TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu, Susurluk davası kapsamında Yenipazar Cezaevi’nde bulunan, eski İçişleri Bakanı ve eski DP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ı dinlemeye başladı.

27 Mayıs ve 28 Şubat Alt Komisyonu Başkanı AK Parti milletvekili Yaşar Karayel başkanlığındaki heyet, Aydın’ın Yenipazar İlçesi’ne geldi. Burada bulunan yüksek güvenlik cezaevine geçen heyet, Mehmet Ağar’ın ifadesine başvurmak üzere saat 13.40’da içeri girdi. Alt Komisyon Başkanı Yaşar Karayel, “28 Şubat döneminde Türkiye’nin yaşadığı travmaları soracağız. Geniş açıklamayı çıkışta yapacağız” dedi.

Komisyonda, AK Parti milletvekili Yaşar Karayel’in yanı sıra, MHP Milletvekili Özcan Yeniçeri, CHP Milletvekili Ahmet Toptaş, AK Parti milletvekilleri Feyzullah Kıyıklık, Cengiz Yabiloğlu, İdris Şahin ve Selçuk Özdağ bulunuyor.

Komisyonun, Refahyol hükümeti döneminde İçişleri Bakanlığı yapan Mehmet Ağar’a, Erbakan’ın olaylı Libya gezisi sonrası istifa sürecini, Susurluk sürecini ve kontrgerilla konusunu sorması bekleniyor.

ÖZDAĞ İLK BÖLÜMÜ ANLATTI
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu üyesi AK Parti Manisa milletvekili Selçuk Özdağ, Yenipazar Cezaevi'nde eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'a yöneltilen soruların ilk bölümünü ve aldıkları yanıtları açıkladı.

İşi nedeniyle kendisinin ayrılmak zorunda kaldığını kaydeden Özdağ şunları söyledi:

Mehmet Ağar'a özgeçmişinden itibaren soru sormaya başladık. Babasından başladık. Babası biliyorsunuz Adana Emniyet Müdürü idi. 1960 darbesinden sonra tutuklandı. Bu dönemde aile olarak yaşadıkları sıkıntıları, babasının işsiz kaldığı dönemleri sorduk. 'Biz çok şöhretli bir aileydik. Bürokraside çok güçlüydük. Çok sıkıntılı anlar yaşadık. 7-8 vilayet gezerek okullarımızı tamamlayabildik' dedi. Biz kendisinden 1960, 71 ve 80'e uzanan yolda bir serencam yani tarihi seyir dinledik. Bu dönem içerisinde darbelerin kötü olduğunu söyledi. Ama burada siyasilerin de üzerine düşen görevi layıkıyla yapması gerektiğini ifade etti. Siyasi istikrarın çok önemli olduğunu, siyasetin güçlü olması gerektiğini söyledi ve 'siyaset güçlü olursa başkaları darbe yapmaya zemin bulamazlar ve darbelerine meşrutiyet kazandıramazlar' ifadesini kullandı. Bu dönem içerisinde hem siyasetin hem de emniyetin güçlü olması gerektiğini belirtti. Yıllarca Milli İstibarat Teşkilatı'na bağlı olarak çalıştıklarını ve oradan bilgi aldıklarını, çünkü tüm bilgi teknolojilerinin Milli İstihbarat'ta olduğunu, Emniyet'te olmadığını ifade etti. Şimdi ise Emniyet'in çok güçlü olduğunu, şu anda ABD, Rusya ve İsrail'den sonra en büyük istihbarati güce sahip ülkenin Türkiye olduğunu söyledi. PKK ile baş edebilecek güçte olduğunu ve en kısa zamanda da PKK'nın çok ciddi şekilde darbeler yiyeceğini, Türkiye'nin hem siyasi istikrardan mütevellit hem de son zamanlarda teknolojik olarak ulaşmış olduğu süreçten dolayı PKK'yı alt edebileceğini ifade etti."

UĞUR MUMCU, TURGUT ÖZAL
Selçuk Özdağ, Ağar'a "Uğur Mumcu'nun ölümünden sonra Güldal Mumcu ile bir görüşmesinde 'bir tuğla çekersem altından çok şeyler çıkar' ifadesini" kullanıp kullanmadığını sorduğunu belirtti. Özdağ, Ağar'ın "Ben bu ifadeyi kullanmadım. Güldal Mumcu benim sınıf arkadaşım. Ben kesinlikle böyle bir ifadeyi kullanmadım. Hatta birkaç sefer bu konuyu tekzip etmeme rağmen, hala bu konuyla suçlanıyorum" dediğini belirtti.

Özdağ, Korkut Özal'ın, "Turgut Özal suikastiyle ilgili olarak Mehmet Ağar bütün arka planları biliyor ve bununla ilgili bilgileri saklıyor" açıklamasını da Ağar'a sorduğunu ifade etti. Özdağ, Ağar'ın verdiği yanıtı şöyle aktardı:

"Ben Özal'a çok büyük saygı duyuyorum. Özal, Türk siyasi hayatının çok önemli duayenlerinden bir tanesiydi. Bütün geldiğim noktalara Özal sayesinde geldim. Elbette ki yeteneklerim imkanlarım vardı ama, Özal hem çok değerli bir başbakan, hem de çok değerli bir siyasetçi ve cumhurbaşkanıydı. Ben bilsem bunları söylerdim neden söylemeyeyim? Bizim emniyetçi olarak, istihbaratçı olarak veya bu tür görevlerde bulunan insan olarak önemli olayları aydınlatmak gibi bir isteğimiz vardır. Öyle birşey olsaydı aydınlatmak noktasında gereğini yapardım. Kartal Demirağ (Özal'ın suikastçisi) ile ilgili söyleceklerim de bir dış bağlatısının olduğunu düşünmüyorum, tahmin etmiyorum. Kendisinin belki psikolojik nedenlerle bu işi yapmış olabileceğini tahmin ediyorum."

PKK VE İSLAMİ YAPI
Ağar'ın daha sonra 90'lı yıllarla ilgili bilgi verdiğini anlatan Özdağ, "Bu yıllarda terör örgütü PKK'nın çok güçlü olduğunu, ancak şimdi bu gücünü kaybettiğini söyledi. O dönemde askerlerin bölgedeki dini yapıyı ve Türkiye'deki islami yapının hassasiyetini ihmal ettiklerini, cenaze namazlarını dahi kılmadıklarını ifade etti. Daha sonra kendisinin gayretleriyle askerlerin dini değerlere saygı gösterdiğini ve askerlere de yöre halkının çok daha büyük saygı duyduğunu söyledi. Yöre halkının tekke ve medreselerin kapatılmasından sonra bu işleri gizli yaptığını ifade etti. O bölgede bizi hala mozaik olarak bir arada tutan tutkal unsurunun islam olduğunu söyledi. İslama ve o bölgenin insanının değer yargılarına saygı duymamız gerektiğini belirtti" diye konuştu.

AK PARTİ VE GÜNEYDOĞU
Ağar'ın Türkiye üzerine kafa yorduğunu dile getirdiğini belirten Özdağ, "AK Parti'nin Güneydoğu Anadolu'da çok güçlü olması nedeniyle Türkiye'nin bölünmediğini söyledi. Bugün Türkiye'nin en büyük teminatının Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu'da AK Parti'nin gücü olduğunu ve bunun devam etmesini gerektiğini belirtti. 'Eğer bu güç devam ederse, yani siyasi istikrar devam ederse, hem terörün üstesinden geliriz, hem de bu milletin AK Parti'ye olan teveccühü nedeniyle bölünme tehlikesini bertaraf ederiz, izole ederiz ifadesini kullandı" dedi.

ASIL SORULAR ŞİMDİ
Gazetecilerin, "bu açıklamalar sizi tatmin etti mi?" sorusuna da Özdağ, "Kendisi bir tarihi süreç içerisinde yaşadıklarını anlattı. Ben sadece sorularımı sordum. Asıl sorular şimdi başladı. 28 Şubat 1997 yılından 27 Nisan e-muhtırasına kadar olan süreçle ilgili sorular şu an sorulacak" dedi.

CHP'Lİ ÜYE TATMİN OLMADI
Dışarı çıkan komisyon üyelerinden ilk olarak CHP Afyonkarahisar Milletvekili Ahmet Toptaş, kameraların karşısına geçti. Toptaş, "Sayın Ağar'dan ben zaten birşey öğreneceğimizi beklemiyordum. Bildiğimiz şeyleri söyledi. Yeni birşey yok. Kendi yaşam hikayesini dinledik. Emniyet Müdürlüğü, Emniyet Genel Müdürlüğü ve siyaset hayatını anlattı. Sorduğumuz soruların hiç birisine bizim işimize yarar şekilde cevap vermediğini söyleyebilirim. Örneğin Susurluk olayındaki rolü ve Susurluk ile ilgili bilmediğimiz hiçbirşey söylemedi. Doğruyol Partisi ile Anavatan Partisi'nin birleşmesiyle ilgili birşey söylemedi. Türkiye'deki faili meçhul cinayetlerle ilgili hiçbirşey söylemedi. Yani yeni birşey söylemediğini söyleyebilirim" dedi.

DERİN DEVLET
Gazetecilerin uzun süre içerde kaldıklarını hatırlatması üzerine de Toptaş, "Evet çok uzun şeyler anlattı. Ama anlatmasına da fırsat verdik. Sanıyorum cezaevinde uzun süre kalınca bir insan anlatma ihtiyacı duyuyor. Bunu de doğal karşılamak lazım. Ama beklediğimi hiçbir şeyi alamadım. Kendisine derin devletin ne demek olduğunu sordum. 'Derin devlet Musul ve Kerkük'ten başka toprak kaybetmemektir' dedi. Yani entresan. Ne anlıyorsanız anlıyorsunuz. Bir de işkenceleri sorduk. 'Onlar sert sorgu yöntemleriydi' dedi. Bunun de ne anlama geldiğini anlamak lazım. Kendisine İsrail'den alınan kayıtdışı silahları sordum. 'Mücadele için gerekiyordu' dedi. 'Silahların kaydı yok muydu' diye sordum. 'Yoktu. bunların kaydı olmaz' diye yanıt verdi" diye konuştu.

AK PARTİLİ BAŞKAN MEMNUN
Daha sonra Komisyon Başkanı AK Parti Milletvekili Yaşar Karayel, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Kareyel, CHP'li vekilin aksine Mehmet Ağar'ın söylediklerinden tatmin olduklarını belirtti. Karayel, şöyle konuştu:

"Darbe ve muhtralarla ilgili bütün arkadaşlarımızın soruları oldu ve içtenlikle yanıt verdi. Özellikle 28 Şubat dönemi, kendi dönemi, 96'ya kadar olan dönem ve İçişleri Bakanlığından ayrılmasına kadar olan dönemi arkadaşlar sordu. Refahyol hükümetinin düşürülmesi ile ilgili sorular soruldu. 27 Nisan'daki Cumhurbaşkanlığı seçiminde oylamaya katılmamaları ile ilgili sorular soruldu. Kendisi bu konularla ilgili cevaplarını verdi. Yanıtlar tutanaklarda var. Daha sonra bu tutanakları sizinle paylaşacağız. Sayın Ağar devlet adamı anlayışı içerisinde yapmış olduğu hizmet dönemlerinde doğru bildiklerini bizlerle paylaştı."

ERBAKAN'IN LİBYA GEZİSİ
Erbakan'ın olaylı Libya gezisi ile ilgili sorular da yöneltildiğini kaydeden Karayel, "Erbakan'ın Libya gezisi sonrasında kendisinin bakanlıktan istifa etmesi konusundaki sorulara da yanıt verdi. Özellikle Dışişleri Bakanlığı istihbaratlarından gelen bilgiler olduğunu, o bilgileri sayın Erbakan ile paylaştığını, gitmemesi gerektiğini Bakanlar Kurulu'nda söylediğini belirtti. Daha sonra bir kararname hazırlandığını ve Erbakan'ın, bu kararname kendisine sorulunca 'haberim yok' dediğini, 'Ben öyle bir kararname imzalamadım' dediğini ve Libya'ya gittiğini, Erbakan'ın dönüşünde de kendisinin haklı çıktığını söyledi" diye konuştu.

Kareyel, sözlerini "Bizin için tatminkar bir görüşme oldu. kendisine geçmiş olsun diyoruz. İnşallah en kısa zamanda hürriyetine kavuşur" diyerek tamamladı.

Cem ULUCAN-Murat GÜRKAN / YENİPAZAR, (Aydın) (DHA)