektöre, Paramount ve Tri Star Columbia Pictures’ta devam ettim. Sonra Sony’nin Amerika’daki Los Angeles ofisinde işe başladım. 2000 yılında Londra’ya geldim. 17 yılı aşkın zamandır Sony Pictures’tayım ve şimdi Sony Pictures Television Networks CEEMA Kıdemli Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyorum. - Kanalın Avrupa, Rusya, Hindistan ve Afrika’daki yatırımlarını yönetiyorsunuz. Şimdi de Türkiye’ye geldiniz… L.S.: Aslına bakarsanız bu benim 12 yıldır istediğim bir şeydi. 12 yıldır Türkiye’ye girmek için fırsat kolluyordum çünkü bu ülkede çok canlı ve genç bir pazar var. Kişisel olarak da Türkiye’deki yayıncılık ortamını çok heyecan verici buluyorum çünkü sektörde ilham verici işler yapılıyor. Türkiye’ye dair makro ekonomik öngörülerimiz her zaman çok olumlu. - Hâlâ mı? L.S.: Tabii. Türkiye zaman zaman zor dönemlerden geçiyor ama hem ben hem de temsil ettiğim Sony Grubu buraya uzun yıllar sürecek bir yatırım için geldik. 5 - Bu amaca ulaşmak için bir planlama yaptınız mı? L.S.: Elbette! 2026 yılına kadar planımız hazır. Sevin Ergun Sefada: Biz bu işbirliği için bir buçuk yıldır çalışıyoruz. Sony çok kurumsal bir şirket ve önünü görmeden hiçbir adım atmıyor. - 2026 yılına kadar Sony adına hangi projeler hayata geçmiş olacak? L.S.: “Dünyada ve Türkiye’de ne olacak?” diye soruyorsanız onu kimse bilmiyor! Ama bizim ne yapacağımızı sorarsanız, planlamaya aldığımız işlerimizi zamanın ruhuna uydurarak yapmaya devam edeceğiz. - O ülkelerde yerel içerik mi üretiyorsunuz? L.S.: Etap etap gelişiyor her şey. Türkiye’de beş yıl içinde ses getirecek bir Türk drama dizisine imza atmayı hayal ediyoruz. - Geleceğe yönelik projeleriniz neler? S.E.S.: İlk hedefim Sony’nin televizyon kanallarını, ülkenin en iyi içeriğiyle, en geniş izleyici kitlesine sunmak. Sonra da Türkiye’nin en iyi yerel yapımını çekmek istiyorum. Dünyada da ses getirecek bir iş olsun. Şu anda Sony ile ilgili en büyük hayalim bu! 3 Dünyada en sevdiğim yer iSTANBUL - Türkiye’nin nesini seviyorsunuz? L.S.: İnsanlarını! Kendimi hep ‘organize bir kaos’un içindeymiş gibi hissediyorum. Her şey karmakarışık ve herkes fazlasıyla duygusal gibi gözüküyor ama sonra bir biçimde işler yoluna giriyor. İstanbul dünyada en sevdiğim yer. - Sektörün geleceği konusunda ne düşünüyorsunuz? L.S.: Sony olarak geleneksel yayıncılık alanlarında izleyiciye ulaşmak ve yeni teknolojilerle dönemin ruhunu yakalamak istiyoruz. Amerika’da ve Avrupa’da bu anlamda yayın platformlarımız var. Şimdi de Türkiye’de aynı yöne ilerliyoruz.   4 İçerik tüketme alışkanlıkları değişti - Sizce diğerlerine göre daha eğitimli ve sosyo-ekonomik düzeyi yüksek kesim neden televizyon izlemeyi bıraktı? L.S.: Bence insanların içerik tüketme alışkanlıkları değişti. İzleyici artık her hafta yeni bir bölüm beklemek istemiyor ve bir gece boyunca altı bölümü arka arkaya izliyor. Geleneksel kanallar da bu yeni izleyiciye ulaşmaya çalışıyor. Örneğin biz de hafta sonu kuşaklarımızda bir dizinin beş bölümünü arka arkaya yayınlıyoruz.