10 Kasım, Atatürk'ün vefat ettiği günü anmak ve onun mirasını yaşatmak amacıyla Türkiye genelinde bir yas günü olarak kabul edilir. 10 Kasım, aynı zamanda Türk milletinin bağımsızlık ve modernleşme ideallerine olan bağlılığını ve Atatürk'ün bu hedeflere ulaşmak için gösterdiği çabaların yanı sıra Türk milletinin birlik ve beraberliğini vurgular ve Atatürk'ün Türk ulusuna bıraktığı mirası hatırlatır.

10 KASIM RESMİ TATİL Mİ?

10 Kasım tarihi resmi tatil takvimi içerisinde almıyor. 10 Kasım Atatürk’ü Anma Günü, Türkiye’de ulusal yas günü olarak kabul edilir. Bu günde, Türkiye genelinde resmi törenler düzenlenir ve Atatürk için saygı duruşunda bulunulur. Ayrıca, okullarda ve diğer eğitim kurumlarında Atatürk’ün hayatı ve eserleri hakkında etkinlikler düzenlenir.

10 Kasım günü her sene olduğu gibi saat 09:05’te ülke genelinde bir dakikalık saygı duruşu yapılacak ve sirenler çalınacak.

ATATÜRK SÖZLERİ

Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar, evet, bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zorâki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Bence diktatörlük, diğerlerini râm edendir. Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.


Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir - Atatürk'ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık

Ben istese idim derhâl askerî bir diktatörlük kurardım ve memleketi öyle idâreye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki, milletim için modern bir devlet kurayım.

Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir - Atatürk'ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık

Benim adım 'çok içer' diye çıkmıştır. Filhakîka ben, öteden beri içerim. Fakat istediğim zaman bunu keserim; karıştırmam. İçki, sâdece benim keyfim içindir. İçki yüzünden vazîfemi bir an geri bıraktığımı hatırlamıyorum. Daha gençken, manevralara çıkılmadan önce, muhabbete dalarak sabaha yakın zamanlara kadar içsek bile ben, bazen uyumadan saatinde vazîfem başına gider ve görülecek işi bir dakika geri bırakmazdım. İçki ve vazife, iki ayrı şeydir. Birbirine dokunacak yerde vazifeyi elbette keyfe tercih etmeli, içkiyi behemehâl kesmeli.

Karal (ord. prof.), Enver Ziya (2003). Fatih Özdemir - Atatürk'ten Düşünceler, 170. sayfa, Ankara: ODTÜ Yayıncılık
ataturk-depo-4

Çocukluğumdan beri bir tabiatım vardır, oturduğum evde ne ana, ne kızkardeş, ne ahbapla bulunmaktan hoşlanmam. Ben, yalnız ve bağımsız olmayı, çocukluktan kurtulduğum günlerden başlayarak daima tercih etmiş ve sürekli olarak öyle yaşamışımdır. Tuhaf bir halim daha var: ne ana -babam çok erken ölmüş-, ne kardeş, ne de en yakın akrabamın, kendi tutum ve düşüncelerine göre, bana şu veya bu tavsiye ve nasihatta bulunmasına tahammülüm yoktu.

İsmail Habib Sevük: Atatürk için; Kültür Bakanlığı yyn., Ankara, 1981, s.91.
Beni görmek demek, behemahal (mutlaka) yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız bu kâfîdir (yeterlidir).

Orduya ilk katıldığım günlerde, bir arap binbaşısının 'kavm-i necip evladına sen nasıl kötü muamele yaparsın' diye tokatladığı bir anadolu çocuğunun iki damla gözyaşında Türklük şuuruna erdim. Onda gördüm ve kuvvetle duydum. Ondan sonra Türklük benim derin kaynağım, en derin övünç membaım oldu. Benim hayatta yegane fahrim, servetim, Türklükten başka bir şey değildir.

Milletim beni nereye isterse oraya gömsün. Yeter ki beni unutmasın.